İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (İBB), Esenler’deki Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi’nde bugün düzenlenen Metro İstanbul Bröve Töreni’ne katıldı. Törenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, CHP 7'inci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşeceği yönündeki iddialara ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:

“Sayın önceki dönem genel başkanımızla Kurban Bayramı’nda bayramlaştık. Bayramlaştığımız esnada da ben artık Ankara’ya da geliyorum. Muhtemelen daha sık geleceğim, Türkiye Belediyeler Birliği görevimden ötürü ve geldiğimiz bu esnada da olabilirse bir yemekte sohbet etmeyi arzu ederim, dedim kendisine. O da ‘memnuniyetle’ dedi ama net olarak şu tarih bu tarih yok. Bunun farklı şekillerde basına yansıması, tarihin hatta gündemin, içeriğinin aktarılması ya da birilerinin bunu bir şekilde çatır çutur farklı anlamlara çekerek yazmasını hayretle izliyorum. Yani benim tek arzum var. Önceki dönem genel başkanımızla aramızdaki münasebetin yanlış anlaşılmalardan uzak, samimi bir ilişkide yürüdüğünü ve bunu da bir yemek yiyerek gayet samimi bir ortamda toparlama girişimiydi. Bu hafta müsait olur muyuz, bilmiyoruz. Olursam zaten ararım. Haftaya da olabilir, bir sonraki hafta da olabilir. Yani bu, iki ülke cumhurbaşkanının görüşme muhabbeti değil. Bir arada görev yapmış olan önceki dönem genel başkanıyla İstanbul Belediye Başkanı arasındaki bir dost muhabbeti.

Bu kadar merak edilmesini de garipsiyorum. Bunun bu şekilde basına yansıtan aklı da şaşarak izliyorum. Zaten bu tür kurulan diyaloglar ve yapılan perdelemeler, bazen parti içi muhabbetlerin de kötü şekliyle deşifre edilmesini sağlıyor kamuoyuna dönük. Yazık ediyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi içerisindeki ilişkileri ben, siyasi yaşamım boyunca dışa dönük hiçbir zaman ne deşifre ettim ne bununla ilgili cümleler kurdum. Tekrar son cümlemi kurmuş olayım. Önceki dönem saygıdeğer genel başkanımızla bayramlaştım. Her zaman her bayramda bayramlaştığım gibi. Kendisiyle de bir yemekle buluşma arzumu dile getirdim. Ankara’ya geldiğimi söyledim ama o bu geliş de mi olur, bir başka geliş de mi olur; kendisiyle telefonda konuşur, karar veririz, sizlere de haber vermeden yemeğimizi yer, sohbet ederiz.''

Geçen haftaki Almanya temaslarına değinen İmamoğlu, 22 Nisan’da Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in İstanbul ziyaretini anımsatarak, şöyle konuştu:

CHP PM toplandı: Yeni program ve MİT ziyareti ele alındı CHP PM toplandı: Yeni program ve MİT ziyareti ele alındı

“Bugüne dair mülteci meselesinin ne kadar derin bir meseleye dönüştüğü, uluslararası anlamda bunu yönetemediğimiz iyi noktasında da verilerle karşı karşıyayız. Bu kapsamda oldukça geniş İstanbul ve ülkemiz ekseninde de başta mülteci meselesi olmak üzere yatırımlarımız, iki ülke ilişkileri, şehirlerin kardeş ilişkileri üzerinden sohbetlerimiz olmuştu. Daha sonra o masada bulunan Maliye Bakanı ile de bir görüşme yapmamızı özellikle şehrimizdeki yatırımlardan bilgi vermemiz söz konusu olacağından bahsetmiştik. Bu seyahatte denk gelen Maliye Bakanı’yla olan randevumuza aynı zamanda Dışişleri Bakanı ve Ekonomi ve Yatırımdan Sorumlu Devlet Bakanı gündemi eklendi. Tabii bunlara ilave olarak 35’inci kardeş şehir ilişkisini kutladığımız Berlin Belediye Başkanıyla olan randevumuz, yine bir başka kardeş şehrimiz Köln Belediye Başkanı, Düsseldorf Belediye Başkanı ve Milli Takım maçını izlemeye gittiğimiz Dortmund şehrindeki Dortmund Belediye Başkanı, görüşmelerimizin bu kurumsal karşılığı oldu. Yanı sıra Almanya’nın en büyük iş dünyası kuruluşu, iş dünya çerçevesi olan bir BDİ diye anılan iş dünyası kurumunun başkanı ve yönetim kuruluyla bir araya geldik. Malumunuz Türkiye’mizde çok ciddi sayıda tamamı Alman sermayeli olan, yatırımları olan şirketler var ve bu şirketlerin en üst düzey temsili olan firmayı, daha doğrusu kurumu ziyaret ettik ve orada da İstanbul’umuzun bir yatırım odağı kent olduğunu hatta BDİ’nin dünya ekseninde birkaç şehirde temsilcisinin olduğunu ve bir tanesinin de İstanbul’da olmasını arzu ettiğimizi dile getirdik.

"İstanbulumuza yakışan buluşmalardı"

Buna ilave olarak da tabii ülkemizde, şehrimizde kazandırma hayalini en güçlü şekilde hissettiğimiz HIZ-RAY’ın yapımıyla ilgili ve buna talip olmayı düşünen yine uluslararası bir firmanın test tren sürüş alanını ziyaret ettik. Orada hızlı treninin test sürüşüne eşlik ettik. Hatta ben de bir miktar kullanma zevkine sahip oldum. 180 kilometreye kadar çıkmayı arzu ettiğimiz HIZ-RAY’ın Sabiha Gökçen’den Beylikdüzü’ne 75 kilometreyi 50-55 dakikada alacağı bir ortam. Gezimizin kapsamı bu. Çok kolay bir şey değildi. Ciddi kilometreler aldık. Keyifliydi de. Bence İstanbul’umuza yakışan itibarlı bir buluşmalar silsilesiydi. Ben hem Alman hükümetinin değerli bakanlarına hem belediye başkanlarına çok teşekkür ediyorum. Kaldı ki hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hem de Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı kimliğimle daha önce yapmayı düşündüğümüz ama farklı sebeplerle yapamayıp iptal ettiğimiz Türk-Alman kardeş şehirleri buluşmasıyla ilgili de öncü fikrimizi başta Berlin ve Köln kardeş şehrimizle paylaştık. Umut ediyoruz 2025’te de böyle güçlü bir buluşmayı ülkemizde yaparak hem Almanya hem Avrupa Birliği’yle ilgili ilişkilerimizde tamir edilmesi gereken alanları en güçlü şekliyle tamir etmeyi ve ikili ilişkilerin ticari, teknik, siyasi, her alanda çok itibarlı ve çok güçlü bir seviyeye kavuşmasını diliyorum. Zira biliyorsunuz ki dünya ekseninde en fazla yurttaşımızın yaşadığı ülke Almanya. Almanya’yla olan her olumlu, düzeyli ve itibarlı ilişkinin orada yaşayan insanlarımızın yaşamına da pozitif yansıyacağına inanmıyorum. Kimin ne yazdığının önemi yok.”

Halk Ekmek’e zam: ''Uzun süredir dayandığımızı duyuralı 9-10 ay oldu''

Halk Ekmek’te satılan 250 gram ekmek fiyatlarının yüzde 60 zamla 5 liradan 8 liraya yükseltilmesine ilişkin de İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Biz aldığımız un bitene kadar ülkede etkilendiğimiz maliyet koşullarından vatandaşlarımız etkilenmesin diye bitene kadar eski fiyattan satışa devam ettik. O da bugüne kadar sürdü ama dehşet bir buğday, un fiyatı var. Yani şu anda belki de tarifsiz, yani enflasyonla kıyaslanmayacak derecede yüzde 130’ları bulan yıllık artışlara sahip. Buğday, maya vesaire gibi süreçleri yine en minimumda hareket ediyoruz. Bizim gönlümüz elbette zammı arzu etmiyor. Uzun süredir dayandığımızı ve dayanacağımızı duyuralı neredeyse 9-10 ay oldu. Yani geçen sene eylül, ekimden beri zam yapmayacağız, kış koşullarına giriyoruz diyerek o koşullarda zam yapmadan insanlarımızın yanında olma gayretinde olduk. Ramazan ayında zam yapmadık. Ramazan ayı öncesi fiyatı düzenlemeyle ilgili çok yoğun baskı geldi bize Halk Ekmek’ten, yani zarar ediyoruz şeklinde. Mevcutta geçmişte aldıkları unu kendimize bir avantaj olarak kabul ettik. Yani geçmişte ödenen paranın para maliyetini hesaba katmadan bugünlere geldik. Bugünden itibaren sürdürülebilir bir işletme sürecini devreye almamız gerekiyor. Yapılan hesaplamalar ve ortaya konulan zam fiyatı bir kâr hedefiyle konan değil, uzun süreli bugünden itibaren kâr etmeden işletmenin insanlarımıza sağlıklı ekmek sunabilme fırsatını yakalayabilme gayretidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin her konuda sürdürülebilir hizmet verme ama bir yanıyla da vatandaşını koruma mecburiyeti vardır.”

Editör: Nur Yıldız