Deniz Ali Tatar

İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği ve Bilkent Üniversitesi, Ankara’da fotoğrafçılara yönelik bir misafir sanatçı programı düzenledi. "Ankara: Başkente İtalyan Bakışları" programı kapsamında 4 İtalyan fotoğraf sanatçısı, Ankara’ya geldi. İtalyan fotoğrafçılara katılan bir Türk fotoğrafçı da oldu. Program sırasında üretilen fotoğraf çalışmaları ve onlara eşlik eden araştırma projesi ise 1,5 yılın sonunda “Ankara: Çeperler Boyunca” sergisinde bir araya geldi.

Sergiye paralel olarak İstanbul İtalyan Kültür Merkezi’nin desteğiyle hayata geçirilen "Ankara: Çeperler Boyunca- Süregelen Kentsel Dönüşümlerin Görsel Bir İncelemesi" başlıklı bir yayın da hazırlandı. Projeye Ka Atöye’nin de dahil olmasıyla beraber “Ankara: Çeperler Boyunca” sergisi, Ka görsel kültür ve sanatsal düşünce mekânında ziyarete açıldı. Sergide eserleri yer alan fotoğraf sanatçıları Duygu Tüntaş, Allegra Martin ve Michele Cera, 24 Saat’e süreci değerlendirdi.

Düzce'deki antik kentte su depolama havuzu gün yüzüne çıkarıldı Düzce'deki antik kentte su depolama havuzu gün yüzüne çıkarıldı

I M G 4647

Tüntaş: “Ankara’da yaşamama rağmen, farklı bir bakış açısıyla kenti tekrar okudum”

Projede yer alan tek Türk fotoğraf sanatçısı olan Duygu Tüntaş, sözlerine şöyle başladı: “Sergi aslında 1,5 yıl önce, bir sanatçı konuk programı kapsamında İtalya’dan gelen 4 fotoğraf sanatçısının katılımıyla gerçekleşen bir atölyenin sonucu olarak izleyiciye sunuluyor. Ben de Ankara’dan bir göz olarak, İtalyan sanatçılara dahil oldum. Yaklaşık 1 haftalık yoğun bir kamp tadında fotoğraflama süreci geçirdik. Sanatçılar kenti hiç bilmiyorlardı ve ilk defa Ankara’ya gelmişlerdi. Benim için de, Ankara’da yaşamamama rağmen, hiç bilmediğim ve farklı bir bakış açısıyla kenti tekrar okuma süreci oldu.”

Sürecin fotoğraf seçimi ve kavramsal metinlerin oluşturulması üzerine geliştiğini söyleyen Tüntaş, “Ortaya çıkardığımız kitap ve serginin oluşumuyla beraber yolumuza devam ettik. Bu süreçler de oldukça uzundu. Dolayısıyla Ankara ve İtalya arasında, 10 kişilik bir ekibin diyaloğu 1,5 yıl boyunca devam etti. Yakın zamanda kitabın hazırlık ve tasarım kararları, İtalya Büyükelçiliği ve Ka Atölye’nin dahil olmasıyla beraber süreç hızlı ilerledi. Bu sergide bir yandan da ortaya çıkan kitabın da sergilenmesini istedik. Kitabı farklı şekillerde keşfedebiliyor sergi severler ve kitabın içinden seçilen sanatçıların seçtiği fotoğrafların da, basılı hallerini görebileceğimiz bir sergi aslında. Ben, yeni iş arkadaşları edindiğim ve çok mutlulukla hatırlayacağım bir sürecin sonucunu yaşıyorum” diye anlattı.

I M G 4657

İtalyan sanatçılarla 1 haftalık kamp sürecinde bir çeperden başladıklarını söyleyen Tüntaş, ara ara kentin merkezine girip çıktıklarını söyledi. Tüntaş, “Ankara tabii ki ‘Roma Hamamı’ gibi önemli kalıntıları barındıran tarihi bir kent. Ama sanatçılar çeperden başladıkları için ve sonrasında kente indikleri için çok şaşırdılar. İtalya ve Türkiye arasında bu anlamda tarihi bir ilişki de var. Hem şaşkınlık yaşadılar hem de bilmedikleri yeni bir keşif yolculuğu yaptılar. Kent merkezinde ilk durağımız Ulus ve Altındağ oldu. Özellikle Allegra Martin burada çok etkilendi ve o, serisini buradan başlatıp Kuzey Ankara’ya doğru ilerletti. Şaşkınlığı ve keşfi bir arada yaşadılar aslında” dedi.

I M G 4655

Martin: “Harabeler ve arkeolojik kalıntıların ardından, yeni Ankara’yı ve Türkiye’yi keşfettik”

İtalyan fotoğraf sanatçısı Allegra Martin, kendi sürecini şu şekilde özetledi: “Ankara çeperlerini fotoğrafladığım bir projeye dahil oldum. Proje kapsamında, Ankara’nın güneybatı, kale ve merkez bölgesinde çekimler yaptık. Kuzeydoğudan da birkaç kare yakaladım. Projem adını Ankara’da kahvehanelerde oynanan bir oyun olan ’okey’den aldı. Şehirdeki değişimler için bir metafor gibi kullandım bunu. Şehrin eski kısımları olan harabeler ve arkeolojik kalıntılarla birlikte, yeni Ankara’yı ve Türkiye’yi keşfettik. Ankara hakkında hiç bilgi sahibi değildim ve bu sayede yeni bir keşif yaptım. Biz 5 farklı fotoğrafçıyız ve Ankara’da farklı yerler fotoğraflamış olsak da, hepimizde aynı duyguları hissettirdi. Biz de sergide ve koyduğumuz kitapçıkta da bunu yansıtmaya çalıştık.”

I M G 4633

Cera: “Şehrin beni şaşırtmasını istedim”

Şehrin kenar mahallelerinden şehrin merkezine doğru giderek fotoğraf çektiğini söyleyen İtalyan fotoğraf sanatçısı Michele Cera ise, “Kentin dönüşümünü gözlemlemeye çalıştım. Bu gözlemi, şehir hakkında önden bilgi sahibi olmadan yaptım. Bir flanör edasıyla şehri keşfettim. Şehrin beni şaşırtmasını istedim. Ankara çok şaşırtıcı bir şehir, çünkü Türkiye deyince İstanbul gelir ve orası turistiktir. Ankara hakkında pek bilgi sahibi değildik. Bu şehir, birçok şehrin birleşiminden oluşan katmanlı bir şehir bence. Tek bir merkez yok burada, çok merkez var. Hem modern hem de tarihin iç içe olduğu zengin bir şehir olduğunu fark ettik” dedi.

I M G 4631

Editör: Deniz Ali Tatar