Kızılcık Şerbeti'nin yeni sezon tanıtımı yapıldı Kızılcık Şerbeti'nin yeni sezon tanıtımı yapıldı
Haber: Deniz Ali Tatar Kültürel zenginliğiyle adından söz ettiren Güneydoğu şehirlerimizden Şanlıurfa, tarih tutkunu turistler tarafından keşfedilmeye devam ediyor. Art arda yaşanan deprem ve sel felaketlerinden sonra yeniden ziyaretçilerini ağırlayan Şanlıurfa, özellikle ‘tarihin sıfır noktası’ olarak adlandırılan Göbeklitepe ile ilgi çekmeye devam ediyor. 2021 yılında 567 bin 453 kişiyi ağırlayarak 4 yılın en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşan Göbeklitepe, 2022 yılında ise 850 bin turist ağırlayarak, ziyaretçi rekorunu kırmayı başarmıştı. Şanlıurfa İl Kültür Müdürü Aydın Aslan 24 Saat’e verdiği röportajda, Şanlıurfa’da adım atılan her yerin bir tarihi değeri olduğunu ve tarih fışkıran bir şehirde olduklarını söyledi. Özellikle Göbeklitepe’nin popüler kültürde yer almasının dikkati Şanlıurfa’nın üzerine çektiğinden bahseden Aslan, yurt dışından da ciddi bir ziyaretçi akınına uğradığını da ekledi. Yaşanan deprem ve sel felaketinden en çok Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Mozaik Müzesi’nin hasar aldığını belirten Aslan, müzelerde yapı çalışmalarını devam ettiğini belirtti. [caption id="attachment_331649" align="alignnone" width="897"] Şanlıurfa İl Kültür Müdürü Aydın Aslan[/caption] Urfa, gelecek yıllarda vizyon anlamında Türkiye’yi taşıyacak” Urfa’nın mimari açıdan zengin ve kentte tescili yapıların olduğunu söyleyen Aslan: “Hem yer üstü hem de yer altı çok zengin bir şehir Şanlıurfa. Geçmişten gelen zenginlikleri var ve Göbeklitepe’nin bulunuşundan çok eskiye dayanıyor. Tabi ki Göbeklitepe, Urfa için bir mihenk taşı. 2018’de Göbeklitepe UNESCO Dünya Mirası listesine girdi ve 2019 yılı da sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle ‘Göbeklitepe Yılı’ ilan edildi tüm Türkiye’de. Bu süreçten sonra da Urfa’nın önemi ve kültürel zenginliği, insanlar açısından bir kez daha anlaşılmış oldu. Biz Urfa’da şöyle bir tabir kullanıyoruz: ‘adım attığımız her yerden bir tarih fışkırıyor!’ diyoruz. Gerçekten büyük bir zenginlik var ve bu noktada, Urfa’nın bu kadar zengin olması bize hareket edebilme şansı da veriyor. Bu durum turizmi çeşitlendirmek anlamda da çok önemli, arkeolojik ya da mimari anlamda değerlendirilebilir Urfa. Kentimizin kültürel anlamda zengin olması, Urfa’nın gelecek yıllarda vizyon anlamında Türkiye’yi de taşıyacağını düşündürüyor.” diye anlattı. [caption id="attachment_331650" align="aligncenter" width="691"] Balıklıgöl[/caption] Şanlıurfa’da neler yapılabilir diye sorulduğunda en çok Göbeklitepe’nin ziyaretçiler tarafında keşfedilmek istendiğini belirten Aydın, Urfa’da gezilebilecek ve keşfedilebilecek birçok alan olduğuna işaret etti. Aydın, Urfa’da gezilebilecek noktaları şu şekilde anlattı: “Göbeklitepe’nin yanı sıra, Urfa’da Balıklıgöl dediğimiz harika bir merkez var. ‘Eski Urfa’ olarak adlandırdığımız eski sokaklar ve çarılar da keşfedilince ziyaretçilerin hoşuna gidiyor. İl sınırlarımızda bulunan Harran, Siverek ve Halfeti de turizm açısından çok ilgi görüyor. Ayrıca Harran’da ‘Güney Turizm Yolu’ olarak adlandırılan yolda; Şüayipşehri, Han El-Ba'rur, Halilürrahman, Karahantepe, Sefertepe ve Sayburç gibi yeni çıkan kazı bölgelerimiz söz konusu. Bu açıdan bakıldığında Urfa, en az 5 gün gezilmesi gereken bir destinasyon alanı aslında. Bu saydıklarımız aslında Urfa’nın %10 u aslında, doğal güzelliklerini de dahil edersek daha da genişliyor. Aynı zamanda Milli Park özelliğine sahip olan Tektek Dağları ilgi görüyor. Doğadaki ceylanları görmek isteyenler özellikle burayı mutlaka gezmeli.” Şanlıurfa’nın tarihi ve arkeolojik öneminin yanı sıra gastronomi ve el sanatları açısından da zengin olduğunu anlatan Aslan: “Yerel kültürüyle tüm her şeyi bir araya getirdiğimizde Urfa, müthiş ve büyük bir kültür zenginliğiyle dikkat çekiyor.” diyerek altını çiziyor. [caption id="attachment_331651" align="aligncenter" width="694"] Göbeklitepe[/caption] “Göbeklitepe, yurt dışından ziyaretçi akınına uğruyor” Şanlıurfa’ya ziyaretlerin “Göbeklitepe” ile beraber daha yükseldiğine dikkat çeken Aslan: “Göbeklitepe’nin önemi, neolitik dönem insanıyla alakalı tüm algılarımızı değiştirmesinden dolayı öne çıktı. Göbeklitepe’nin mimarisinden aslında o dönemin yaşamını çok net anlayabiliyoruz. Bu kadar çok anıtsal yapı olması, neolitik dönem insanının mimariden ve matematikten çok iyi anladığını görebiliyoruz. Ayrıca güzel sanatlara olan ilgileri de dikkat çekiyor, çünkü soyut düşünebildiklerini ve kompleks organizasyonlar kurabildiklerini anlayabiliyoruz incelediğimizde.  İnsanlar da bu yüzden, Göbeklitepe’ye hak ettiği değeri vermeye başladı.  Aslında baktığımızda Göbeklitepe, 1994-95 yıllarından bu yana biliniyor. Ama Göbeklitepe hakkında insanların önüne daha fazla bilgi çıkmasıyla beraber inanların bunu alması, buraya ilgiyi daha da arttırdı. Son dönemde aslında popüler kültürde de yer almaya başlaması, ilginin çıtasını çok yükseltti. Kitaplar, diziler, belgeseller, çizgi animasyonlar ve şarkılara konu olması, Göbeklitepe’nin insanlara daha kolay ulaşmasında iyi bir aracılık sağladı. Göbeklitepe’ye ilgi daha da artacaktır, çünkü insanlar Göbeklitepe’nin yalnız olmadığını ve önemli fark etti. İnsanlık açısından nereden ve nasıl geldiğimiz konularında cevap niteliği taşıyor. Göbeklitepe'ye gelip kendini burada bulan milyonlarca insan var. Geçen yıl 850 bin ziyaretçimiz vardı. Şubat ayında yaşadığımız deprem ve ardından sel felaketi biraz bizi etkiledi. Bu yüzden bu yıl geçen seneyi yakalamamız epey zor oldu. Ancak 2024 yılında rekor kırmayı hedefliyoruz, çünkü yurt dışından da ciddi oranda ziyaretçimiz gelmeye başladı. Bu anlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı da, Göbeklitepe’nin yurtdışında bilinirliği için girişimlerde bulunuyor. Özellikle belgesel kanallarında Göbeklitepe hakkında yayınlanan belgeseller dikkat çekiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yayın yapan internet sitesi Business Insider'ın “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler” listesinde Göbeklitepe de yer aldı ve bu da dikkat çekti. Gelecek yıllarda Urfa’nın dünya ve kültür turizmi açısından iyi bir yerde olacağına ve Türkiye açısından da turizmin lokomotifi olacağına inanıyorum.” diyerek anlattı. [caption id="attachment_331653" align="aligncenter" width="658"] Harran Kümbet Evleri[/caption] “Sel felaketi, müzelere hasar verdi” Urfa’da bulunan Arkeoloji Müzesi ve Mozaik Müzesi’nin sel ve deprem felaketini art arda yaşadığı için kapalı olduğunu söyleyen Aslan, zorlu bir süreç atlattıklarını belirtti. Aslan: “Kentimiz deprem felaketinden çok ciddi etkilenmedi, Göbeklitepe hatta hiç etkilenmedi. Depremde, özellikle bahçe kısmında bulunan yapı elemanları kısmi olarak hasar aldı. Göbeklitepe’nin selden etkilenmemiş olması, büyük bir şans oldu. Ancak müzelerimizin neredeyse birçok yerini sel, ciddi bir şekilde vurdu. Gezilebilir alanlarımızda ciddi bir sıkıntımız yok. Ancak müze depolarındaki elektrik sistemlerimiz ciddi bir hasar aldı. Bu süreçte de hızlı bir reaksiyon alıp depoları boşalttık. Taş eserlerimizi de yukarılara kaldırdık ve müzelerimizi kurtarmayı başardık. Ancak sel dolayısıyla maddi ve fiziki hasarlar oluştu müzelerde. Yaklaşık bir aydır ciddi bir onarım çalışması var ve malzemelerle zararların giderilmesi için bakanlık da hızlı bir çalışma yürüttü. Depremden kalan onarımlar bitti, sel kaynaklı hasarların giderilmesi için faaliyetler devam ediyor. Onarım biter bitmez, müzelerimizi yeniden ziyarete açacağız." diyerek, müzelerin sürecinden de bahsetti. [caption id="attachment_331655" align="aligncenter" width="585"] Şanlıurfa[/caption]