Genel

Hasan Bozkurt: “Bağımlılık tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır”

Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şube ile Genç Seymenler ekibi tarafından planlanan ve konularında uzman Ankara Kulübü Derneği Yönetim Kurulu üyesi Psikolog Serpil Yıldırım ile Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şube Seymeni Hasan Bozkurt tarafından “Çocuklara ve gençlere madde ve madde bağımlılığı farkındalık semineri” verildi.

Abone Ol

Naz Akman / Ankara

Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şubesi, Genç Seymenler ekibiyle birlikte çocuklara ve gençlere madde ve madde bağımlılığı konusunda farkındalık semineri verdi. Ankara Konağı Başkent Salonu'nda gerçekleştirilen “Madde ve Madde Bağımlığı Semineri” kapsamında alanında uzman konuşmacılar bağımlılıktan uzak durma konusunda bilgiler verdiler. Ankara Kulübü Derneği Yönetim Kurulu üyesi Psikolog Serpil Yıldırım ile Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şube Seymeni Hasan Bozkurt tarafından verilen seminerde, dünya genelinde artan madde bağımlılığının yarattığı olumsuz etkiler masaya yatırılarak, çocukların ve gençlerin erken yaşlarda sportif, sanatsal ve kültürel alışkanlıklarla tanışması için ebeveynlerin üzerine düşen görevler hatırlatıldı.

Sanayileşme, modern çağ, sosyal medya ve popüler kültür etkisiyle tüm dünyada artış gösteren madde bağımlılığı nedeniyle pek çok insan yaşama veda ediyor. Özellikle genç nüfusun risk grubu olarak görüldüğü madde bağımlılığında farkındalık hayati önem taşıyor. Çocukların ve gençlerin sorunlarla baş etme becerilerini kazanarak spor, sanat, kültür gibi alanlarda hobiler edinerek güçlü ve sağlıklı aile ve arkadaşlık ilişkileri kurarak korunabileceği madde bağımlılığı ve diğer kötü alışkanlıklar için ebeveyn ve eğitimciler tarafından bilgilendirilmesi şart. Başta aile ve çevre ardından okul hayatının başlamasıyla da eğiticiler tarafından aşılanacak bilgilendirme çalışmaları erken yaşlarda çocukların farkındalık kazanmasını sağlıyor.

Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şubesi ve seymenleri tarafından yapılan farkındalık seminerinde konuşmacılar çocuklara ve gençlere bu anlamda bilgilendirici konuşmalar yaptı. Bir psikolog bakış açısıyla madde bağımlılığını biyopsikososyal boyutuyla değerlendiren Serpil Yıldırım, alışkanlıklar üzerine katılımcılara bilgi verdi.

Yıldırım: “Sportif, sanatsal veya kültürel alışkanlıklarla mutluluk hormonlarımızı besleyebiliriz”

Vücudun işlevlerini olumsuz yönde etkileyen, zarar görüldüğü hâlde bu maddelerin kullanımının bırakılamaması olarak tanımlanan madde bağımlılığının klinik tedavisi ve psikolojik destek ile tedavi edilebileceğini belirten Yıldırım, “26 yıl üniversitede gençlerle çalıştım. Gençlerle çalışırken bizi en çok etkileyen konulardan biri bağımlılıktı. Zevk verdiği sanılan madde, nesne, davranış periyotlarının artarak sıklaşarak insanda bıraktığı istek bağımlılığa neden oluyor. Sigara alkol, uyuşturucu bunlardan en yaygın olanları. Bağımlılık, bir maddenin varlığına karşı duyulan fiziksel bir ihtiyaçtır. Bağımlılıkta maddeye alışma, arzu etme isteği yoğundur, ulaşamadığında ise sinir krizi gibi psikolojik belirtiler ortaya çıkar. Başta madde bağımlılığı olmak üzere insanımızı bağımlılığın tüm çeşitlerinden korumalıyız. Çünkü bu bağımlılık fiziksel ve ruhsal sağlığına zarar verdiği insanın aile ve sosyal hayatını, iş hayatını, ekonomisini bitirir, hatta ölüme yol açar. Bu durumdan toplum olarak hepimiz zarar görüyoruz. Ayrıca bağımlılık sadece madde bağımlılığı değil. Günümüz çağında teknolojiyle beraber çeşitli davranış bağımlılıkları da artış göstermeye başladı. Örneğin teknoloji bağımlılığı, oyun bağımlılığı, kumar bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı veya yeme bozukluğu da birer davranış bağımlılığı çeşitleridir. Bağımlılıkta bizi etkileyen hormonların başında dopamin, seratonin, endorfin ve oksitosin geliyor. Sportif, sanatsal veya kültürel hobiler ve alışkanlıklar edinerek de bu mutluluk hormonlarımızı besleyebiliriz” dedi.

“Bağımlılıklar yoksunlukların sonucudur”

Bu tür eğitimlerin uzmanlar tarafından verilmesinin önemli olduğunu belirten Yıldırım, bağımlılık konusunda ailelere çağrıda bulunarak, “Hem genç hem de ileri yaşta bulunan Seymen ve Bacıerenlerimiz seminerimizde hedef kitlemizi oluşturuyor. Amacımız, Ankara Kulübümüzde Ankara’mızın kadim kültürel değerleri üzerine verdiğimiz Seymenlik ve Bacıerenlik eğitimlerinin yanı sıra sosyal hayata dair bilinç düzeyi, tutum ve davranış geliştirmeye yönelik eğitimlerle de üyelerimize fayda sağlamak. Bugünkü ‘Madde ve Madde Bağımlılığı Semineri' etkinliği aracılığıyla ne kadar çok kişiye ve onların çevrelerine ulaşırsak, kendimizi o kadar başarılı hissedeceğiz. Buradaki en önemli unsur aile. Çünkü bütün sorunların kaynağı; çocukluktan itibaren ailenin yeterli sevgiyi verememesi, hayata dokunmaması, aidiyet duygusunu oluşturamaması. Bağımlılıklar yoksunlukların sonucudur aslında” dedi.

Bozkurt: “Bağımlı olunca özgürlüğünüzü kaybedersiniz”

 Ankara Kulübü Derneği Seymeni/Konu Uzmanı Hasan Bozkurt da sunumunda; madde nedir, madde bağımlığı nedir, bağımlılık yapıcı maddeler nelerdir, bağımlılık nasıl başlar ve bağımlılığın evreleri, bağımlılığın olumsuz etkileri, madde kullanım belirtileri gibi birçok konuyu ele aldı, ‘madde’nin kişinin kendi sağlığına, ailesine, topluma verdiği zararları, bağımlılık sürecinde yaşanan ve sonucu ölüme kadar gidebilen değişimleri anlattı. Bozkurt bağımlılıkla mücadele yöntemlerini de anlatarak, “Uyuşturucu ve bağımlılık uzmanıyım. Madde ve madde bağlılığı oldukça tehlikeli bir konu. Madde belli miktar alındıktan sonra kişinin sinir sistemini etkileyen akli, fiziki, psikolojik dengesini bozan toplumda iktisadi ve sosyal çöküntü meydana getiren alışkanlık ve bağımlılık yapan kanunen yasaklı olan şeydir. İnsan yaşamına devam edebilmesi için gerekli olmayan fakat vücudun tanıştıktan sonra ihtiyaçmış gibi bunu istemesine bağımlılık denir. Bağımlı olunca özgürlüğünüzü kaybedersiniz. Kendinize olan güveninizi azalır ideallerden hedeflerden uzaklaşır, insani ahlaki prensiplerinizi kaybedersiniz. Biyolojik, psikolojik, sosyal gerekçelerle maalesef madde kullanılıyor. Sahte iyi oluş hali, olduğundan farklı hissetme arzusu ve arkasına sığınılan sanal gerçekler psikolojik gerekçeler arasında yer alıyor. Kısa süreli mutluluklar için kullanılan maddeler bir süre sonra normale dönmek için kullanılıyor ama maalesef iş işten geçince bunun sonu ölüm” dedi.

Bağımlılıklar başka hastalıklara da yol açıyor!

Madde bağımlığının zararlarını görseller ve videolar eşliğinde en çarpıcı şekilde anlatan Bozkurt ayrıca “Madde insan sağlığına zarar verir, insanların bir araya getirdiği topluma ve ekonomiye de zarar verir. Beyin ve beyin merkezi gibi ana kumanda merkezine geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Sindirim, sinir, solonum, sistemini bozuyor kanser gibi tedavisi güç hastalıklara neden oluyor. Bu nedenle bağımlılık sadece bir suç değildir, tedavi edilmesi gerekilen bir hastalıktır. Bu kişiler mutlaka tedaviye yönlendirilmelidir. İlaç, sigara, alkol kullanılmamalıdır. İlaç rahatsızlık durumunda doktor gözetiminde elbette verilebilir ama arkadaş, komşu tavsiyesi üzerine bilinçsizce kullanılmamalıdır. Sigara başka bağımlılık yapan maddelere geçişin bir basamağıdır, dolayısıyla hiç içilmemeli. Alkol de aynı şekilde tüm organları kötü etkileyen, bağımlılık yapan ve farklı maddelere yönlendirebilen bir unsur dolayısıyla uzak durulmalı” sözlerine de yer verdi.

“Aileler çocuklarının madde kullanıp kullanmadığını anlamakta geç kalıyor”

Alkol, nikotin, uyuşturucu ve uçucu madde bağımlılığının en tehlikeli bağımlılık türlerinden olduğunu belirten Bozkurt, “Bağımlılık, tehlikeli maddelerin kişinin kendisine zarar vermesine rağmen Bağımlılık yapan maddeyi vücuduna tanıtan insanın hayatının her anında o madde ile ilişki içerisinde olması kaçınılmazdır. Bu ortaya çıkan ilişki, insanın özel hayatının pek çok alanını kapsar ve insanın diğer tüm maddi-manevi ihtiyaçlarının önüne geçer. Sonuç olarak bağımlı olan kişi; hayatın sadece ölümle sona ermediğinin yani ‘yaşarken de ölündüğünün’ çarpıcı bir örneğidir. Gizlenen sorunun katlanarak büyümesi kaçınılmazdır. Bazı aileler çocuklarının madde kullanıp kullanmadığını anlamakta geç kalıyor, ya da kabullenmek istemiyor. En çok da ‘benim çocuğum yapmaz’ diyen ailelerin çocuklarında madde kullanımı görülüyor” ifadelerini kullandı.

“Çocuklarımıza ‘hayır’ demeyi öğretmeliyiz”

Sunumunda sık sık ‘maddeye değil hayata bağlan’ vurgusu yapan Bozkurt, “Birey, yaşadığı sorunlar ya da psikolojik nedenlerden dolayı özellikle arkadaş ortamlarında maddeyi dener. İkinci süreç ise biraz da tehlikeli bir süreçtir ki, madde kullanımı artık bir seferde kesmeyeceğinden madde kullanırken yaşadığı hisleri tekrar yaşamak istediği için tekrar tekrar sürekli kullanmaya yönelecek. En tehlikeli süreç de üçüncü süreçtir ve bu süreç krizlerin başladığı, tam bağımlılığın olduğu süreçtir. Kişi belirtileri yatıştırmak için tekrar madde alma ihtiyacı duyacak, bir kısır döngüye girecek. Madde ve madde bağımlılığı bir insanlık suçudur bununla mücadele etmek ise bir insanlık görevidir. Madde teklif edildiğinde bu ve bu gibi tekliflere ‘hayır’ demek tüm sorunun başlamadan bitmesine nedendir. Çocuklarımıza ‘Hayır’ demeyi öğretmeliyiz çünkü bugün bazı şeylere hayır diyemeyenler yarın birçok şeye ‘Evet’ demek zorunda kalacaktır. Bağımlılığı engellemek kişinin kendi elinde. Sağlıklı bir yaşam, sağlıklı bir nesil ve güzel yarınlar için 'uyuşturucuya hayır, madde bağımlılığına karşı mücadeleye devam' diyoruz” diyerek son mesajlarını verdi.