Genel

İstanbul 2 No'lu Barosu heyeti, İsrail'in Gazze'de işlediği suçlara ilişkin BM'de temaslarda bulundu

- TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel: - "Ne yazık ki bir ayı aşkın süredir Filistin halkına karşı işlenen savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırıma tanık oluyoruz. Öldürülen 15 binden fazla Filistinlinin neredeyse yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşuyor" - İstanbul 2 No'lu Baro Başkanı Yasin Şamlı: - "İnsanlığın vicdanını sızlatan saldırıların durması, bu soykırımları yapanların yargılanması ve hukuk önünde hesap vermesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız"

Abone Ol

CENEVRE) (AA) - İstanbul 2 No'lu Barosu'ndan bir heyet, İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarını, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarına ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileriyle temaslarda bulundu.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, 27. Dönem AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, İstanbul 2 No'lu Baro Başkanı Yasin Şamlı ve beraberindeki 15 hukukçunun yer aldığı heyet, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Yardımcısı Nada el-Nashif ile Cenevre'de görüştü.

Yüksel, görüşmenin arından BM Cenevre Ofisi'nde basın açıklaması yaptı.

Gazze'deki uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukukunun ağır ihlalleri karşısında duydukları öfkeyi ifade etmek üzere Cenevre Sözleşmelerinin ve BM'nin insan hakları sisteminin kalbi Cenevre'de olduklarını belirten Yüksel, "Tüm insanların temel hakları ve onurunu ayrım gözetmeksizin korumak üzere kurulmuş olan BM sistemi ve uluslararası hukuk Gazze'de de uygulanmalıdır. Ne yazık ki, bir ayı aşkın süredir Filistin halkına karşı işlenen savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırıma tanık oluyoruz. Öldürülen 15 binden fazla Filistinlinin neredeyse yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. 100'den fazla BM personeli öldürüldü. Masum çocuk ve bebeklerin öldürülmesi vicdanımızı sızlatmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Yüksel, hastaneleri, mülteci kamplarını, okulları ve sivil altyapıyı hedef alan İsrail saldırılarını en güçlü şekilde kınadıklarını vurgularken, "Ayrım gözetmeksizin öldürme, tam kuşatma altında su, gıda, elektrik ve yakıttan mahrum bırakılan milyonlarca sivilin toplu olarak cezalandırılması, zorla transfer, Filistinlilere karşı insanlık dışı söylem ve işgal altındaki Filistin halkını yok etme niyeti uluslararası hukukun en vahim ihlallerini teşkil ediyor." dedi.

Bu suçları işlemenin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını ve bunlar durdurulması gerektiğini kaydeden Yüksel, faillerin de hesap vermesi gerektiğini söyledi.

- "Kanıt ve belgeleri de kendileriyle yakın zamanda paylaşacağız"

Yüksel, dün Lahey'de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcılığı Ofisiyle temaslarda bulunduklarını hatırlatırken, "Bugün de endişelerimizi dile getirmek ve savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırıma işaret eden unsurları kendileriyle paylaşmak üzere BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisiyle bazı görüşmeler gerçekleştirdik. Kanıt ve belgeleri de kendileriyle yakın zamanda paylaşacağız. İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin Filistin halkının haklarını hedef alan ihlalleri denetleyen, raporlayan ve bunlara karşı ses çıkarmaya devam eden bağımsız çalışmaları destekliyoruz. BM Özel Raportörlerinin uluslararası toplumu Filistin halkına yönelik soykırımı önlemeye çağıran, Filistin’i destekleyen ifade ve gösterilerin yasaklanmasına karşı çıkan açıklamalarını takip ediyoruz." diye konuştu.

Uluslararası hukukun seçici bir şekilde uygulanamayacağının ve çifte standartların kabul edilemeyeceğinin altını çizen Yüksel, Türkiye'nin Gazze'deki uluslararası hukuk ihlallerine karşı sesini yükseltmeye devam edeceğini vurguladı.

Yüksel, "Aynı zamanda ateşkes çağrısında bulunmaya ve Gazze halkına insani yardım sağlamaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz 75 yıl boyunca Filistin halkı haklarından mahrum bırakıldı. İşgal ve kuşatma altında büyük acılar çektiler. Filistinlilerin özgürlük, haysiyet ve devlet olma arzuları baskı altında tutulmaya devam edildiği sürece barış sağlanamaz. Siyasi bir çözüm, uzun vadeli barış ve güvenlik ancak, 1967 sınırları ve BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla sağlanabilir. Türkiye tarihin ve insanlığın doğru tarafında durmaktadır. Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

- "Burada uluslararası hukuk kurumlarının düşeni yapması gerekiyor"

İstanbul 2 No'lu Baro Başkanı Şamlı ise, Gazze'de büyük bir insanlık dramının yaşandığını ve katledilen çocuk sayısının 15 bini aştığını belirtti.

Şamlı, "Bütün uluslararası hukuk kurumları, hukukçular, sivil toplum kuruluşları, devletler ve bütün insanlar büyük bir imtihandan geçiyor. Tam da bu sorumluluğumuzu yerine getirmek üzere İstanbul 2 No'lu Barosundan hukukçular olarak UCM'ye suç duyurusunda bulunmak üzere harekete geçtik." dedi.

BM İnsan Yüksek Komiserliğine İsrail'in savaş suçu işlediğine dair delilleri ve suç duyurusu dilekçesini ulaştırmak üzere yetkililerle görüştüklerini kaydeden Şamlı, "Bu görevimize devam edeceğiz. İnsanlığın vicdanını sızlatan saldırıların durması, bu soykırımları yapanların yargılanması ve hukuk önünde hesap vermesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu başvurularımızın takibini yapacağız." dedi.

Şamlı, yaklaşık 50 sayfalık dilekçe oluşturduklarını ve bunların içerisinde delillerin de yer aldığını belirtti.

Gazze'de öldürülenlerin birçoğunun kadın ve çocuk olduğuna işaret eden Şamlı, "İnsanlar göçe zorlanıyor. Hem UCM'nin yetkisine giren 4 suç grubu işleniyor hem de bütün insanlığın vicdanını sızlatacak bir şekilde bunlar devam ediyor. Burada uluslararası hukuk kurumlarının, devletlerin, bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının üzerine düşeni yapması gerekiyor." dedi.

- AA'nın fotoğrafları da delil olarak kullanıldı

Dün Hollanda'yı ziyaret eden Türk hukukçular heyeti Lahey'de, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında savaş suçu, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarını işleyen şüphelilerin cezalandırılması için aralarında Anadolu Ajansının (AA) İsrail'in savaş suçlarını kanıtlayan fotoğraflar ve videolarının da bulunduğu delil dosyası ile UCM'ye başvurmuştu.