DİSK’in "Gelirde, Vergide Adalet" talebiyle başlattığı eylemler devam ediyor. İşçiler ve emekliler bugün
Saraçhane Parkı'nda bir araya geldi. İnsanca yaşayabilecek ücret ve vergide adalet isteyen işçi ve emekliler ANKA'ya konuştu:
"Kazancımızın üçte biri direkt vergiye gidiyor"
Fadime Bakır: Vergilerin yükümlülüğü altında ezilmekten artık işçi hiçbir şekilde memnun değil. Artık sesini çıkartmak istiyor. Kazancımızın üçte biri, üçüncü ya da dördüncü aydan itibaren direkt vergi olarak kesiliyor. Artık yüzde 15 kalktı, otomatik olarak yüzde 20'den itibaren vergiye giriyoruz ve bu da bizim zaten kötü olan ekonomik şartlarda iyice belimizi büküyor. Bu yüzden bugün burada bütün işçilerimizin olduğu bir ayağa kalkış, uyanış adı altında bir direniş gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet diyerek bugüne kadar geldik. İnşallah TBMM'den de geçecektir diye bekliyoruz. Amacımız artık işçinin ekmeğinden ellerini çeksinler.
"Artık işçilerden alıp, zengine vermeyi bıraksınlar"
Murat Ceren: Geçinemiyoruz. İşçiden aldığı vergi asgari ücret alıyorsan 5-6 bin lira kesinti oluyor. İşçiden alıyor, zengine veriyor. Tüyü bitmemiş çocukların sütünü, bezini, mamasını çalıyor. Biz vergide adalet istiyoruz. İşçiden vergi kesilmemesini istiyoruz. Şu ekonomik şartlarda ücretlerin yetmesi imkansız. Zaten aldığın asgari ücret. Asgari ücret 17 bin küsur, zaten bir insan kira veriyor 15 bin lira. Nasıl geçinecek bu insan? Ne yiyecek? Saman mı yiyecek? İnsanlar artık patlamak üzere. Hükümetten vergide adalet istiyoruz. Artık işçilerden alıp, zengine vermeyi bıraksınlar.
"İnsanlar beslenemiyor, hastaneler hastayla dolu"
Vedat Çankaya: Vergiyi yüzde 5'ten vazgeçtik, en azında yüzde 10'a getirsinler. ‘Vergide adalet’ diyoruz. Adam kazanıyor aylık 100 bin lira para, alıyor musun ondan yüzde 27 vergi? Bu ülkede vergiyi veren bordrolu işçi, memur... Sen büyük sermayeden vergi toplamıyorsun. İnsanlar beslenemiyor. Yoksa şurada gider bir simit yersin, çorba içersin. Ama beslenemiyoruz. İnsanlar gıda alamıyor. Hastaneler hastayla dolu. Bunlar beslenememekten kaynaklanıyor.
"Emekli maaşım asgari ücretin 2 bin lira gerisinde"
Varol Horoz: Yaşananlar belli. Ben emekliyim. 15 bin lira emekli aylığı alıyorum, 11 bin lira kira veriyorum. Bir çocuğum ve eşim var. Doğal gaz, telefon faturaları... Şükrediyorum çocuk okumuyor, okulu bitirdi. Bir de okuyan çocuğum olsa daha da beter olacağız. Bu halimizle bile yine vicdani duygularımızla insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Zamanında bir ata altın almıştım 3 bin 500 liraya birikim için, bugün 20 bin lira. Parası olan daha çok kazanıyor ama emekçiye, emekliye bunlar hiçbir şey kazanamıyor. Ben 2005 yılında emekli oldum. Asgari ücretten 150 lira fazla maaş alıyordum, bugün asgari ücretin 2 bin lira gerisindeyim. Emekli maaşlarının en azından asgari ücret düzeyine getirilmesini istiyorum.
"Benim 10 tane çeyrek altınımı her ay kim çaldı? Ben bunun hesabını soruyorum"
Savaş Can: Ben kesinlikle geçinemiyorum. Ben 2012 yılında emekli oldum. Emekli olduğumda emekli maaşımla 14 tane çeyrek altın alıyordum. Asgari ücretin yüzde 70 üzerindeydi emekli maaşım. Şimdi 4 tane çeyrek altın alabiliyorum. Ben şimdi burada hesap sormaya geldim. Benim 10 tane çeyrek altınımı her ay kim çaldı? Ben bunun hesabını soruyorum. 15 bin lira emekli maaşı alıyorum, 16 bin lira kira veriyorum. Ben bunun hesabını soruyorum.