İmamoğlu’ndan iktidara: “Sonlarının geldiğini görüyorum” İmamoğlu’ndan iktidara: “Sonlarının geldiğini görüyorum”
Haber: Bilgesu Erdem Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında seçim sonuçlarını ve gündemi değerlendirdi. Karamollaoğlu, "Dünden bugüne ülkemizdeki siyasi partilerle seçim iş birliği, ittifak ve koalisyonlar yaptık, bundan sonra da yapmaktan çekinmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Her siyasi parti gibi bizim de bu seçim sonuçlarında çıkaracağımız dersler var. Kendi payımıza en doğru değerlendirmeleri yaparak milletimizi en hızlı, en geniş şekilde kucaklamanın yollarını aramaya devam edeceğiz. Milli görüş, sistem ve zihniyet mücadelesi yapar, milli görüş kişileri ve kurumları değil zihniyetleri eleştirir. Dünden bugüne ülkemizdeki siyasi partilerle seçim iş birliği, ittifak ve koalisyonlar yaptık, bundan sonra da yapmaktan çekinmeyeceğiz. Çünkü milli görüş makam ve mevkileri değil hem millete ve insanlara hizmet etmeyi öncelemiştir” dedi. Mollaoğlu, şu ifadeleri kullandı; "Millet İttifakı'nın çalışmaları engellendi" “Gönül isterdi ki sonuç farklı olsun, adil bir seçim dönemi geçirmiş olalım, ne yazık ki ikisi de olmadı. Her türlü engellemelere, zorluklara, algı ve manipülasyona, yalan ve iftiralara rağmen sakinliğini koruyan Cumhurbaşkanı Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’na bu duruşu nedeniyle teşekkür ediyor, hemen hemen her iki seçmenden birinin oyunu almayı başarması nedeniyle de kendisini tebrik ediyorum. Yaklaşık yarım asırdır siyasetin içindeyim ancak bu denli ağır bir seçim kampanyası sürecini hiç yaşamadık desem yanlış söylemiş olmam. Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz ama bu seçimlerin hangi anormal şartlar altında yapıldığı gerçeği de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Seçimlerde ağır bir kamplaştırma, kutuplaştırma siyaseti yürütüldü. İktidar her türlü devlet imkanını kullanırken birçok yerde Millet İttifakı’nın çalışmaları kamu gücü de kullanılarak engellendi. "Değdi mi?" Değdi mi bunca şeye? Ahlakı hiçe saymaya, manevi değerlerimizi siyasetin malzemesi yapmaya değdi mi hakikaten. Bunca yalana, iftiraya, hakarete değdi mi sizce? Elde ettiğiniz bu sonuca karşılık milletimizin yarısını terörist, din düşmanı, hain öteki ilan etmeye değdi mi gerçekten? Elbette sormak zorundayız. Biz yola çıkarken ‘hedefimiz kaybedeni olmayan bir zaferdir’ demiştik, ancak sizler kazananı olmayan bir zafer elde etmek için olmadık şeylere tevessül ettiniz. TRT ve Anadolu Ajansı başta olmak üzere, tarafsız olması gereken kurumları bir siyasi partinin yayın kuruluşları haline getirmeyi değdi mi? Hala ‘değdi’ diyebiliyorsanız sizlere diyecek bir sözümüz elbette yoktur. "Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü tesis edilmelidir" Bir ülke en başta 4 ana sütun üzerine inşa edilir, bu unsurlar; ahlak, adalet, ekonomi ve eğitimdir. Devlette esas olan liyakat siyasette esas olan ise ahlaki değerlerdir. Bu sorunlara kafa yorması gerekenler hala toplumsal gerilimden beslenmenin peşindeler. Sorumluluk sahipleri yangını söndürmek yerine ateşe adeta benzin dökme peşindeler.  Türkiye’nin bir an evvel huzura kavuşması için herkesin aklı selim ve sağ duyu ile hareket etmesi bir zarurettir. Buna en başta riayet etmesi gereke ise bugünkü iktidar mensuplarıdır. Kimse bu seçim sonuçlarını yanlış okumamalıdır, yorumlamamalıdır. Siyasi rakiplerini meydanlarda yuhalatarak akla hayale gelmeyecek iftiralarla aynı yanlış tutum ve davranışları sürdürme gafletine hiçbir zaman düşmemelidir. Bu dil 3-5 oy kazandırmış olabilir ama 85 milyonun kardeşliğini, geleceğini yok edecek bir dildir.  Bu yaklaşımdan derhal vazgeçilmelidir. Bir an evvel hukukun üstünlüğünü tesis etmek gerekir. Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü tesis edilmelidir. "Devlet yönetiminde torpil ve iltimas değil ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır" Türkiye çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunları aşmak için öncelikle üretimi ve yaygın kalkınmayı esas alan bir ekonomik model benimsenmelidir. Yolsuzluk ve israf ivedi bir şekilde engellenmelidir. Gerekli olmayan verimsiz projelere değil, akıllı, planlı yatırımlara öncelik verilmelidir. Devlet yönetiminde torpil ve iltimas değil ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır. Şahsiyetli bir dış politika izlenmelidir. İçeride ne kadar birlik olursa dışarıya karşı da o kadar güçlü olacağımız unutulmamalıdır. "Dünden bugüne ülkemizdeki siyasi partilerle seçim iş birliği, ittifak ve koalisyonlar yaptık, bundan sonra da yapmaktan çekinmeyeceğiz" Saadet Partisi bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hayırlı hizmetleri desteklemeye, ülkemizin aleyhine olan yaklaşımlara karşı da sonuna kadar mücadele etmeye devam edecektir. Elde ettiğimiz seçim sonuçlarını titiz bir şekilde değerlendiriyoruz, seçimin hemen ardından Başkanlık Divanımızı topladık, ilk değerlendirmelerimizi yaptık.  Her siyasi parti gibi bizim de bu seçim sonuçlarında çıkaracağımız dersler var. Kendi payımıza en doğru değerlendirmeleri yaparak milletimizi en hızlı, en geniş şekilde kucaklamanın yollarını aramaya devam edeceğiz. Milli görüş, sistem ve zihniyet mücadelesi yapar, milli görüş kişileri ve kurumları değil zihniyetleri eleştirir. Milli görüş siyaseti yarım asırdır hep net, şeffaf olmuştur. Dünden bugüne ülkemizdeki siyasi partilerle seçim iş birliği, ittifak ve koalisyonlar yaptık, bundan sonra da yapmaktan çekinmeyeceğiz. Çünkü milli görüş makam ve mevkileri değil hem millete ve insanlara hizmet etmeyi öncelemiştir. "Yolumuza devam etmekte kararlıyız" Milli görüş siyaseti, istikamet ve sarsılmaz bir duruş sergilediği gibi uzlaşı, iletişim ve etkileşim siyasetidir. Milli görüş hareketi ve Saadet Partimiz Türkiye’nin sigortasıdır, teminatıdır. Duruşumuz esas ve usullerimiz bellidir, bunlardan asla taviz vermeyiz. Adaletsizlik ve haksızlık yapan bizden de olsa buna hiçbir zaman göz yummadık, yummayacağız. Tarih Saadet Partimizi ve milli görüş teşkilatlarını haksızlığa karşı direnenler olarak yazacaktır, bundan en ufak bir şüphemiz yoktur. Şimdi yeni seferler için yeniden bismillah diyerek yolumuza devam etmekte kararlıyız. Uzun bir aranın ardından yeni dönemde TBMM’de sorumluluk üstlendik. İnanıyorum ki milletvekillerimiz ahlak ve adalet üzerine inşa edilmiş bir geleceğin en önemli unsurları olacaktır parlamentoda.” Karamollaoğlu, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu, şunları ifade etti: "O toplantı değerlendirme toplantısı değildi" “Arzu ettiğimiz neticeyi alsak da almasak da o akşam bir araya gelmemiz tabii bir hadiseydi. Hiçbir ciddi meseleye girilmedi. Çok erken daha akşam, o bir araya gelme bir nezaket toplantısı olarak değerlendirilmeli. Bir karar alma, değerlendirme toplantısı olarak değil, çok erken. "Babasına ihanet eden AK Parti'ye gitti" Biz suni çıkışlara itibar etmeyiz. Erbakan hocamız, Saadet Partisi’nin genel başkanı olarak hayata veda etti, bu çok önemli bir konu. Onun arkasından maalesef çocukları Erbakan hocamızın bıraktığı emanete doğrudan doğruya ihanet ettiler. Kendilerinin birlikte olması için bir gayret gösterdik biz, babasına ihanet eden AK Parti’ye gitti, onlarla beraber hareket etti.  Bunun altında da birtakım konular yatıyordur diye düşünüyorum. Siyasi parti, Erbakan hocamızın söylemlerini ezberleyip onu ekranlarda dile getirmek, hocamızın yolunda olmanın işareti değildir kanaatindeyiz. "Grup arayışında olmamız gayet tabii" Şimdi Meclis’te bir grup kurabilmek için birtakım çabalar gösterilecek nasıl bir netice alırız onu zaman içerisinde göreceğiz. Ama bu arayışın içinde olmamız gayet tabiidir.”