Genel

İBB Meclisinde sahipsiz köpek sorunu tartışıldı

- AK Parti'li Meclis Üyesi Yunus Emre Özbek: - "Belediyelerin mesuliyeti, sabah işine gitmek için servis bekleyen Ahmet ağabeyin, çocuğunu okula bırakan Ayşe teyzenin, sokakta oynayan Zeynep kızımızın güvenliğini sağlamaktır" - CHP'li Meclis Üyesi Tan Hüseyin Kıroğlu: - "Bu mesele, yerel yönetimlerin eliyle olsa dahi, ancak ve kesinlikle Hükümetimizin sağlayacağı bir mali destek ve koordinasyon ile çözülmelidir''

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisinde, kentteki sahipsiz köpek sorunu tartışıldı.

İBB Meclisi haziran ayı ikinci toplantısı, Meclis 1. Başkanvekili Nuri Aslan başkanlığında Saraçhane'deki belediye binasında yapıldı.

Mecliste gündem dışı konuşma yapmak için söz alan MHP'li Meclis Üyesi Şule Hayal, son günlerde sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili birtakım yeni düzenlemeler üzerine konuşulduğunu söyledi.

Sahipsiz sokak hayvanları meselesinin siyasi değil, ortak bir vicdani mesele olduğunu kaydeden Hayal, "Aslında sorun teşkil eden ve bugün ortada olan problem, saldırgan sahipsiz sokak köpeklerimizdir. Bu hususta iki taraflı düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Bunlardan biri insan sağlığı ve insan güvenliği tehdidi, diğeri ise aslında hepimize emanet olan sokak köpeklerimize üşümedikleri, açlık çekmedikleri, güvenli bir yaşam sağlamak." dedi.

İBB'nin köpekleri kısırlaştırma sayısının her geçen yıl düştüğünü söyleyen Hayal, ''Bütçemizde büyük büyük rakamları reklam bütçesine harcamak yerine, yeni barınakların, yaşam alanlarının, bakımevlerinin kurulması ve köpeklerimizin kısırlaştırma sayılarının artması en büyük temennimdir." diye konuştu.

- "Başıboş köpek sorununa karşı İBB kapasitesi açık farkla yetersizdir"

AK Parti'li Meclis Üyesi Yunus Emre Özbek, Türkiye'de ve İstanbul'da sahipsiz hayvan gerçeği ve başıboş köpek sorunu olduğunu söyledi.

Özbek, "Bu başıboşluktan ötürü meydana gelen trafik kazaları ve beraberindeki yaralanmalar, maddi kayıplar, ısırma vakaları ve bunun yarattığı travmalar, fiziksel yaralanmalar hatta ölümler, gündelik hayatta karşılaşılan başıboş köpek popülasyonunun doğal bir sonucu olup, hususen çocuk, yaşlı ve engellilerin bu durumdan etkilendiği görülmektedir." dedi.

Türkiye'de tahmini olarak 4 milyon başıboş köpek olduğuna işaret eden Özbek, "Bu sayı üstel doğum sebebiyle her yıl katlanarak artmaktadır. 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 260 bin iken, 2023'te bu sayı 438 bine yükselmiştir. Yine son 5 yılda hayvana çarpma şeklinde 3 bin 534 trafik kazası, 55 ölüm, 5 bin 147 yaralanma vakası gerçekleşmiştir." diye konuştu.

Sahipsiz köpekler konusunda belediyelerin sorumluluğuna işaret eden Özbek, "Belediyelerin mesuliyeti, sabah işine gitmek için servis bekleyen Ahmet ağabeyin, çocuğunu okula bırakan Ayşe teyzenin, sokakta oynayan Zeynep kızımızın güvenliğini sağlamaktır." dedi.

İstanbul'daki mevcut bakımevlerinin toplam kapasitesinin 5 bin civarında olduğunu, kentte ise 400 bin başıboş köpek bulunduğunu aktaran Özbek, "Başıboş köpek sorununa karşı İBB kapasitesi açık farkla yetersizdir." ifadesini kullandı.

Özbek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayvanların, CHP'li İBB yönetimince sahipsiz bırakıldığını, can dostlarımıza barınma imkanını sağlayacak bakımevlerinin bakıma ihtiyacı olduğunu, tedavi taleplerinin ilçe belediyelerine havale edilerek savsaklandığını, bugün başıboş köpek sorununa İBB yönetiminin kusurlu ve eksik eylemlerinin sebep olduğunu ifade ediyorum."

- "Öldürmeyelim, kısırlaştıralım ve yaşatalım"

CHP'li Meclis Üyesi Tan Hüseyin Kıroğlu ise sahipsiz köpek sorununun artık bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp, ulusal bir sorun haline geldiğini söyledi.

Bu sebeple bir an evvel ulusal çapta bir eylem planı ortaya konulması gerektiğine vurgu yapan Kıroğlu, şunları kaydetti:

"Gönüllü kurum, kuruluşlarla ve gerçek kişilerle koordineli bir biçimde topyekun bir kısırlaştırma, aşılama ve yaşatarak kontrol altına alma politikası geliştirilmelidir. Bu mesele, yerel yönetimlerin eliyle olsa dahi, ancak ve kesinlikle Hükümetimizin sağlayacağı bir mali destek ve koordinasyon ile çözülmelidir. Ülke olarak bunu başarabileceğimizi düşünüyorum. Bu sorunu dünyaya da örnek olabilecek şekilde çözebiliriz. Öldürmeyelim, kısırlaştıralım ve yaşatalım."

- "İnsanımızı önceleyerek hayvanımıza değer vereceğiz"

BBP Grup Başkanvekili Dursun Çağlayan ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün sahipsiz köpeklerle ilgili 13 Haziran 1932'de yayımladığı tamimden bahsetti.

Kararı okuyan Çağlayan, "Atatürk onayı ile genelge yayımlanıyor. Birinci maddesi şu: 'Sahipsiz olan bütün köpekler itlaf edilecek.' İkinci maddesi de 'Şehirlerde sahipli olarak gezen ya da gezdirilen köpeklerin ağız ve burun kısımları maskeyle veya tasma ile kapatılacak.' Üçüncü maddesi, 'Sahipli de olsa maskesiz, tehlikeli, saldırgan köpekler itlaf edilecek.' Dördüncü maddesi, 'Köylerde bulunan ve sahipli olan köpekler, gündüz kesinlikle salınmayacak, bir yerde bağlı olacak, gece ise bekçi nezaretinde serbest bırakılacak.' Cumhuriyet'in kurucusunun her söylediğini esas alıyorsunuz da bunu niye almıyorsunuz?'' dedi.

Gelişmiş ülkelerde sokaklarda sahipsiz hayvanların bulunmadığını ifade eden Çağlayan, ''Bu konuda niye onları örnek almıyoruz? İnsanımızı önceleyerek hayvanımıza değer vereceğiz. Bu, Türkiye'de siyaset üstü bir konudur, Hiç kimse bunu siyasete malzeme yapmasın. Çocuklarımız korkusuzca evinden çıksın, okuluna gidebilsin.'' ifadelerini kullandı.