İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kayyım atamalarına dair çözüm önerilerini görüşmek için DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Ankara'da bir araya geldi. Yaklaşık 50 dakika süren görüşmeye DEVA PArtrisi Genel Başkanı Halil İbrahim Çanakçı’da katıldı. Görüşmenin ardından açıklama yapıldı.
''Son gelişmeler seçilmiş olma meşruiyetinin kalbine hançer saplıyor''
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan şunları kaydetti:
“Bugün TTB heyeti ile misafir ettik. Ülkemiz zor dönemlerden geçiyor. 2017-2018’den bu yana sorunlar sadece büyüyor. Yeni sorunlar ekleniyor. Biz prensip olarak ülkenin sorunların çözümü meşru demokratik zeminde çözüm aramalıyız. Demokrasi de kalitenin son derece düşmüş olduğu ülkeler var. Seçilmiş makamda olan herkes onu seçenlerin iradesini temsil eder. Tam da bu ilkelerden hareketle özellikle son dönemde yaşamış olduğumuz gelişmeler seçilmiş olma meşruiyetinin kalbine hançer saplıyor. Demokrasi çözüm olmazsa sandığın seçimin sağlam tablo bozulursa milli birliğimizin ve beraberliğimiz de zarar görür. Aynı zaman da terör örgütleri için de elverişli bir ortam oluşturur. Kayyıma ilişkin ilkesel bir duruşumuz var. Seçilmiş bir başkan eğer görevden alınacaksa bağımsız ve tarafsız bir yargıyla olmalıdır. Bununla ilgili çözümü daha önce ortaya koyduk. Yeni gelecek başkan da belediye meclisinden seçilmelidir. Anayasada bazı dokunuşlar gerekiyor. Çözüm arıyorsak adres TBMM’dir. Sistem çözümüne kavuşturmamız gerekiyor. Ondan sonra da o sistemin takipçisi olmak gerekiyor. Bütün sıkıntıları biliyoruz. Ama hak mücadelesinin zemininin haklı meşrutiyet zemininde yapılmalı.”
''Mücadeleyi hukuki zeminde yürütmeliyiz''
Görüşmeye ilişkin konuşan Ekrem İmamoğlu da şunları kaydetti:
''Malumunuz bugün TBB’de acil gündemli bir encümen toplantısı yapıldı. Bu toplantıda bütünüyle yaşana bu demokrasi krizini, hukukun üstünlüğünün bertaraf edildiği bu atmosferi ortadan kaldırmak adına teknik bir çalışmanın Anayasal bir zeminde sonuca kavuşması için konuştuk ki toplantıdan sonra çerçevelediğimiz maddeleri de kamuoyuyla paylaştık. Zaten DEVA partisinin ilkeleri ile çok yakın bir bakış açısını ortaya koymuş bulunduk. Bu beni oldukça sevindirdi. Özellikle bugün için randevu verebilen genel başkanlarımızla yaptığımız konuşma tamamen bu sorunun çözümün TBMM’ye taşımak ve orada anayasal bir zeminde konuşmak. Ve kalıcı bir zemine sağlamak. Zaman içerisindeki iletişim süreçlerini kendilerinin de tariflemesiyle yakın zamanda biz kendilerine TBB çatısında oluşan tespitlerimizi ve çözüm önerilerimizi paylaşacağız. Öyle arzu ediyoruz ki önümüzdeki haftaki ben TBMM Başkanı'nı da bir anlamda ziyaret edeceğim ve bu sonucu kendileriyle de paylaşacağım. Umut ediyorum ki önümüzdeki TBMM’de konuşulabilir, tartışılabilir bir seviyeye gelsin.
Elbette DEVA Partisinin milletvekillerinden de desteği arzu ediyoruz. Şu anda biz ülkemiz adına milletimiz adına bir demokrasi krizini çözmek, hukukun üstünlüğünü ve insanların seçme seçilme haklarının korunduğu asla onlara bir z gelmediği bir ortamı sağlama mücadelesini vermekteyiz. Sayın genel başkanımızın son uyarısını çok değerli buluyorum. Kesinlikle başta vatandaşlarımız olmak üzere ama yetmez, siyasilerin de dikkat etmesi gereken şey mücadeleyi hukuki zeminde ve memleketimizde yaşayan her insanın hakkının korunduğu bir süreç üzerinden.. Yani biz sadece bugünün konusu iki partinin belediye başkanlarının haklarını korumak değil; bugünün iktidar partisinin de belediye başkanlarının haklarını korumak, yarınlarda yaşanabileceği haksızlıkların önüne geçme mücadelesi veriyoruz. Başımızı öne eğdiriyor, her şeyimizi etkiliyor. Başta ekonomi olmak üzere aslında temelinde hukuksuzluklar yatar diye düşünüyorum. Devletimiz bizim kutsalımız. Kurumlarımızı, kurallarımızla korumamız gerekir. Manipülasyona maruz kalmayacak bir süreç sonunda anayasal bir süreç ile birlikte sonucunda insanlarımıza hayırlı bir sonuç sağladığı anayasal bir süreci TBMM’de hep beraber var ederiz.''