İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Hasankeyf Kalesi'nde yürütülen kazılar, tarihin derinliklerine ışık tutmaya devam ediyor. Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal'ın başkanlığında yürütülen arkeolojik kazılar sürüyor.

İlk olarak 1984'te başlayan arkeolojik kazılarda bugüne kadar Asurlular, Sasaniler, Bizans dönemi, Dört Halife dönemi, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler, İlhanlılar, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait çeşitli kültür varlıkları gün yüzüne çıkarıldı.

Tespit edilen buluntular arasında Demir Çağı'na ait pişmiş topraktan at figürü, Artuklular döneminden kalma "köpek ısırması ile akrep ve yılan sokmasına karşı şifa tası", yine aynı döneme ait Orta Asya Uygur tipini yansıtan alçıdan insan yüzü kabartması, 13-14. yüzyıldan kalma renkli ve bitkisel bezemeli alçı parçaları (benzer örnekleri İran'daki Büyük Selçuklu ve İlhanlı camilerindeki mihraplarda görülüyor) yer alıyor.

Ayrıca Artuklulardan Osmanlı dönemine kadar uzanan sürece ilişkin kulplu ve çivili tabutlarla gömülmüş Müslüman mezarlarına ulaşıldı.

Geçen yıl ilk kez sağlık alanında kullanılan üzerinde tılsım, mühür ve ayetlerin olduğu şifa tası ile akik ve kemikten iki zihgire (okçu yüzüğü) ulaşılan kalede bu yıl da arkeolojik kazılar uzman bir ekip tarafından sürdürülüyor.

Ekiplerin titizlikle yürüttüğü çalışmalarda Roma İmparatoru 2. Konstantius dönemine ait olduğu belirlenen 1600 yıllık askeri yapının kalıntılarına ulaşıldı.

"Araştırmalarda Geç Roma dönemine ait yapının herhangi bir izine rastlanılmamıştı"

Kazı başkanı Doç. Dr. Zekai Erdal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü desteği ve himayesinde 2024 yılı kazı çalışmalarının temmuz itibarıyla başladığını söyledi.

Kazılarda bugüne kadar Cumhuriyet, Osmanlı, Akkoyunlular, Safeviler, Eyyübiler dönemlerine ait yapı ve malzemelere ulaşıldığını ifade eden Erdal, "Aslında şöyle bir müjde verebiliriz. Tarih kaynaklarında Hasankeyf'te Geç Roma dönemine ait bir askeri yapı ve kaleden bahsedilmektedir. Ancak yapılan araştırmalarda bu Geç Roma dönemine ait yapının herhangi bir izine rastlanılmamıştı. Bu sadece arşiv kayıtlarına geçen bir bilgiydi. 2024 yılı itibarıyla arşiv kayıtlarında 2. Konstantius döneminde inşa edildiği söylenen ve 4. yüzyılla tarihlenen bir yapı kalıntısı ortaya çıktı" dedi.

Yapı kalıntısının temel özelliklerine değinen Erdal, Roma döneminde görülen İsodom duvar tekniğinde inşa edildiğini, derz aralığının çok ince olduğunu belirtti.

Erdal, şunları söyledi:

UCM Başsavcısından üye ülkelere Netanyahu ve Gallant çağrısı UCM Başsavcısından üye ülkelere Netanyahu ve Gallant çağrısı

"Gerek taşların boyutları gerekse büyük saray ve diğer yapılarla olan inşa teknikleri ve taş ölçüleri karşılaştırıldığında Roma dönemi mimarisi üzerine çalışan hocalarımızla yaptığımız fikir alışverişi sonucu bulduğumuz yapı kalıntısının 2. Konstantius dönemine ait olduğu söylenen askeri yapının bir parçası olduğu kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır."

"Bölgede egemen devletlere ait yapı kalıntılarını da bulmayı umut ediyoruz"

2. Konstantius'un 4. yüzyılda yaşayan Doğu Roma İmparatoru olduğunu dile getiren Erdal, bulunan yapının ise yaklaşık 1600 yıllık olduğunu kaydetti.

Erdal, yapının içinde ve dışında o döneme ait seramik kalıntılara da ulaştıklarını anlatarak, "Buradaki duvar kalıntısının izini sürerek aslında Geç Roma dönemi ve sonrasındaki bölgede egemen olan Emevi, Abbasi, Mervani ve Hamdani gibi Artuklu öncesindeki devletlere ait yapı kalıntılarını da bulmayı umut ediyoruz." diye konuştu.

Editör: Erva Gün