60 yıl önce kurulan Türk Kadınlar Konseyi Derneği’nin 13 yıl önce açılan Ankara Şubesi Başkanı Ünal, yürüttükleri çalışma ve projelerini anlattı. Ünal, yakında Ankara Kalesi civarında hizmete girecek evlerde, kadınlara yeni beceriler kazandıracaklarının müjdesini verdi
Gülseren Tozkoparan Jordan / Ankara - Türk Kadınlar Konseyi Derneği, 1959 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Ankara’da kurulmuş. Kadınlara yönelik birçok hizmet ve destek veren Derneğin amacı şöyle belirlenmiş: “Türk kadınlarının maddi ve manevi kalkınmasında dayanışmayı sağlamak, Kadında; anne, eş ve kişi olmak bakımından bilinç ve sorumluluk duygularını uyandırır ve geliştirmek. Ayrıca insan hakları ve kadın-erkek eşitliği ile kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi konularında ülke genelinde yürütülen çalışmalara katılarak çalışmaları desteklemektir.” Kadın Dernekleri Federasyonu ve Gönüllü Kuruluşlar Yetişkinler Eğitim Vakfının kurucu üyesi olan Türk Kadınlar Konseyi Derneği, Türk Tanıtma Vakfı’nın da üyesi. Ayrıca dernek, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization- UNESCO) Milli Komisyonu’nun kadın dernekleri arasındaki tek üyesi. Bakanlar Kurulu’nun 13 Ocak 1960 gün ve 4/12577 sayılı kararı ile (Conseil İnternational des femmes) ile işbirliği yapılmasına ve Bakanlar Kurulu’nun 28 Haziran 1973 gün ve 7/6689 sayılı kararı ile “Türk” kelimesinin dernek adının başında kullanılmasına izin verilmiş. Yine Bakanlar Kurulu kararıyla Dernek, “Kamu Yararına Çalışan Dernek” statüsünü kazanmış. Genel Merkezi Ankara’da olan derneğin, Ankara ve Gölbaşı Şubesi ile birlikte Türkiye çapında toplam 20 şubesi, Kıbrıs Türk Kadın Konseyi olarak Kıbrıs’ta da 6 şubesi bulunuyor. Türk Kadınlar Konseyi Derneği Ankara Şubesi Başkanı Zeren Ünal ile yürüttükleri çalışmalar, projeler ve konuştuk. Derneğin, 2009’da kurulan Ankara Şubesi’nin başkanlığını Zeren Ünal üstlenmiş. Başkanların 3 yıl görev yapması nedeniyle iki dönem üst üste Başkanlık yaptıktan sonra bir dönem ara veren Ünal, halen başkanlık görevini sürdürüyor. İlk mesleği öğretmenlik kariyerine eşinin işi nedeniyle yurtdışına gittiklerinde ara veren Ünal, yurda döndükten sonra 186 kişinin girdiği sınavda üstün başarı gösterip üçüncü olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde çalışmaya başlayan ilk üç kadından birisi olmuş. Çalışırken gönüllü olarak katıldığı kadın çalışmalarına emeklilik hayatında uzun bir süredir tam zamanlı devam ediyor. Üniversite öğrencilerine destek ve burs… Derneğin öncelikle her yıl 10 civarında üniversite öğrencisine burs vererek onların eğitimlerine katkıda bulunduğunu belirten Ünal, “Verdiğimiz miktar çok yüksek bir meblağ olmasa da burs alan çocukların o kadar ihtiyacı var ki o miktar onlar için çok anlamlı. Kitaplarını, kırtasiye ihtiyaçlarını, görünmez masraflarını aradan çıkarıyorlar. Böylece burs alan üniversitelilerin, okulları sürecince 3 ayda bir hesaplarına yatan düzenli bir gelirleri oluyor” diyor. Yakın geçmişte okullarda uyuşturucu ile mücadele çalışmaları yapan dernek, Bentderesi’nde bir okulda öğrencilerin birçoğunun satıcı olduğu, velilerin perişan ve çaresiz kaldıklarını öğrenince okulla işbirliğine girmiş, velilere yönelik eğitim ve seminerler düzenlemiş ve uzmanlarla aileleri buluşturmuş. Özellikle annelerin geri bildirimlerinden ailelerin, bu tür bilgi ve desteğe ne kadar çok ihtiyacı olduğunu gördüklerine değinen Ünal, daha sonra okula tekrar davet edildiklerini, yaşanan olumlu değişikliklerin kendilerine anlatılıp teşekkür edildiğini söyledi. “Sığınma Evleri”, kadınlara maddi-manevi destek Yaptıkları ziyaretlerde, Ankara’daki bazı kadın sığınma evlerindeki ihtiyaçları tespit ettiklerini bildiren Ünal, bunun üzerine 2011’de, Ankara Barosu’nun yürüttüğü GELİNCİK Projesi’nin aktif katılımcısı ve ortağı olarak sığınma evlerinde değerli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti. Aile Bakanlığı’na bağlı sığınma evlerine de destek verdiklerini, her tür yardımın çok işe yaradığına işaret eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözgelimi ihtiyaç sahiplerine kiralanan evlerin bir yıllık kiraları ödeniyor ama yeterli eşyaları olmayabiliyor. Böyle durumlarda, üyelerimiz arasında hemen bir organizasyon yaparak eşya topluyor, yenilerini alıp ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Bir süre sonra, iş bulup çalışmaları gerektiğinde çözümler bulmaya çalışıyoruz. Bize ulaşanları eli boş göndermiyoruz. El emeği ürünleri, ürettikleri ne varsa üyelerimiz arasında rağbet görüyor. Mantı mı yapıyor, ilk müşterisi bizleriz. Evinde çikolata yapan var yine ilk müşterileri bizler oluyoruz. Mesela yıllardır tanıdığımız, sığınma evinde kalan bir kadın mantı yaparak hayatını kazanıyor, çocuklarının geçimini sağlıyor. Gerektiğinde bu durumdaki çocuklara burslarımız da devreye giriyor.” Ünal, sığınma evlerinde kalan kadınların devam eden davalarına, avukat üyeleri ve Baro avukatlarının girdiğini, nafakalarının takip edildiğini, tamamının yardım olarak karşılıksız yapıldığını vurguladı. Psikolog olan üyeleri, ihtiyacı olan öğrenciler ve sığınma evlerindeki kadınlara manevi destek veriyor. Ellerindeki tüm kaynakları, kız öğrenciler ve kadınlar yararına kullanıp onlara yalnız olmadıklarını hissettirmeye çalışıyorlar. Dernek, burs verdiği öğrencileri ile iletişimi koparmıyor. Ünal, burslu öğrencilerinden birinin öğretmen olarak tayini çıktığı Van Erciş’e gittiğinde, bir gün kendilerini arayıp oradaki öğrencilerinin durumunu, ihtiyaçlarını anlatıp talepte bulunduğunu bunun üzerine aldıkları 50 tablet bilgisayarı göndererek çocukların teknoloji ile buluşmasını sağladıklarından söz etti. Hatta bazen evlenecek ama yenisini almaya gücü yetmeyen genç kızlara gelinlik buldukları bile oluyormuş. Bursiyerlerin vefasının kendisini en mutlu şey olduğunu dile getiren Ünal, “Beklenmedik bir anda telefon çalıp birisi göreve başladığı yerden arayarak teşekkür ediyor. Öyle bir sevinç ki bu anlatamam. Tabii o teşekkür bütün üyelerimize elbette. Ben sadece aracıyım” diye konuşuyor. Ünal, dernek görevinin yanında Soroptimist de olduğu için onların çalışmalarına da katılıyor, kadınlara desteğini farklı bir koldan sürdürüyor Yakında hizmete girecek evlerde, kadınlara yeni beceriler kazandırılacak Salgın sürecince de durmadıklarını, ellerinden gelen desteği ihtiyacı olanlara ulaştırmaya çalıştıklarını belirten Ünal, yaptıklarını şöyle anlatıp bir de müjde verdi: “Hassas bir konu olarak taşradan gelen genç kız öğrencileri büyük şehirde bekleyen tehlikelere dikkat çekmek istiyorum. Büyük şehir büyüsüne kapılıp, geç saatlerde gece kulüplerine takılmanın yanı sıra başka tehlikeler de var. Onlara rehberlik yapma, manevi destek olmak adına projeler planlamak gerekiyor. Öğrencilere eğitim bursu başta, sığınma evindeki kadınlara maddi-manevi desteğe devam edeceğiz. Bunun için temel kaynaklarımız ise, üye aidatları, zaman zaman yapılan kermes ve yardım toplantılarından elde ettiklerimiz. Bu arada Ankara Kalesi civarında yakında açılacak küçük evlerinde kadınlara yeni beceriler kazandıracak projeleri hizmete sokacağız. Sığınma evlerine iletilmek üzere bağışlar, orada toplamaya devam edeceğiz.” Ünal, Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilanından 9 ay önce Şubat 1923’te söylediği sözlerini hatırlatarak bitiriyor: “Bizim toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlara gösterdiğimiz ilgisizlikten kaynaklanıyor. Yaşamak demek, faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse o sosyal toplum felçlidir. Biz Atamızın izinden giderek toplumu felçten korumaya çalışıyoruz.” Gücünün yettiği yere kadar kadınlar için çalışmaya devam edeceğinin altını çizen Ünal’ın hayat sevinci, her gün evden çıkmak, şubeye gitmek, resmi sorumluklar ve yardım faaliyetleriyle ilgilenip yeni projelerinin temelini atmak.
Editör: Ahmet Ertüm