Genel

İklim Kanunu teklifi, yeni yasama döneminde TBMM'de

Abone Ol
Haber Merkezi - Kurum, yaptığı açıklamada nüfus artışına bağlı olarak yaşanan hızlı şehirleşmenin hem çevre hem de şehircilik sorunlarına yol açtığına işaret etti. Özellikle son yıllarda iklim krizine bağlı yaşanan küresel ısınma, ekolojik istikrarsızlık, biyolojik çeşitliliğin azalması ve çevre kirliliği gibi küresel sorunların, tüm insanlığın yüzleşmesi gereken bir noktaya ulaştığını belirten Kurum, iklim değişikliği denildiğinde akla küresel ısınmanın geldiğini anımsattı. Kurum, bugün küresel hava sıcaklıklarının son yılların çok üstünde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Geçtiğimiz temmuz ayında tüm zamanların rekor seviyesinde bir sıcaklık yaşadık. 2023 yılı son yılların sıcaklık ortalamasına göre 0,43 derecenin üzerinde. Yani bugüne kadarki en sıcak üçüncü yılı yaşıyoruz. İklim değişikliğiyle deniz ve okyanus suyu ile toprak sıcaklıkları da aşırı şekilde artıyor. Gıda krizlerine ve yüksek gıda enflasyonuna yol açan kuraklık ve ani hava olayları her geçen gün kendisini daha çok hissettiriyor. Denizlerde, okyanuslarda su seviyeleri ciddi anlamda yükseliyor. Yine her geçen gün iklim değişikliğinin insanları göçe zorladığını Dünya Meteoroloji Örgütü vurguluyor. Öyle ki 2050 yılına kadar 216 milyondan fazla insanın afetlerden kaçmak için yer değiştireceği öngörülüyor". Kurum, iklim krizinin tüm dünyada sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engel olduğunun da altını çizdi. Sıfır Atık Hareketi bir yaşam felsefesine dönüştü Dünyanın kritik bir eşikten geçtiğini ve bu kritik eşiğin küresel ısınmayı 1,5 derece sınırında tutmak olduğunu anlatan Kurum, bu hedefe ulaşmak için küresel emisyonların 2030 yılında yüzde 45 azaltılması, 2050 yılında ise net sıfıra ulaşması gerektiğini vurguladı. Kurum, "Bu yüzden karbon ayak izini daha da azaltmalıyız, yenilenebilir enerjiyi hayatımızın her safhasına yerleştirmeliyiz, sera gazlarını azaltmalıyız." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin, küresel iklim değişikliğinin potansiyel etkileri açısından risk durumu yüksek ülkeler arasında yer aldığına dikkati çeken Kurum, özellikle son 2 yılda dünyada görülmemiş büyüklükte sel ve heyelanlar, olağandışı yangınlar yaşandığını, Konya'da obrukların sayısının 700'e yaklaştığını, Türkiye'nin en büyük buzul kütlesi olan Hakkari Cilo Dağı'ndaki 20 bin yıllık Cilo buzullarının her geçen gün eridiğini, Marmara Denizi'nde müsilaj problemi yaşandığını anımsattı. İklim Kanunun hazırlıkları tamamlandı TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Kurum, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında en büyük hazırlıklarının İklim Kanunu olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin kapsamlı bir İklim Kanunu'na acilen ihtiyacı olduğunu kaydetti. TBMM Çevre Komisyonu olarak başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla STK'lerle üniversitelerle belediyelerle yasaya ilişkin hazırlıkları tamamlamak üzere olduklarını bildiren Kurum, Meclis'in açılmasının ardından gelecek 100 yılı şekillendirecek bir çerçeveye sahip olacağını belirttiği İklim Kanunu'nun Meclis onayına sunulacağını söyledi.