Dünya

Hasan Nasrallah kimdir?

İsrail Ordusunun, dün akşam düzenlenen Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesine yönelik bir saldırıda öldürüldüğünü açıkladığı Nasrallah’ın ölümü Hizbullah tarafından da doğrulandı.

Abone Ol

İran destekli milis gücü Hizbullah’ı Lübnan’da etkin bir güç haline getiren 64 yaşındaki Hasan Nasrallah, 32 yıl boyunca Hizbullah’ın liderliği yaptı. 

İsrail Ordusu, dün gece Beyrut’un güneyindeki Dahiye bölgesine yönelik bir hava saldırısında hedef alınan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğünü açıkladı. Hizbullah, İsrail Ordusu’nun iddiasına bir süre sessiz kaldıktan sonra Nasrallah'ın ölümünü yazılı bir açıklama ile doğruladı.

İsrail istihbarat servisleri tarafından dün gece saatlerinde de Nasrallah’ın ölümüne ilişkin iddia gündeme gelmiş, Hizbullah bu haberi  yalanlayarak, Nasrallah’ın güvende olduğunu açıklamıştı.

Nasrallah'ın yerine kuzeni Haşim Safiyeddin'in geçebileceği konuşuluyor

Hasan Nasralllah'ın ölümünün doğrulanmasının ardından Hizbullah'ın bu suikaste nasıl karşılık vereceği belirsizliğini korurken, suikastın İran'ı da içine alan bölgesel bir savaş riskini tırmandırdığı öngörülüyor. Ancak örgütün, İsrail'in misillemelerini kışkırtabilecek büyük çatışmaya girmek istemediği yönünde yorumlar da yapılıyor. Nasrallah’ın kuzeni Haşim Safiyeddin’in yeni Hizbullah lideri olabileceği konuşulan senaryolar arasında. Safiyeddin, Hizbullah’ın siyasi işlerini yöneten ''Cihad Konseyi’nin'' bir üyesi. 

Hasan Nasrallah kimdir? 

Şii bir din adamı olduğunu simgeleyen siyah bir sarık giydiği görüntülerle tanınan 64 yaşındaki Hasan Nasrallah, 1992 yılında önceki Hizbullah lideri Abbas Musevi’nin İsrail tarafından düzenlenen bir suikast ile öldürülmesinin ardından Musevi’nin yerine geçmiş ve suikasta uğrama endişesiyle halka açık etkinliklerden kaçınmıştı. Örgütün 32 yıl boyunca liderliğini yapan Nasrallah, Lübnan’ın aynı zamanda önemli siyasi partilerinden olan Hizbullah’ın milis kanadını Tel Aviv’i tehdit edebilecek balistik füzelerle güçlendiren bir figür olarak değerlendiriliyor.

İran’ın bölgedeki en güçlü milis grubunun lideri olan Nasrallah, Hizbullah’ın etkisini Lübnan’ın sınırlarının ötesini taşıdı. Suriye’de 2011 yılında başlayan ayaklanmalar ve iç savaşın ardından Şam hükümetini ayakta tutmada Hizbullah militanlarının önemli rol oynadığı düşünülüyor. Nasrallah liderliğindeki Hizbullah, aynı zamanda Hamas militanlarına ve Irak ve Yemen'deki İran milislerine askeri destek sağladı.

Nasrallah’ın 2006’daki Lübnan Savaşı'ndan bu yana halka açık etkinliklerden ve telefon kullanımından kaçındığı biliniyor. Hizbullah’ın iki İsrail askerini sınır ötesi bir baskında kaçırmasıyla başlayan 2006 Lübnan Savaşı, 34 gün süren çatışmaların ardından her iki tarafın da zafer ilan etmesiyle sona ermişti. Uzmanlara göre savaşın ardından Hizbullah, Arap dünyasında sempati kazanıp bölgedeki çatışmalarda giderek daha aktif bir rol üstlendi.

Beyrut’ta 1960 yılında doğan Nasrallah’ın, Hristiyan Ermenilerin, Dürzi topluluğunun, Filistinli Arapların ve Şiilerin yaşadığı bir mahallede büyüdüğü, İran’ın Kum kentinde 1989 yılında kısa bir süre bir medresede eğitim gördüğü ve en az üç çocuğu olduğu biliniyor. Kudüs'ün kurtuluşunu savunan Nasrallah, İsrail’i “siyonist varlık” olarak nitelendirerek, tüm Yahudi göçmenlerin geldikleri ülkelere dönmeleri gerektiğini ve İsrail Devleti yerine tek bir Filistin Devleti kurulması gerektiğini savunuyordu.

Lübnan’ın uzun süren iç savaştan çıkma mücadelesi verdiği bir dönemde, Nasrallah’ın büyük ölçüde İran'ın finansmanıyla, ''devlet içinde devlet'' olarak adlandırılan yapılar, hastaneler, okullar ve diğer sosyal hizmetleri içeren kurumlar inşa ettirdiği biliniyor.

Gazze’de 7 Ekim 2023 saldırısından sonra başlayan savaştan bu yana Nasrallah liderliğindeki Hizbullah, İsrail’le karşılıklı roket ve topçu saldırıları içeren bir çatışmaya girdi. Ancak Lübnan’ın ekonomik sorunlarından etkilenen halkın yeni bir savaş olasılığından kaçınması nedeniyle Hizbullah’ın tam cephaneliğini devreye sokmadığı düşünülüyor.

Nasrallah, 19 Eylül’de yaptığı son televizyon konuşmasında, iki haftada 37 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden olan telsiz ve çağrı cihazı patlamalarına ilişikin İsrail’i suçlamış, misilleme yapılacağını bildirmişti.