Netanyahu Brüksel'e gelmesi halinde tutuklanacak Netanyahu Brüksel'e gelmesi halinde tutuklanacak

Haber: Ahmet Çağatay Bayraktar

4 Temmuz’da bianet Haber Merkezi’ne bağlı Atölye BİA ofisinde gerçekleşen kitabın tanıtım etkinliği Safiye Alagaş'ın moderatörlüğünde, Gökçer Tahincioğlu ve Gülsüm Depeli'nin katılımıyla gerçekleştirildi. Söyleşide, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü konuşuldu. Etkinliğe gazetecilerin yanı sıra Yeşil Sol Parti Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ve TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, Gazeteci Tuğrul Eryılmaz, Yeni Yaşam Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Çelebi, İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Asu Aksoy ve Özgürlük için Hukukçular Derneği'nden Av. Ahmet Baran Çelik katıldı.

Gökçer Tahincioğlu, Safiye Alagaş, Doç. Dr. Gülsüm Depeli

 “AKP’nin 20 yıllık dökümü”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan IPS İletişim Vakfı Başkanı ve bianet Proje Danışmanı Nadire Mater, "2010'dan itibaren pek çok arkadaşımızın katkısıyla yapılan bir kitap. Pek çok gazeteci ve yazar arkadaşımız da bu kitapta yer aldı. Bu kitap, aslında Erdoğan'ın eseri. AKP'nin 20 yıllık dökümünü iki kitapta da görebilirsiniz." dedi. Bu süreçte yaşanan hak ihlalleriyle pek çok gazetecinin cezaevine girdiğini ve hala cezaevinde bulunan gazetecilerin olduğunu belirten Mater, sözlerini şöyle sürdürdü: "İki kitap da bize Türkiye'de özellikle seçimden sonra bir şey söylemeye ve göstermeye çalışıyor. Türkiye'de gazetecilik nerede ve yeni bir gazetecilik mümkün mü diyor. Yeni medya dönemi hepimiz için kolay gelsin, hep birlikte başka bir gazeteciliğin mümkün olduğunu söylüyoruz." Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Safiye Alagaş, gerçeğe giden yolda fikirlerin çatışması gerekliliğinden söz ederek Türkiye’de böyle bir ortamın olmadığını söyledi: “Gazeteciler olarak da fikir tartışmaları yürütemiyoruz. Farklı fikirler birbirini öğrenemiyor. Bu noktada gerçeklikten de uzaklaşılması kolaylaşıyor. Özellikle AKP iktidarında bu durum daha da hissedilir hale geldi. İkinci kitapta da özellikle iktidar kaynaklı manipülasyonun daha da arttığını görüyoruz.”

“Bu kitap toplumsal duyarlılığa bir katkı”

BİA Medya Gözlem Danışmanı ve RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, etkinlik için gönderdiği video mesajda, "İfade Özgürlüğünün On Yılı - İkinci Kitap: 2012-2022" kitabının ilk kitaba göre çok daha yaygın kitlelerce okunabilecek özellikleri olduğunu belirterek şunları söyledi: "Gazeteci, yazar ve insan hakları savunucusu bakımından bu toplumla bir aradalık çok önemli. Dolayısıyla bu kitabın çok daha rahat okunacağını düşünüyorum. Gökçer Tahincioğlu’nun kasvetli toplumsal sorunları vicdani bakış ile sunması bakımından kendisinin bu kitabı hazırlaması oldukça değerli. Başta bianet'teki çalışma arkadaşlarım, Nadire Mater, Evren Gönül ve diğer kitaba dokunmuş olan arkadaşlarım başta olmak üzere, kitaba değerli yazılarını kazandırmış olan meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Diliyorum ki zorlu şartlarda, masa başında ve mahkeme salonlarından getirilmiş birçok vaka bu kitap üzerinden toplumsal duyarlılığa dönüşecektir. Bu kitabı okuyun ve yakın çevrenize de ulaştırın."

Komplo teorilerinin öne çıktığı 10 yıl

"Bu kitabı hazırlarken çok çabuk unuttuğumuzu fark ettim” diyen Gökçer Tahincioğlu, “Hatırlamayı ve hatırlatmayı önemseyen biri olarak bazı olayları unuttuğumuzu fark etmek beni oldukça şaşırttı. Bizim görevimiz hatırlatmak. Hatırlattıkça mücadele alanı da genişliyor çünkü. Bu 10 yılı ekstra önemsiyorum. İktidarın ilk on yılından farklı olarak kitabın da ele aldığı bu son on yıl sürekli komplo teorilerinin ortaya çıktığı bir dönem” şeklinde konuştu.

“Hangisini atladık duygusuna kapıldım”

Türkiye'nin 10 yıllık periyotlarını birbirinden ayırmanın kolay olmadığını söyleyen Tahincioğlu, “Sıkıyönetimler, darbeler, muhtıralar birbirine geçmiş durumda. Bu son on yılın diğer bir önemi ise cumhuriyet tarihinde ilklere sahne olması. Polis ve askerin bir arada yer aldığı Hendek Operasyonları, terör eylemi sayılmayan, yüzlerce insanın öldüğü bombalı terör saldırıları… Kitapta anlatırken hangisini atladım duygusuna ister istemez kapıldım. Ve 2012-2022 Cumhuriyetin ikinci yüzyılının da kuruluş paradigmasını oluşturması bakımından da önem taşıyor. Bu yüzden olaylar arasında bir önem sıralaması yapmak oldukça zor” dedi.

“Kimi medya kanalları da hedef haline getirdi”

Kitabın üç bölümden oluştuğunu belirten Tahincioğlu, “Kitap ana olarak Başlangıç, İfade Özgürlüğü Mücadelesi ve Hedeftekiler başlıklarından oluşuyor. Özellikle Hedeftekiler bölümünde gazetecilik açısından olağan sadece mesleklerini yapmak isterken hedef haline getirilen gazeteciler ele alındı. Bunun yanında LGBTİ+ bireyler, kadın gazeteciler ve Barış Bildirisine imza atan akademisyenler gibi sadece hükümet tarafından değil medya organları tarafından hedef haline getirilen kişiler ve toplulukları anlattık. Burada ilginç olan ise kimi medya organlarının direkt olarak kendi meslektaşlarını hedef haline getirmesi” diye ekledi.

“Ne yapmalıyız sorusunu sormalıyız”

1990’lı yıllara atıf yapan Tahincioğlu, “Her zaman 1990’ların karanlığından, arka planda kalmış olaylardan söz edilir. Fakat o yıllarda da bir mücadele alanı vardı. İçinde bulunduğumuz yıllarda da bu mücadeleyi görüyorum. İktidarlar genellikle unutturmaya çalışır fakat gazeteciler hatırlatır. Bu yüzden yazar arkadaşlara ayrıca teşekkür ederim. Çünkü onlar da bana unuttuklarımı hatırlattı. Devletin ve uygulamalarının yanında aslında bu on yılda gördüğümüz başka bir şey de gazetecilerin medya tarafından hedef gösterilmesini de ekleyebiliriz. 'Ne yapmalıyız?' sorusunu önümüze koyup yeni ana akımlar üretebiliriz” diye konuştu.

Zihnimiz unutsa da bedenimiz unutmuyor

“2001-2011 yılları arasını ele alan İfade Özgürlüğünün On Yılı: Birinci Kitap”ı Dr. Emek Çaylı ile kaleme alan Doç. Dr. Gülsüm Depeli yaptığı konuşmasında, “Kitaptaki yazarlardan birinin de belirttiği gibi, yaşanan son on yıl adeta yüz yıl gibi yaşandı. Bunları unutmak mümkün değil ama hatırlamak da zor. Çünkü o kadar çok olay yaşandı ki kimi olaylar birbiriyle karıştırılabiliyor.  Bazı olayları zihnimiz unutsa da bedenimiz unutmuyor. Kitap yapısal olarak çok sesli, çok deneyimli, çok yazarlı bir analiz gibi. Bu nedenle de dönemi anlamak için doğru bir yöntemle yazıldığını düşünüyorum” dedi.

“Mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz”

Kitapla ilgili 24 Saat’e konuşan Gökçer Tahincioğlu kitabın oluşum aşamalarını şu şekilde anlattı: “Kitabın Hedeftekiler bölümünde, hedefteki medyayı temsil eden gazetecileri; İfade Özgürlüğü Mücadelesi bölümünde ise ifade özgürlüğüne çalışmalarıyla destek veren ve bu konuyu dert edinen gazetecilerden seçmeye çalıştık. İşleyecekleri konuları ise formasyonları ve medyadaki uzmanlık alanlarına göre oluşturduk. Örneğin ana akım medyayı ana akımdan gelen bir arkadaşımız, OHAL dönemini ise o bölgede yaşamış ve OHAL koşullarını bilen bir arkadaşımız ele aldı.” Bianet’in hazırladığı ifade özgürlüğü ve hak ihlalleri konulu raporlardan da yararlandıklarını söyleyen Tahincioğlu, “Yazım üslubunda yazarların elini serbest bıraktık. Onların üslubu da bu kitabın daha yaygın kesimlerce okunabilecek olmasına katkı sundu. Böylece mahkeme kararlarını ve bianet’in hazırladığı raporlarını daha görünür kılmaya çalıştık” dedi. “Bir kitap hacmine göre sınırlıyız” diyen Tahincioğlu, “Türkiye ifade özgürlüğü ve hak ihlalleri denilince uzayıp giden bir liste var. Derin yoksulluk, emekçilerin meseleleri, Romanların yaşadıkları… Elbette bu konular da yazılar içinde ele alındı. Fakat bu kadar hacimli bir kitap oluşturup da daha değinilmesi gereken birçok sorun olması da Türkiye’nin durumunu bizlere gösteriyor. Bu kesimleri ve sorunları görünür kılmak için de mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Alican Uludağ, Aysun Cerek, Ayşegül Doğan, Bahadır Özgür, Burcu Karakaş, Erol Önderoğlu, Fikret İlkiz, Gökçer Tahincioğlu, Kenan Şener, Levent Pişkin, Mehtap Ceyran, Mehveş Evin, Özlem Akarsu Çelik, Sibel Yükler, Timur Soykan, Ulaş Karan, Yetzart Dankizyan ve Yıldız Tar’ın yazılarından oluşan kitabı Gökçer Tahincioğlu hazırladı. Kitap, bağımsız kitabevlerinden ve kitap satış sitelerinden temin edilebilir.

Editör: Anadolu Ajansı