Tüm zamanların iktidarı MP
MP Tüm zamanların iktidarı. Yukarıdaki parti simgesi rahmetli Bölükbaşı’nın Millet Partisi değil. Onunla karıştırmayalım. Zaten Bölükbaşı’nın partisi hiçbir zaman iktidar olamadı, hep muhalefette kaldı. Bizim simgelediğimiz parti tüm zamanların iktidarı. Menfaat Partisi. İktidarlar zannederler ki, bu partinin taraftarları hep kendi yanlarındadır. Bunun cevabı kocaman bir “hayır” dır. Menfat Partisi’nin taraftarları, menfaatlerini çok iyi korudukları içindir ki, her dönem iktidar olabilmişlerdir. İster muhalefet olsun, ister iktidar; hepsinin içinde bu partinin taraftarları kendilerine önemli yer edinmişlerdir. İktidar partisindekiler, durumu idare etmek için; muhalefettekiler için “ne olur ne olmaz” temkinliliği içinde, bulundukları bloka güç verirler. MP taraftarlarının ezici çoğunluğu bürokraside yer almışlardır. Bunlara “evet efendimciler”, “isabet buyurdunuz” cular da denilmektedir. Ülkeyi yönetenler zannederler ki, bunların hepsi kendilerindendir. İktidardan düşsek bile koca bir taraftar kitlemiz var. Koca bir hayal. Koca bir aldanış. MP taraftarları, seçmenler arasında da önemli bir çoğunluğa sahiptirler. Çıkarlarını korumak için mevzi değiştirirler. Kuvvet elden gittiğinde hepsi toz olurlar. İktidar sahipleri etraflarına bakarlar ki, etraf doz duman. Hepsi aleyhlerinde, hepsi gelene tabi olmakla, kendini gelene beğendirmekle meşgul. Bu da koca bir aldatmacadır. Hiç kimse MP taraftarlarına kanmasın. Anlatacağım olay aynen başımızdan geçti: Memuriyet hayatıma Kültür Bakanlığında Bakanlık Danışmanı olarak başladım. Basın ve Halkla İlişkiler başkanıydım. 12 Eylül sabahı, bizim bakanlığı da üç albay teslim almıştı. Albaylar, bir süre bakanlığın yönetimine nezaret ettiler. Bir gün birim başkanlarıyla toplantı yaptılar. Toplantıda ben dahil, bütün birim başkanları yer alıyorlardı. İçlerinden biri, bir eski genel müdür söz aldı, albaylara dönerek: “Efendim, bu bakanlıkta Atatürk düşmanlığı yapıldı” Oysa, CHP’li olduğu bilinen bu genel müdürlerin hiç birine AP’li bakan rahmetli Rıfkı Danışman dokunmamıştı. Bu sözler üzerine söz alıp şöyle dediğimi hatırlıyorum: “Biraz önce sayın Genel Müdür, bu bakanlıkta Atatürk düşmanlığı yapıldığından söz etti. Hayretle dinledim. Şimdi soruyorum: Atatürkle ilgili hangi projeyi götürdünüz de, bakanlar tarafından reddedildi?” Hışımla ayağa kalktı, bana dönerek: “Bıraktınız mı ki görüşelim???” Söyleyecek söz bırakmamıştım. Bu defa tekrar söz alıp: “Beyefendi yılların genel müdürü ama, bakanlarla bir türlü görüşememiş. Vah Vah!” Demiştim. O genel müdür, bakanlığın diğer genel müdürleri gibi işini iyi yapan bir genel müdürdü. Onun için iktidarın bakanları onların muhalif duruşlarına bakmadan görevlerinde kalmalarına izin vermişlerdi. Rahmetli olduğu için ismini vermedim. O toplantıya katılan eski bürokratların hepsinin bildiği bir hikâyedir. İbret alınacak bir durumdur.