Haber Merkezi - Saadet Partisi'nin Türkiye'nin İsrail'e gönderdiği malların içeriği ve miktarı ile Gazze'deki durum üzerindeki etkisinin tespitine yönelik araştırma önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, şunları söyledi:
Saldırıların bilançosu açıktır ki Türkiye dahil, bölge ülkelerinin ve uluslararası aktörlerin bu konuda yeterli olmadığı görülmüştür. Açık bir şekilde savaş suçu işleyen İsrail'e karşı elinden geleni yapmaya çalışan vatandaşlarımız, sürecin başından bu yana İsrail destekçisi ve menşei İsrail olan firmalara yönelik kararlı boykot uygulamaktadır. Böylesine ağır insani dramların yaşandığı bir dönemde İsrail'e karşı en küçük bir desteğin bile insanlık suçuna ortak olunduğu bilinciyle alınan bu sivil inisiyatif milletimizin hassasiyetinin ve insani tavrının en açık göstergesidir.
Ancak ne yazık ki kamu kurumlarının da bu hassasiyete ortak olduğu ve İsrail destekçisi firmaların boykot edildiği bir dönemde, İsrail ile olan ticari ilişkilerin gözden geçirilmemesi, dahası çatışmaların başlangıcından bu yana artan sevkiyat hacmi Türkiye'nin gerekli adımları henüz atmadığını dahası çelişki ve tutarsızlık içinde olduğunu göstermektedir. Türkiye limanlarından kalkan 300'den fazla geminin ve yine sayıları yüzleri bulan kargo uçağının İsrail'e ham petrol, yakıt, gıda, demir-çelik, çimento, tekstil ve benzeri ürünleri taşıdığı bilinmektedir. Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği'nin ifadelerine göre Türkiye'den giden çeliğin İsrail pazarının yüzde 65'ini oluşturduğu ifade edilmektedir.
"Hükümeti İsrail'le tüm ticari ilişkileri derhal sonlandırmaya davet ediyorum"
Son dönemde yaşanan olaylar aynı zamanda gösteriyor ki; Türkiye'nin uluslararası platformlarda dile getirdiği insan hakları ve adalet konusundaki duruşu ile gerçek eylemler arasında ciddi farklılıklar vardır. Özellikle, İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği zulmü kınamak elbette önemlidir ancak bu caydırıcı eylemlerle desteklenmediği müddetçe yeterli olmayacak, muhatap tarafından ciddiye alınmayacaktır. Bugün Türkiye limanlarından kalkan gemiler, yapılan sevkiyatlar maalesef bu konudaki endişelerimizi artırmaktadır. Ülkemiz limanlarından kalkan gemilerin hala İsrail'e sevkiyatlarını sürdürmesi ve ticari ilişkilerin sonlandırılmamış olması sadece sözlerle insan haklarına ve adalet anlayışına verilen değeri gölgelemekle kalmıyor aynı zamanda uluslararası arenada inandırıcılığımızı da zedeliyor.
Hükümeti uluslararası platformlarda yalnızca önemli olan sözlerle değil aynı zamanda gerçek ve caydırıcı adımlarla hareket etmeye, İsrail'e yönelik tüm ticari ilişkileri derhal sonlandırmaya ve limanlarımızdan İsrail'e yapılan sevkiyatları durdurma çağrısında bulunmaya davet ediyorum. Adalet ve insan hakları sadece kelimelerle, sözlerle değil aynı zamanda eylemlerle inşa edilebilir.
"Gözü dönmüş Netanyahu'nun karşısında güvenli bir yer kalmadı"
Dünyanın 47 gündür insanlığa karşı bir savaşı izlediğini söyleyen İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, "Katil Netanyahu'nun karşısında hiç kimse hiçbir şey yapamıyor. Gözü dönmüş Netanyahu'nun karşısında güvenli bir yer kalmadı. Birleşmiş Milletler'e ait binalar bile vuruluyor. Birleşmiş Milletler 20'nci yüzyılın ilk yarısında yaşanan savaşları bir daha yaşatmamak için barışa yönelik tehditlerin tekrarlanmasını önlemek için uluslararası barış ve güvenliği korumak ve kollamak için kurulmamış mıydı" dedi.
"İsrail'in saldırıları karşısında Türkiye dahil bir çok devlet diplomatik ve siyasi girişimleri ortaya koymamıştır"
Filistin meselesinin tarihsel nedenlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden HEDEP Van Milletvekili Mahmut Dindar, "Sorunlar çözülmedikçe bir sonraki aşamada daha ağır bir tablo ortaya çıkmaktadır. 7 Ekim itibarıyla yeniden şiddetlenen savaş her hafta binlerce sivilin yaşamını yitirmesine, on binlerin yaralanmasına ve engelli kalmasına neden olmaktadır. İşgalci İsrail devleti Filistin halkının tüm yaşam alanlarını hedef almaktadır. İsrail'in bu saldırıları karşısında Türkiye dahil bir çok devlet gerekli diplomatik ve siyasi girişimleri henüz ortaya koymamıştır" diye konuştu.
"Kahve ya da kola çocukları öldürmüyor ama bu çelikle imal edilen silahlar binlerce çocuğu öldürdü"
CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre ise şunları kaydetti:
"Çelik İhracatçıları Birliği'nin rakamlarına göre; Türkiye'nin toplam çelik ihracatı 21 milyar dolar ve İsrail'e 1 yılda 1,4 milyar dolar çelik ihraç edilmiş. İsrail'in kullandığı çeliğin yüzde 65'inin Türkiye tarafından tedarik edildiği ilgili raporlarda kayıt altına alınıyor. Çelik silah endüstrisinin en temel girdisidir. Avrupa'da savaşın engellenmesi için bir Avrupa bütünleşmesi düşüncesi ilk başta kömür ve çelik ortaklığıyla başlamıştı. Bir takım kahve ürünleri hava yollarında yasaklanıyor. Meclis kampüsünde kola sipariş etseniz edemiyorsunuz. Kahve ya da kola çocukları öldürmüyor ama bu çelikle imal edilen silahlar binlerce çocuğu öldürdü. Biz Meclis olarak böyle bir konuyu araştırmayacağız da ne iş yapacağız?"