Genel

İstanbul'da Pektus Canlı Cerrahisi Toplantısı kapsamında 3 hasta ameliyat edildi

- Pektus Derneği Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yüksel: - "Cerrahide başarı oranı yüzde 100, durum tamamen düzeliyor ve çelik bar takıyoruz. Cerrahi dışı tedaviler de önemli ama bunların öğrenilmesi gerekiyor. Erken teşhis edildiğinde ameliyatsız çözümü var" - Ameliyatın yapıldığı İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit: - "Hastalığın her iki türü için de hem açık hem kapalı ameliyatlar var. Kapalı ameliyatlar her geçen gün yaygınlaşıyor. Bizim gibi merkezler artık bu işi rutine bindirdi"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen Pektus Canlı Cerrahisi Toplantısı kapsamında farkındalık amacıyla 3 hasta ameliyatla sağlığına kavuşturuldu.​​​​​​​

Göğüs duvarının şekil bozukluğu olarak tanımlanan, halk arasında göğüs kafesi içeri çökük olduğunda "kunduracı göğsü", dışarıya doğru çıkık olması halinde "güvercin göğsü" olarak bilinen hastalığa dikkati çekmek için İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki toplantı öncesinde ihtiyacı olan ancak herhangi bir merkeze ulaşamayan 3 pektus hastası ameliyata alındı.

Pektus Derneği Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yüksel, başarılı operasyonların ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığın 300 doğumda 1 görüldüğünü söyledi.

Bu hastalık için farkındalığın artırılması gerektiğini dile getiren Yüksel, "Türkiye'yi 80 milyon varsaysak 240 bin tane hasta var ancak bu hastalık toplum tarafından bilinmiyor. Genetik ve doğuşta ortaya çıkmasına rağmen bu durum fark edilmiyor. Buluğ çağına gelince göğüs kafesindeki şekil değişikliği derinleşiyor ve şikayetler ortaya çıkıyor. Bu hastalık erken fark edilirse ameliyat dışı tedavilerle düzelebiliyor. Eğer 17 yaşını geçerse ameliyat gerekiyor." dedi.

Prof. Dr. Yüksel, bu konuda farkındalığını artırmak ve hastalara yardımcı olmak için dernek kurduklarını belirtti.

Hastalığın iki türü olduğunu aktaran Yüksel, "Biri güvercin göğüs dediğimiz göğsün çıkık olması diğeri de kunduracı göğüs dediğimiz göğsün çukur olması. Kunduracı göğüste kalbe baskı oluyor. Kalbe baskı olunca çocuğun çarpıntısı, bu olunca da nefes darlığı oluyor. Bu nedenle de tedavi edilmesi gerekiyor. Kalpte aritmiler ortaya çıkıyor. Anne ve baba çocuğun göğsüne bakarak çok kolay fark edebilir ama çoğu anne ve baba farkında değil." diye konuştu.

Türkiye'de bu tedaviyi çok az hastanenin yaptığına dikkati çeken Yüksel, şöyle devam etti:

"Cerrahide başarı oranı yüzde 100, durum tamamen düzeliyor ve çelik bar takıyoruz. Cerrahi dışı tedaviler de önemli ama bunların öğrenilmesi gerekiyor. Erken teşhis edildiğinde ameliyatsız çözümü var. Görsel olarak da insanları etkilediği için özellikle çoıcuklarda akran zorbalığı ortaya çıkıyor. Bu çocuklar havuza, denize gidemiyor. 'Senin göğsün farklı' diye diğerleri onunla dalga geçiyor. Bu nedenle çocuklarda kompleks ortaya çıkıyor, toplumdan kendilerini izole ediyor. Kunduracı göğsü olanlar da aynı şekilde zorbalığa maruz kalırken, ekstra olarak kalbe baskı yaşıyorlar ve erken yoruluyorlar. Oyun oynarken çabuk yoruluyorlar ama anne fark etmiyor. Doktorların çoğu da fark edemeyebiliyor."

- Hem açık hem kapalı ameliyatlar var

İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit ise Avrupa dahil bölgede en fazla göğüsle ilgili ameliyatın yapıldığı bir merkez olduklarını söyledi.

Prof. Dr. Yiyit, 2017'den bugüne 24-30 Haziran'ın "Pektus Farkındalık Haftası" olarak bilindiğini vurgulayarak, bu ameliyatları cerrahlara farklı gelişmeleriyle aktarmak adına sempozyumlar ve canlı cerrahi toplantıları yaptıklarını ifade etti.

Hastalığın erken yakalandığında ameliyatsız tedavisinin olduğunun altını çizen Yiyit, "Hastalığın her iki türü için de hem açık hem kapalı ameliyatlar var. Kapalı ameliyatlar her geçen gün yaygınlaşıyor. Her geçen gün daha fazla yapılır hale geliyor. Bizim gibi merkezler artık bu işi rutine bindirdi. Tecrübe aktarmaya çalışıyoruz." dedi.

Çok küçük yaşta ortaya çıkan hastalığın birçok çocuğun psikososyal gelişimine ciddi hasar verdiğinden bahseden Yiyit, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün farkındalık amacıyla turuncu ve mavi renklerle aydınlatılacağını kaydetti.