Sağlık

İlaç kıtlığı, kur güncellemeleri, zamlar: "İlaç firmalarının insafına kaldık"

Resmi Gazete'de yayımlanan yeni karara göre, beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk lirası cinsinden 1 euro değeri Temmuz ayında yüzde 30,5 oranında artırılarak 14,0387 TL olarak belirlendi. İlaç fiyatlarındaki artış ve sağlık sistemindeki aksaklıklar nedeniyle eczanelerde ilaç kıtlığı baş gösterdi.

Abone Ol

Haber: Erva Gün

Yayınlanan kararda, beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk lirası cinsinden 1 euro değeri Temmuz ayında yüzde 30,5 oranında artırılarak 14,0387 TL olarak belirlendi. Kararla dönemsel euro değeri güncellemesinde, geçici 7’nci madde kapsamında uygulanan 4 TL’ye kadar olan artışlar dikkate alınmayacak.

Güncelleme sonrasında uygulanacak olan 4 TL’ye kadar olan artışlar, TL değerinde değişiklik yapılmadan ürünlerin depocuya satış fiyatları üzerine eklenecek.

Birçok ilaç Türkiye’ye şu an yurt dışından temin ediliyor. Türkiye’de ilaç fiyatları Sağlık Bakanlığı tarafından belirleniyor. İlaç fiyatlarının belirlenmesi noktasında ise Avrupa Birliği’ne üye bazı ülkeler kaynak ülke olarak gösteriliyor. Kaynak ülkelerin referans fiyatları depoculara satış fiyatı olarak yansıyor. Gerçek kaynak fiyat para birimi euro kullanılırken, ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk lirası cinsinden 1 euro değeri bir önceki yılın Resmi Gazetede ilan edilen gösterge kuru niteliğindeki TCMB’nin günlük euro satış kuru esas alınıyor. Zam furyalarının ardı ardına gelmesinden sonra ilaç sektörü de bu zamlardan etkilendi. İlaçlara ve tıbbi ürünlere gelen zamların sağlık sektöründe ve vatandaşlar üzerindeki etkilerini eczacı Cem Kılınç ile konuştuk.

“Euro üzerinden kur arttırılmazsa şirketler ilaç vermiyor”

Yeni zammın hem şirketleri hem de vatandaşları etkilediğini belirten Kılınç, yaşanılan enflasyonun en geç ilaç sektörüne geldiğini belirtti. Kılınç, euro üzerinden kur arttırılmazsa ilaç firmalarının piyasaya ilaç sürmediğini söyleyerek, “Zam yapınca bu sefer de vatandaşa maliyeti oluyor. İki ucu keskin bıçak” dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde ilaç fiyatlarına gelen zam hakkında açıklama yapmıştı. Bakan Koca açıklamasında, ilaç fiyatlarında yılda bir kez kur güncellemesi yapıldığını söyleyerek, bu artışın artık 6 ayda bir yapılacağını belirtti.

“İlaç, firmalar kar etsin diye yok”

İlaç tekellerinin daha fazla kar ettiğini vurgulayan Kılınç, “Sonuçta kapitalist sistemde insan sağlığından ziyade elde edecekleri karı düşünüyorlar. Toplumsal faydayı gözetmezler. Piyasaya ilaç vermeyebiliyorlar ama neticede bunun zorluluğunu da biz eczanelerde yaşıyoruz, ilaç bulamıyoruz. İlaç hasta için var, ilaç firmaları kar etsin diye değil” açıklamasında bulundu.

“Ecza depolarından ilaç çıkarılmıyor”

Ecza depolarında ilaçların bekletildiğini aktaran Kılınç, “Zam veya euro kurunun güncellenmesi beklentisi oluşunca firmalar ilaç vermiyor. Ecza depolarında ilaç olmuyor. Bazen bir iki güne sıkışınca ecza deposunda olsa bile zam bilgisi ulaşınca depodan çıkarılmıyor” ifadelerini kullandı. Kılınç, hafta sonu ecza depolarından ilaç çıkmadığını söyleyerek, “Mesela zam pazartesi bekleniyordu ama cumartesiyi pazara bağlayan gece zam açıklandı. Pazar günü Türkiye’deki bütün nöbetçi eczaneler sorun yaşadı çünkü ecza depoları eczanelere ilaç vermedi” dedi.

“Özel şirketlerin insafına terk edildik”

Kılınç, ilacın meta olarak görülerek özel sektörün insafına terk edildiğini söyleyerek serbest piyasa ekonomisinde tüm ilaç firmalarının kar üzerine kurulu olduğunu dile getirdi. Kamunun ilaç üretimi yapsaydı bu sorunların oluşmayacağını belirten Kılınç, “Eskiden kamuya ait bazı kurumlar özelleştirilince özel şirketler devreye girdi. Mesela önceden ilaç üretiminde ordu veya SSK’ya bağlı kurumlar vardı” ifadelerini kullandı.

Cinsel sağlık ürünlerine peş peşe iki zam

Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Platformu (CİSÜ)’nun sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, cinsel sağlık ürünlerine temmuz ayı içerisinde iki kez zam geldiğini duyurdu. Platform, “cinsel sağlık malzemelerine erişim gitgide zorlaşıyor” diyerek, “Kondom, hap, RİA (spiral) gibi cinsel sağlık malzemeleri Temmuz başından beri iki kez zamlandı” paylaşımını yaptı.

“Devlet ilaçları ödemiyor”

Cinsel sağlık ürünlerine gelen zamlar hakkında da konuşan Kılınç, “Cinsel sağlık ilaçlarındaki kısım ise şundan dolayı rahatsız edici; yıllar önce ülkemizde doğum kontrol hapları gibi ürünler sağlık ocaklarından ücretsiz olarak vatandaşa sunuluyordu. Ama şu an devlet bunları ödemiyor ve sağlık ocaklarında da bu ilaçlar bulunmuyor. Dolayısıyla hak olan şeye para ile ulaşılabiliyor. Her zam geldiğinde ilaca onlar da katmerlenmiş oluyor” dedi.

“Uygulamalar bir tercih politikası”

Cinsel sağlık ürünlerinin devlet tarafından ödenmesi gerektiğini belirten Kılınç, “Mesela şu an doğum kontrol ilacı 250 lira, ertesi gün hapı 416 lira oldu” ifadelerini kullandı. Kılınç, cinsel sağlık ürünlerindeki fiyat artışlarının kadınlara nasıl bakıldığı ile ilgili bir politika olduğunu söyleyerek, “Sağlık politikasında gerici bir açınız varsa en az 3 çocuk dediğinizde çok pahalı tüp bebek tedavisini sosyal güvelik kurumu karşılıyorken -15 veya 20 bin gibi bir ücreti- 250 TL’lik bir ilacı karşılamıyor. Bu bir tercihtir” açıklamasında bulundu. HPV aşısına da zam geldiğini belirten Kılınç, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kasım ayında “HPV aşısı ücretsiz olacak” açıklamasını hatırlattı. Kılınç, “Açıklamanın üzerinden dokuz ay geçti hala ücretsiz olmadı. İki yıl önce tek doz HPV aşısı 695 lirayken üç dozu 1800-2000 civarındaydı. Şimdi üç doz toplamda 7800’e geliyor” dedi.

“Bütçeyi biz vergilerimizden veriyoruz”

Gerici sağlık politikalarından kaynaklı cinsel sağlık ürünlerinin göz ardı edildiğini aktaran Kılınç, devamında şunları dile getirdi: “Bu ilaçlar sanki lüksmüş gibi algılanabiliyor. Ancak kanserden korunmak için çok önem arz ediyor ve bu benim hakkım. O bütçe oluşturulurken biz vergilerimizi veriyoruz. Önemli olan o bütçe çıkarılırken kimin çıkarına nasıl dağılacağıdır. Halk sağlığı ve vatandaşın çıkarına mı dağılacak yoksa büyük sermayeye vergi teşvikleri olarak mı dağılacak. Bunların hepsi birer mücadele başlığı.”