Genel

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan adliye önünde basın açıklaması

Abone Ol
ANKA- Haber: GAYE ŞEYMA CAN- SİNEM NAZLI DEMİR / Kamera: SADIK KARAKULOĞLU Kadın cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun kapatılması davası öncesinde İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapan Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "14 Mayıs'taki seçimde 6284 diyerek oylarımızı kullanacağız. Kadınların seçimini onlara göstereceğiz. Onları tarihe gömeceğiz” dedi. Kadınlar, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin kapatılma davasının 3. duruşması öncesinde İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.  Platformun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, "Aileye zarar veriyoruz diye bizi kapatmak istiyorlar ama o aileler açlık sınırında yaşıyor, memlekette bu rezalet durum varken konu biz miyiz" dedi. Kav şunları söyledi: “Biz her hava şartında, her türlü zorlukta kadın cinayetlerini durdurmaya ve bunun için mücadele etmeye kararlıyız. Kapatma davası açılalı bir yıla yaklaştı. Bu son bir yıldır uğraşılacak şey bu memlekette bu mudur? Kadınlar öldürülmesin diye mücadele eden kadınları durdurmaya, kapatmaya çalışmak. Ya daha acısı içimizden geçmedi. Depremde binlerce kardeşimizi kaybettik, insanımızı kaybettik. Kriz var. Deprem krizin üzerine oldu. Aileye zarar veriyormuşuz diye bizi kapatmaya çalışıyorlar ya. O aileler açlık sınırında yaşıyor açlık. Bu ekonomik krizde, bu memlekette, bu rezalet durum varken ve bu rezalet depremle de bu kadar açık ortaya çıkmışken konu biz miyiz ya?” AVUKAT LEYLA SÜREN: "ŞÜPHELİ ÖLÜMLER KADIN CİNAYETLERİNİ GEÇTİ" Platform avukatlarından Leyla Süren de 11 kurşunla öldürülen meslektaşı Müzeyyen Boylu'yu anarak başladığı konuşmasında, “Bugün Avukatlar Günü. Şu üzerimdeki cübbe içinde öldürülen meslektaşlarımın günü. Depremde ölen meslektaşlarımın günü. Sadece 15 günlük koruma kararını bir hakim uygun gördüğü için 11 kurşunla öldürülen sevgili meslektaşım Müzeye'nin günü. Bu nedenle önce müsaade ederseniz bu sefer özellikle kadın avukatlarla başlamak istiyoruz. Avukatlar günümüz kutlu olsun" dedi. Şüpheli ölümlerin kadın cinayetlerinden fazla olduğunu dile getiren Süren sözlerine şöyle devam etti: "5 Ekim'den bu yana 95 davaya girmişiz. 161 duruşma yapılmış. Ve biz hala burada kanuna ve ahlaka aykırı gelmekten yargılanıyoruz. Bir derneğin tabelası kanuna aykırı gelemez, sandalyesi masası aykırı gelemez. Gönüllü avukatları, gönüllüleri, kayıp aileleridir o zaman kanuna ve ahlaka aykırı gelen. Biz katilleri yakaladığımız için ahlaka aykırı davranıyoruz avukatlar olarak! Ya da biz üzeri kapatılmak istenen nitekim şubatta deprem varken 11 kadın öldürüldü. Ve Türkiye'de ilk kez 12 şüpheli kadın ölümü oldu. Şüpheli ölüm kadın cinayeti sayısını geçti. Çünkü diyorlar ki, ‘Nasıl olsa kimse işini yapmıyor. Bari gizleyerek öldürelim.’ Bu nedenle bu dava çok önemlidir.  Biz hukukçuların mücadeleleri bu derneğin gönüllülerin mücadeleleri artık ittifak pazarlık masasına meze yapılır hale gelmiştir. Bu nedenle bu dava çok önemlidir.” Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise bu davanın bütün kadınların davası olduğunu belirterek şöyle konuştu: "BU DAVA BÜTÜN KADINLARIN DAVASIDIR: Bu dava bütün kadınların davasıdır. Ahlaka ve kanuna aykırı faaliyet yürütmekten bir kapatma davası açıldı. Hukuksuz bir kapatma davası açıldı. Bizler her gün kadınlar öldürülürken, kadınların yaşaması için, en temel yaşam hakkı için mücadele ediyoruz. Kadınlar eşit, özgür yaşasın diye mücadele ediyoruz. LGBT+’lara ayrımcılık yapılmasın diye, nefret cinayetlerine kurban gitmesinler diye mücadele ediyoruz. Ve sadece bununla da kalmıyoruz, bizler kim eşitsizliğe uğrarsa kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyoruz. Bütün eşitsizliklere karşı da mücadele ediyoruz. Depremde halkın enkaz altında bırakılmasının karşısında halkımızla birlikte mücadele ediyoruz. Çünkü biz biliyoruz, kadın cinayetleri durdurulabilir, depremlerin ardından enkazlar olmayabilir. Ölümler olmayabilir. Ve biz bunu durdurabiliriz. Kadın cinayetlerini durdurmak isteyen mücadele örgütünü hangi anlayış kapatmak isteyebilir? BU ANLAYIŞ TALİBAN ANLAYIŞIDIR: Kadınları ayakta tutan 6284 sayılı kadına yönelik şiddetten koruyacak olan kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul Sözleşmesi’nden hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır. İran'daki Molla rejiminin anlayışıdır. Biz bu anlayışı tarihin çöplüğüne göndereceğiz.  Diktatörlerin sonu bellidir. Tarihte ve yakın zamanda her otoritenin otoriter rejimlerin temsilcilerinin yeri bellidir. Geçtiğimiz günlerde Trump'ın gözaltına alındığını gördük. Yakındır mücadele arkadaşlarım. 6284 sayılı Kanun etkin uygulanacak. İstanbul Sözleşmesi etkin uygulanacak. 14 MAYIS'TA KADINLARIN SEÇİMİNİ GÖSTERECEĞİZ: Yakında seçimler var. Hani Yeniden Refah Partisi temsilcileri açıklıyor ya? Kadının beyanı esas alınmamalıymış. Mirastan faydalanmamalıymış, nafaka almamalıymış. Liste uzun arkadaşlar, liste uzun. Sadece tek bir kanun konusu bile değil. Medeni Kanun konusu, modern haklar konusu bir ülkenin medeniyeti söz konusu. Bu yüzden 14 Mayıs'taki seçimde 6284 diyerek oylarımızı kullanacağız. Kadınların seçimini onlara göstereceğiz. Onları tarihe gömeceğiz.” "HAKKIMI DA VERMİYORUM, OYUMU DA VERMİYORUM" Aileler adına Ceyda Yüksel'in annesi Filiz Demiral ise hükümetin istifa etmesini istediğini belirterek şunları söyledi: "İlk günden beri kadın cinayetlerini durduracağız platformu bizi asla yalnız bırakmadı. Öfkem çok büyük. Platformun kapatılması, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi, sırf tarikatlardan oy kaybetmemek için kadınların üzerinden siyaset uyguluyorlar. Kadın cinayetleri politiktir diye biz bu yüzden hep söylüyoruz. Ama asla biz yalnız yürümedik. Onlar da yalnız yürümeyecek. Platform kapatılsa da kapatılmasa da biz her zaman buradayız. Adalet Sarayı önünde biz adalet arıyoruz.  Cumhurbaşkanına asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ölüler hakkını helal edemez. Kızımdan hak helalliği isteyebilir mi? Katledilen buradaki kızlardan, ailelerden helallik istesin Tayyip. Vermiyorum, hakkımı da vermiyorum oyumu da vermiyorum. Hükümetin istifa etmesini istiyorum."