Çankaya Belediyesi'nden "Kadın Emeği Pazarı" Çankaya Belediyesi'nden "Kadın Emeği Pazarı"
Yaklaşık 7 yıldır Van’da yaşayan İranlı ressam Bagherpour, Van’da iki sergi açtı. Resimlerinde farklı malzemeleri farklı tekniklerle kullanan Bagherpour, resim tekniğini, “deli çizimler” olarak tanımlıyor. ZEHRA AKSU Yasaman Bagherpour 33 yaşında İranlı bir ressam. İran’dan Van’a 7 yıl önce gelen, İran’da yaşamanın zor olduğunu, kadınların saçlarının açık olmasının tutuklama gerekçesi sayıldığını, alkolün, disco ve barların yasaklandığını belirten Bagherpour, “Çok haksız yasalar uygulanıyor bize. Bu çok fena. Kalmak istemiyordum. Saydıklarım İran’da kalmamak için sadece bir yön. Başka sebepler de var. Örneğin paramız çok değersiz. İşsiz güçsüz insan çok. Ayrıca diktatörlük var” diye konuşuyor. Bir yere ait olamama duygusu… “Neden Türkiye’yi seçtiği” sorumuzu Bagherpour, şöyle yanıtlıyor: “Burası hem yakın hem de diğer ülkeler vize vermiyor. Vize veren ülkeler de çok fazla para istiyor. Bu yüzden Türkiye’de kaldık. İran’da koşullar zor ve benim gibi düşünen çok fazla insan var. İlk geldiğimde Ankara’ya gittim. Biraz tuhaf geldi bana. Bazen İran’a dönmek istedim, ama İran’da da kalmak istemiyordum. Biz biraz havadayız. Bir yere ait olamama duygusunu yaşıyoruz. İran’da da değiliz burada da değiliz.” Kirmanşah Azadi Üniversitesi’nde Siyaset Bölümü mezunu olan Bagherpour, spor alanında bir bölüm okumak istediğini fakat bazı sağlık sorunlarından dolayı okuyamadığını, İran’da 5 yıl boyunca restoran işlettiğini anlatıyor. Kiramanşah’ın bir Kürt kenti olduğunu, Van’da da yoğunlukta Kürtlerin yaşadığını sonradan öğrendiğini, bu yüzden kendisini rahat hissettiğini aktaran Bagherpour, karşılaştırma yaptığında Kirmanşah’ın daha gelişmiş ve büyük olduğunu, ama Van’da özgürlüklerin daha cazip geldiğine dikkat çekiyor. “Sergi açma fikri bende daha fazla enerji yaratıyor” Yaklaşık 3 yıl önce, duygusal bir boşluk ve ruhsal olarak bir daralma yaşadığı bir dönemde resme yöneldiği, resim yapmaya başladığını anlatan Bagherpour, çok çalışarak resim yeteneğini geliştirmiş. Herhangi bir nesne veya insanı yüzde 90 oranında çizebildiğini söyleyen Bagherpour, resim yapma, sergi ama süreci ve kullandığı tekniklere ilişkin şunları anlatıyor: “Kömür ve tuzla yapıyorum çalışmalarımı. Sadece 3 ay bir kursa gittim. Bu da kara kalem kursuydu. Daha sonra kendim yağlı boya, akrilik, sulu boya ve pastel boya çalışmalarına başladım. Resim çizmenin bütün yollarını anlamak istedim çünkü. Çok fazla para harcadım, ama bütün malzemeyi tanımış oldum, nasıl kullanacağımı öğrenmiş oldum. Geçtiğimiz yıl Van’da resim sergisi düzenledik. Sergide yağlı boya kullanmadım çünkü kendimi bu alanda yeterli görmüyorum. Bir resim hocası bana, ‘Yağlı boya renklerini iyi karıştırmıyorsun’ dedi. Ben de ona, bunu bildiğimi ve deli çalıştığımı söyledim. Kara kalem, kömür bir malzeme, pastel renkler tuz bir malzeme, yağlı boya, akrilik ve sulu boya olmak üzere 5 çeşit malzemeyi, farklı tekniklerde kullanıyorum. Örneğin; hiperreal, sürreel, kübist gibi. Birçok ressamı inceledim. Bütün ressamlardan etkilendiğim ama bir idolünün yok. Van Gogh, Salvador Dali gibi çalıştım. Profesyonel değil yani. Şu anda çalıştığım restoranda her işi yapıyorum, tıpkı resimlerim gibi. Her iş bir anda aynı tabloda. Ben bir tablo içerisinde, 5 malzemeyi farklı teknikleri kullanarak kokteyl resim yapmak istiyorum. Resim tekniğimi, ‘deli çizimler’ olarak tanımlıyorum. Saatlerce internetten resimlere bakıyor, her baktığım resimde ayrı bir incelik görüyor, yeni bir şey öğreniyorum.” Tek malzeme ile farklı teknikler çalışan Bagherpour, bazen günde 12-14 saat deli gibi kara kalemi daha profesyonel resim çizdiğini, hatta sipariş alıyor. Van’da iki sergi açan Bagherpour, ilk sergisini açmak için çok uğraştığını, sergi talebinin kabul edilmesine çok mutlu olduğunu ve heyecandan 40 gün boyunca sadece resim çizdiğini anımsatarak “Bir sergi açma fikri bende daha fazla enerji yaratıyor. Daha fazla ne yapabilirim diye çabalıyorum. Okul gibi. Daha güzelini arıyorum” diye bitiriyor sözlerini.

Editör: Ahmet Ertüm