PEKİN (AA) - Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, 26-28 Nisan'da Çin'i ziyaret etti.

Başkent Pekin'deki temaslarında Çin Adalet Bakanı Hı Rong ile görüşen Malkoç, ayrıca Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Disiplin Teftiş Komisyonu Sekreter Yardımcısı ve Ulusal Denetim Komisyonu Başkan Yardımcısı Fu Kui ile de bir araya geldi.

Malkoç, temaslarına ilişkin, AA ve TRT'ye yaptığı değerlendirmede, Türkiye ile Çin'in ilişkilerinin uzun geçmişe ve tarihsel temellere dayandığını, yakın dönemde gelişen ilişkilerle Çin'in Türkiye'nin en büyük ticari ortaklarından biri haline geldiğini belirtti.

Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumunun, dünyadaki muadil ve benzer kurumlarla temasları olduğunu ifade eden Malkoç, Çin’de kamu denetçisi niteliğindeki ÇKP Merkezi Disiplin Teftiş Komisyonu ve Ulusal Denetim Komisyonu ile Asya Ombudsmanlar Birliği Yönetim Kurulunda birlikte yer aldıklarını söyledi.

Erzurum'da üzerine buz kütlesi düşmesi sonucu ölen üniversite öğrencisi için tören düzenlendi Erzurum'da üzerine buz kütlesi düşmesi sonucu ölen üniversite öğrencisi için tören düzenlendi

Malkoç, Çin’deki muadil kuruluşun temsilcisinin daha önce iki defa Türkiye’ye ziyarette bulunduğunu ve onun davetiyle kendilerinin de Çin’i ziyaret ettiğini belirterek, "Sayın Adalet Bakanı Hı Rong ile görüştük, görüşmemiz bir buçuk saati buldu. Fevkalade önemli konularda karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Merkezi Disiplin Teftiş Komisyonu Sekreter Yardımcısı Fu Kui ile de bir araya geldik, karşılıklı işbirliği yapabileceğimiz konuları ele aldık." dedi.

Bakan Hı ve Sekreter Yardımcısı Fu ile görüşmelerinde hukukun üstünlüğü ve insan hakları konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Malkoç, iki ülkenin, gelecek dönemde, özellikle de ombudsmanlık, kamu denetimi alanında karşılıklı çalışmalar yapacaklarını bildirdi.

- "Uygur Türkleri'nin durumu, başka ülkelerin müdahalesi olmadan ele alınmalı"

Malkoç, Çin ve Türkiye’nin farklı devlet modellerine sahip olduğunu, bu nedenle hukuk anlayışında da farklılıklar bulunduğunu, bunun işleyişte bazı problemlere yol açabildiğini, bunların daha sık diyalogla ve daha fazla karşılıklı görüşmeyle çözülebileceğini vurguladı.

Türkiye ile Çin arasında, özellikle Uygur Türkleri ile ilgili bazı sorunlar olduğunu, bunların mutlaka görüşülerek halledilmesi gerektiğini dile getiren Malkoç, şunları kaydetti:

"Çin vatandaşı olan Uygur kardeşlerimizin durumu, Çin ile Türkiye arasında, başka ülkelerin müdahalesi olmadan ele alınmalı. Onların hak ve özgürlükleri konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunarak, eksiklikler, noksanlıklar veya insan hakları ihlalleri noktasında tespit edilen sorunları gidermeye çalışmalıyız. Burada esas olan, üçüncü ülkelerin bu konulara müdahale edip Türkiye ile Çin'in ilişkilerini bozmamasını sağlamak."

Malkoç, Uygur Türkleri'nin iki ülke arasında ihtilaf ve gerilim sebebi değil, dostluğu pekiştirecek bir unsur olması gerektiğinin altını çizdi.

- "Türkiye ve Çin, uluslararası sorunlarda benzer görüşleri paylaşıyor"

Dünyanın çok kutuplu bir düzene doğru gittiğini, Çin’in son yıllardaki askeri, sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmesinin bütün ülkelerce takip edildiğini dile getiren Malkoç, Türkiye ve Çin'in uluslararası sorunlarda benzer görüşleri paylaştığına dikkati çekti.

Malkoç, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı örnek göstererek, Türkiye'nin denizden komşusu olan iki ülke arasında barışı temin etmek üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ne denli çaba sarf ettiğini herkesin bildiğine, Çin'in de Türkiye'ye benzer şekilde Ukrayna ile Rusya arasında savaşın son bulup barışın temin edilmesine taraftar olduğuna işaret etti.

İsrail'in Gazze'de uyguladığı zulüm, soykırım ve insan hakları ihlallerinin de 7 aydan beri sürdüğünü, insani değerler adına ne varsa ayaklar altına alındığını, Batı’nın ürettiği ne kadar insan hakları düşüncesi ve değeri varsa tarumar edildiğini belirten Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ukrayna olayında olduğu gibi Gazze olayında da Türkiye’nin tutumu, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumu çok açık ve net: Ateşkesin sağlanması, kadın, çocuk ve sivillerin ölümünün durdurulması, Gazze’de uluslararası hukuka uygun, barışın ve can ile mal güvenliğinin temin edilmesi, dünyanın canını yakan Filistin sorununa da Bileşmiş Milletlerin 1967’de aldığı karar gereği iki devletli bir çözüm getirilmesi, yani başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’nin kurulması. Türkiye’nin tavrı ve ortaya koyduğu tutum bu. Çin de benzeri şeyleri söylüyor."

Kaynak: aa