Huzur-güven ve sükunet
Can PULAK Öfkeli, kızgın, saygısız, hoşgörüsü kaybolmuş bir toplum olup çıktık. Sevgimizin de nefretimizin de ölçüsü yok. Bir şeye kızdık mı köpürüyoruz adeta. Sevdik mi de ölesiye...
Can PULAK
Öfkeli, kızgın, saygısız, hoşgörüsü kaybolmuş bir toplum olup çıktık. Sevgimizin de nefretimizin de ölçüsü yok. Bir şeye kızdık mı köpürüyoruz adeta. Sevdik mi de ölesiye seviyoruz.
Bizim gibi düşünmeyenleri düşman cephesine yığıyoruz hemen. Aynı fikri taşıdıklarımızı da vatansever ilan ediyoruz. Bir toplumun yarısı hain, yarısı vatan bekçisi olur mu hiç? Bizde oluyor işte. Öyle bir seçim geçirdik ki, kazanan sevindirik olup şımarırken, kaybeden kederden ne yapacağını şaşırdı. Bir taraf düşmanı yendiğini sanıyor, diğer taraf düşmana yenildiğine inanıyor. Bir millet bu hale nasıl gelebilir? Bunu bilim adamlarının tartışması lazım artık.
İşimize geldiği zaman demokrasi diyoruz. İstediğimiz sonucu alamayınca da, kıyameti koparıp karşımızdakini suçluyoruz devamlı. Yaptığımız seçim neresinden baksanız sağlıksız. Bir yandan devletin tüm gücünü eline geçirmiş bir rakip, diğer yanda protez ayaklı bir masayı çevrelemiş muhalefet. Eşit şartlarda olmadı ki mücadele. Böyle bir tabloda kaç seçime giderseniz gidin, hep iktidar kazanır. Tüm sandıklarda önlem alındı, müşahitler ve avukatlar dahil dedektif gibi çalıştı herkes. Ama sonuçta iktidar galip çıktı bu seçimden.
Gönül isterdi ki, AKP Genel Başkanı seçim sonrası hepimizi şaşırtan ve milleti kucaklayan bir konuşma yapsın. Kısıklı’da evinin önünde ve Ankara’da öyle başladı ama iki-üç dakika sonra kavgadan beslenen diline dönüverdi hemen. Ne hainliği kaldı muhalefetin, ne ahlaksızlığı nede alçaklığı.. Oysa (seçim bitti, her şey geride kaldı, seçim atmosferinde kırdıklarım, üzdüklerim, incittiklerim bağışlasınlar beni. Beni üzen, kıran ve incitenlerle de helalleşmek istiyorum.) deseydi, bugün Türkiye’de herkesin moralleri daha düzgün olur, geleceğe ilişkin kuşkularından bir miktarı da dağılırdı.
Aynı şeyi Kılıçdaroğlu da yapabilirdi. Rakibini tebrik edebilir, yeni dönemde işbirliği mesajı verebilir, günümüze kadar yapılan yanlışları birlikte düzeltme kapısını aralık tutabilirdi. Bunca olandan sonra zor bir şey söylüyorum. Ama liderlerin görevi milletin huzuru ve güveni için tüm zorlukları aşmak değil mi? Bugün Türkiye’nin iktidarı da muhalefeti de şunu bilmelidir ki, halk siyasetten ve siyasi mücadelelerden yorgun düşmüştür. Siyasetten geçinen ve beslenenler hariç, milletin büyük bir kısmı sükunet, huzur ve güven içinde yaşamak istiyor.
Önümüzde çok zor bir dönemin bizi beklediğini söylemeliyim. Bu dönemi kavgalarla, gürültülerle, çekişmelerle atlatamayız. Ben bilirim, ben yaptım oldu kafasıyla da esenliğe çıkaramayız ülkemizi. Günümüzde diyalog şart, tecrübeye ve liyakata ihtiyaç şart. Hangi düşüncede olursa olsun, Türkiye’ye hizmeti geçmiş insanlardan oluşan bir akil adamlar grubu yararlı olmaz mı? Bilim adamıyla, askeriyle, siviliyle, idarecisiyle oluşacak bir akil adamlar grubu… Böyle bir grupta Yılmaz Büyükerşen, İlhan Kesici, Mehmet Haberal gibileri olsa fena mı olur?
Toplum çok gergin şu sıra. Her şeye, atacağımız tüm adımlara dahi dikkat etmemiz lazım. CHP’de hesaplaşmalar şimdiden başladı. Kılıçdaroğlu’nun kellesini istiyorlar. Evet bunca seçimi kaybeden bir lider, artık koltuğunu bırakmalıdır. Ama bunun bir zamanı olmalı. Önümüzde belediye seçimleri var, kurultay var. Bunları beklemeden Kılıçdaroğlu’nun yakasına yapışmak doğru bir hareket mi? Adam elinden geleni yaptı, o yaşına rağmen gitmediği yer, yapmadığı miting kalmadı. Ama olmadı işte. Vefa bir semt adı değil sadece. İnsan olanın taşıması gereken bir duygu..
Taşkınlıklara, abartılmış sevinç gösterilerine karşı da dikkatli olmalıyız. Dedim ya, nefretimizin de sevgimizin de ölçüsü yok. Galatasaray şampiyon oldu. Biz Fener’liler kutlamasını ve alkışlamasını da bilmeliyiz. Çok isterdim ki başkanımız Ali Koç bir kutlama mesajı yayınlasın, Galatasaray Başkanına bir çiçek yollasın. Olmadı bari önümüzdeki hafta yapılacak derbi karşılaşmasında gerçekleştirsin bu jesti. Bizim futbolcularımız maç sonunda Galatasaray’lıları alkışlasınlar, kutlasınlar sahada.
Maç dedim de, tahmin ederim ki Cumhurbaşkanı da gelecek bu derbiye. Sakın ola ki bir yuh sesi çıkmasın. O muhalefet liderini yuhalattı ama biz Fenerbahçe’nin centilmen taraftarları aynı şeyi yapmamalı, gereken saygıyı göstermeliyiz. Kabul etsek de etmesek de, o Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanıdır.