Japon çay seremonisinin Türk ve İslam kültürüyle benzerliğini, Japon araştırmacı anlattı
Haber Merkezi - Osmanlı tasavvufu ve geleneksel Japon kültürü alanında araştırmalar yapan akademisyen Kayyım Naoki Yamamoto, Japon çay seremonisi ile Türk ve İslam kültüründeki öğeler arasındaki benzerlikleri dile getirdi. Marmara Üniversitesi Dr. Öğretim Görevlisi Yamamoto, Londra'daki Yunus Emre Enstitüsünde Türk, İslam ve Japon kültürünün benzerliklerini ele aldığı Japon çay seremonisi etkinliğinde konuştu. Kültür, sanat ve maneviyat alanındaki bağa değinen Yamamoto, yeni jenerasyonlara kültürler arasındaki benzerlikleri göstermeye, yapay zeka kullanarak Japon kültürü ile İslam kültürünü harmanlamaya çalıştığını anlattı. ChatGPT ve Mid Journey gibi yapay zeka araçlarını kullandığını ifade eden Yamamoto, yapay zekanın oluşturduğu Müslüman Japon çizimlerine değinerek, "Çizimlerde İslami değerlere sahip Japonlar görüyoruz ancak bunlar Japon kültürünü yansıtmıyor. İslam Çin'de Çinli, Mali'de Afrikalı gibi görünür. İslam'ın tek bir rengi yoktur. Her kültürde yaşar." diye konuştu.
Osmanlı'nın birçok kültürden iz taşıdığını kaydeden Yamamoto, Japon kültürünün de Arap, Fars ve İslam kültüründen izler taşıdığına işaret ederek, "Kimono kelimesi de 'cübbe' kelimesiyle benzerlik gösterir çünkü kültürler arasında etkileşim var. Japon kültürü içinde Arap, Türk ve Fars kültüründen elementler taşıyor." dedi. Müslümanlara ait kültürel öğelerin farklı kültürlerle etkileşimine de vurgu yapan Yamamoto, Japon çay seremonisinin de farklı kültürlerde yer aldığını söyledi. Yamamoto, tasavvufla Japon çay seremonisi arasında benzerlikler olduğunu da belirterek, "Tekkelere yeni gelen müritler hocalarına yemek servisi yapar. Çay seremonisinde de ustalarla aynı sofrada çay servisi yapılır. Hamdım, piştim, yandım sözü de hem bir metafordur hem de gerçek bir süreci anlatır. Tasavvufta dünya hayatının geçici olduğu anlatılır, çay seremonisi yapılan salonlarda da bu anın son an olabileceğini söyleyen yazılar asılıdır." ifadelerini kullandı.- Japonya'ya özgü çizgi romanlar mangalarda da tasavvufta olduğu gibi bir usta-çırak ilişkisinin işlendiğini kaydeden Yamamoto, "Manga, yeni nesillere Japon kültürünü öğretmek için önemli bir araçtır. Ben de Yunus Emre'nin 'İlim, ilim bilmektir' şiirinin altına bir manga karakteri ekleyerek paylaşım yaptım. Bu bana kültürleri yeni nesillere anlatma şansı veriyor." dedi.
Yamamoto, Aşık Paşazade tarihinde geçen Anadolu'ya gelen ahiler, gaziler, bacıyanlar ve abdalların Japonya'ya geldiği bir kurgu dünyası oluşturduğunu da belirterek, "Kültürü sadece gerçekler üzerinden tarihi dizilerle değil kurgusal dünyalar üzerinden de anlatabiliriz." değerlendirmesini yaptı. Anadolu'daki kadın örgütleri olan Bacıyan-ı Rum'u Japon karakterlere uyarladığını anlatan Yamamoto, "Popüler kültürde başörtülü kadınları görmek çok zor ancak biz böyle karakterler oluşturabiliriz. Yeni jenerasyona başörtü giyen karakterlerin de popüler olduğunu anlatabiliriz." diye konuştu. Yamamoto, kültürlerin yeni elementlerle canlı tutulması gerektiğini ifade ederek, "Kültür sadece müzelere kapatılırsa ölür. Sürekli yeni elementlerin girmesi gerekir. Bunu ChatGPT ve Mid Journey yapamaz. Çünkü öyle hisleri yoktur." değerlendirmesi yaptı. Konuşmasının ardından Japon çay seremonisini sergileyen Yamamoto, tasavvuftaki "hiç" kavramını çay kavanozuna bir hat yazısıyla işlediğini anlattı. Yamamoto, kavanozun seremoni öncesi temizlenmesinin kişinin "hiç kimse" olduğunu sembolize ettiğini ifade etti. Ritüeldeki her bir figürün Doğu Asya kültüründe bulunan doğadaki elementleri, küçük ve büyük alemi, iyi ve kötü dengesini sembolize ettiğini söyleyen Yamamoto, katılımcılarla birlikte seremoniyi canlandırdı.
Yorumlar