Kadın başkanlar çok olmalı

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda sekiz madalyada kalmamızın bir nedeni de spor teşkilatına yıllar önce bulaşan virüstür. Bunu Yaşar Doğu, Celal Atik ve Hamit Kaplan’a yapılan yanlışlar üzerinden değerlendireceğim.

Abone Ol

Artun Talay

Zamanın federasyon başkanı, Yaşar Doğu ve Celal Atik’i sevmemektedir. Onları çayır güreşine zorladı. Çayır güreşi pehlivanlarıyla karşılaşmalarını istedi Yaşar Doğu ve Celal Atik, bütün rakiplerini yenerek finale kaldı.“

2 Şampiyun güreşçi “Bizim para pulda gözümüz yok, iki çayır gürizi de birinci ilan edin, ödülü de Türk Hava Kurumu’na verin” dededikleri biliniyor.

 Federasyon başkanı gıcıklığından bunu kabul etmemiş, “Ya güreşirsiniz, ya da sizi ceza heyetine veririm” tehdidinde bulundu.

Bu birinci örnekti. Şimdi ikinciye gelelim...

Hamit Kaplan ağır sıklet Avrupa dünya şampiyonluğunu kazanmıştı.. 1960 Tokyo Olimpiyat Oyunlarına katılmak üzereydi. Federasyon yetkilileri bir ağızdan “Mehmet Ali Yağcı’yı güreştireceğiz. Sen 97 kiloya düş” demişlerdi. Hamit büyük sıkıntılarla 97 kiloya Türkiye aşkına düşmez mi...

Federasyon yöneticileri, bu kez “Mehmet Ali Yağcı hastalandı, sen ağırda güreşeceksin” deme durumu ile ortaya çıkmıştı. 

Hamit vatan, bayrak uğruna ağıra çıkmaya çalıştı..  “Hamit in” demişler, Hamit indi. “Hamit çık” demişler, Hamit çıkmıştı. 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunlarında Hamit, FİLA başkanıyla karşılaşmıştı. Tokyo’ya ağır sıklette 34 ülkeden yüz elli güreşçi gelmişti. Bu güreşçiler 140 veya 150 kilo ağırlığındaydı. Hamit Kaplan güreşler sırasında menüsküs olmuştu. Olimpiyat sonrası Avusturya’ya tedavi Olay daha bitmemişiti.

Federasyon, “Hamit yaşlandı, artık ilgilenmeyelim” deyince, Hamit hastanede ödeme yapılmadığı için rehin kalmıştı. Bu iki örnek, spor teşkilatına yıllar önce yerleşmiş olan, disiplin uğruna duyarsızlaşma virüsünü gösteriyor.
Bu örnekler karşımızda.

Teklifim ise şu şekilde olmalı..

Yeni seçimlerde kadın Federasyon Başkanı adaylarının sayısı artmalı.

Arttıkça her türlü virüsün spor teşkilatından temizleneceğine inancım tamdır.

Sözlerimi Mevlana ile bitiriyorum. 

“Eğer süvari ata hakimse, at onu ahir geleceğe, fakat at süvariye hakimse at onu ahıra götürür.”