Hakan Şanlıtürk
Demokrasi; halkın yönetime katılım hakkının diğer adı. Malesef uzun zamandan beri durum böyle değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen garip sistem sayesinde demokrasimiz iyice irtifa kaybetti.
Halk ve onun seçtiği TBMM işlevsiz hale geldi. Ki o Meclis Kurtuluş Savaşı'nı icra eden kutsal bir mekan.
Tepemizde bir kişi ve ona yakın diğer grubun her şeye karar verdiği bir yönetim şekline evrildik.
Denetlenemeyen icraatlar ve hesap vermeyen ya da hesap sorulamayan bir yönetim var orta yerde.
Bu tablo geleceğimiz için endişe verici.
Gençlerimiz mutsuz ve kaygılı. Fırsat bulan yurt dışına çıkıyor. Çoğu gencimiz bunalımda ve depresyon hapı kullanıyor.
İşçilerimiz, çiftçilerimiz, emeklilerimiz yoksulluğun pençesinde.
Türkiye'nin ekonomik felaketinin sorumluları yönetenler olmasına karşın faturayı ödeyenler bu ülkenin insanları.
Hepsi bir yana hatalardan ders alma emareleri görülmüyor. Yine devletin taşı, toprağı, fabrikası haraç mezat yandaş iş insanlarına satılıyor.
Adeta "başlarım halka, bu ülke benim ve ben istediğimi yaparım" kafasıyla karşı karşıyayız.
O kadar fahiş adaletsizliklere tanık oluyoruz ki..
Son örneği konserler.
Hemen belirteyim; şahsen belediyelerin o paraları konserlere ve sanatçılara harcamasına karşıyım. Yüklü meblağlar bence hem inanılır değil, hem de sağlıklı değil. Babanızın parasını harcasanız bir şey demem de milletin vergilerinden harcıyorsunuz. Buna hakkınız yok.
İtirazım ise iktidar ile muhalefet belediyelerine farklı muamele yapılmasına. O kadar yolsuzluk iddiasıyla karşılaştık ki AKP döneminde. Siz kaçında AKP'li belediyelere soruşturma açıldığını, hesap sorulduğunu gördünüz? Mesela Ankapark'ı anımsarsınız. Melih Gökçek'e dinozorların hesabını sordunuz mu sayın iktidar yetkilileri? Yıllarca İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKP'deydi. Tonla yolsuzluk iddiası gündeme getirildi. Sorduğunuz bir hesap oldu mu?
Şimdi Ankara ve İstanbul'da hesap sorulmaya kalkılıyor ya.. Aslında soruşturulması doğru da, "kendininkilere başka muhalefettekilere bambaşka" işlem yapılması kafaları karıştırıyor. Güven duyulmasının önüne geçiyor.
Bir de cumhurbaşkanı seçiminde potansiyel iki önemli adayın üzerine gidilmesi doğal olarak işkillendiriyor insanları.
Eylemlerinizin doğruluğu siz doğruysanız bir anlam taşır. Ve malesef siz doğru değilsiniz...