CHP'li Ağbaba: Tarım Bakanı tarımdan bihaber yaşıyor CHP'li Ağbaba: Tarım Bakanı tarımdan bihaber yaşıyor
Haber: Erva Gün Kahramanmaraş merkezli depremlerden ağır hasar alan Hatay’da barınma krizinde sorunlar bitmedi. Hatay Valiliği'nin 17.07.2023 tarihinde yaptığı açıklamaya göre, yeni kurulacak konteyner kentler için yeterli ve uygun hazine arazisi bulunamamasından dolayı bazı taşınmazlara “bedeli bilahare ödenmek” kaydıyla geçici olarak “el konulduğu” duyuruldu. Afet nedeniyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilen bölgelerde, Hatay Valiliği'nin 18 Mart 2023 tarihli onayı ile bazı taşınmazlara bedeli idarece bilahare ödenmek üzere geçici olarak el konulduğu belirtilmişti. Yine valiliğin 24 Nisan 2023 tarihli onayı ile bazı taşınmazlara el konulduğu duyurulmuştu. Valilik kararında beyan edilen “el koyma” kararını, kanunun getirdiği yükümlülükler ve uygulamadaki esasları Hatay Baro Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın 24 Saat'e anlattı. OHAL kapsamında el koyma kararı Afet yasasından kaynaklı olarak valiliklere bu imkanın verildiğini belirten Açıkalın, ilk el koyma duyurusu yapıldığında o tarihlerde burada OHAL ilan edildiğini de hatırlattı. Açıkalın, “OHAL yasası kapsamında da bu geçici el koymaları yapabiliyorlar. Şu anda da yapılanlar süreyi uzatmanın mecburiyetinden kaynaklanıyor” diyerek uzatma kararlarının olabileceğinden bahsetti. Geçici konutlara geçişlerin yapılmasına kadar “geçici el koyma” kararının uzatılabileceğini aktaran Açıkalın, “Örneğin diş hekimleri odasına bir yer tahsis edildi. Bu tahsis edilen yer şahsın, bir şirketin veya tüzel bir kişiliğinde olabilir. Burada kalıcı konutlara geçene kadar veya prefabrik yapılar olana kadar geçici çözüm dediğimiz konteyner veya çadır kentlerin bulunduğu yerlerin bir süre daha devam etmesi gerekir. Aralık ayında da geçici konutlara transfer yapılamazsa örneğin 3-4 ay uzatma durumları olabilir. Burada kastedilen kurula orası barınma amaçlı tahsis edilmiş ise mahalleye veya aileye onların mağduriyetine yol açmamak için kalış sürelerini uzatmak” dedi. Geçici el koyma kararının vatandaşın barınma ihtiyacı veya iş çevrelerine çalışma alanı hazırlayan bir faaliyet olduğuna da değinen Açıkalın, “Geçici konutlar ancak iki veya iki buçuk yıl sonra inşa edilebilecek. Bu arada el konulan parseller ki -adı üstünde geçici el koyma- bir süre daha bu şekliyle süre uzatılarak kullanımı sağlayacaklar. Bu kullanımın devam ettirilmesi ile ilgili bir şey” ifadelerini kullandı. “Karar yargı denetimine açık” Valiliğin “geçici el koyma” kararının usulsüzlüklere veya ihmallere açık olabilir mi sorusuna yanıt getiren Açıkalın, “Geçici el koyma kararları bir komisyon tarafından ele alınıyor. Neresi tahsis edilecek ise o tahsis edilecek yerin tahsis gayesine uygun olması şartı var. Ayrıca bu uygulama idari denetime tabi. Siz bu kararlara karşı idari yargıya da başvurabilirsiniz yani yargı yolu kapalı değil. Yargısal denetim açık” açıklamasında bulundu. “En büyük eksiklik enformasyon aktarımı” Deprem sonrası en büyük mağduriyetin enformasyon aktarımının eksik yapılmasından kaynaklandığını söyleyen Açıkalın, bilgilendirmede çok eksiğiz dedi. Açıkalın, “Valiliğin bir bilgilendirme ya da iletişim masası olması lazım. O koordinasyonun başında yetkili bir vali yardımcısı olması gerekir” diyerek deprem sonrası sürecin yönetilmesi ile ilgili alınan kararları idare edecek bir kurulun olması gerektiğini de belirtti. “Hangi kurum yetkili bilinmiyor” İnsanları şu an en tedirgin şeyin belirsizlik olduğunu belirten Açıkalın, “Bir şey yapmak istiyor ama o konuda idarinin kararı veya emsal bir karar varsa bunlardan haberdar değil. İnsanlar, valilik bilgilendirme konusunda da eksik kalınca o belirsizlik insanları da öfkelendiriyor. Yetki karmaşası yaşanıyor burada. Büyükşehir belediyesi ile valilik uyum içerisinde çalışmıyor. Vatandaş hangi konuda hangi kurumun yetkili olduğunu bilmiyor. Bu konuda da bir koordinasyonun sağlanması gerekiyor” dedi. “Yetki karmaşası yaşanıyor” Açıkalın, yetki karmaşası yaşanıyor diyerek, “Devlet kurumlarını kişiler gibi düşünmemek gerekir ama devletin bir kurumu başka bir kurumu kabul etmemesi, onunla irtibatı kesmesi kabul edilebilir bir durum değil. Bunun mantıkla izahı yok, hukuk devletinde izahı ve karşılığı yok. Ama maalesef burada bir de böyle bir saçmalık var. Arada mağdur olan vatandaş oluyor” ifadelerini kullandı. Ödemeler AFAD bütçesinden yapılacak Valilik açıklamasında “bedeli bilahare ödenmek kaydıyla” denilerek el koyma işleminin yapıldığı parsellerin değeri kadar ödemelerin yapılacağı da yer aldı. Ödeme işlemlerinin hangi bütçeden yapıldığı sorusunu yanıtlayan Açıkalın, “AFAD bütçesinden ödemeler yapılacak. Diyelim ki sizin dört dönümlük arazinizi baroya tahsis ettiler. Biz de oraya prefabriklerimizi kurduk ve faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. İki yılın sonunda baro o alanı boşalttığında siz AFAD’ın bütçesinden paranızı alıyorsunuz. İşgal edilen dönemin ecrimisilini alacaksınız, bir nevi kira gibi aslında” dedi "El koymalar bedelsiz yapılmıyor" Devletin geçici el koymaları bedelsiz yapmadığını aktaran Açıkalın, halkın mağdur edilme durumlarına da değindi. Açıkalın devamında şunları söyledi: “Halkın mağdur edilme durumu şu şekilde olabilir; vatandaşın kullandığı bina hasarlıysa eğer o binanın bulunduğu parsele bir şey düşünecektir. Orası diyelim ki iki yıl boyunca tahsis edilmiş ise o süre boyunca kullanamayacak veya kendi başka bir yer arayışına girecek. Bu açıdan bir mağduriyet olabilir. Elinden alınan bir tapu olmadığı için mağdur olacak bir durum da yok.”