Çankaya Belediyesi'nden "Kadın Emeği Pazarı" Çankaya Belediyesi'nden "Kadın Emeği Pazarı"
Haber: Erva Gün Dijital müzik platformu olan Spotify, geçtiğimiz günlerde son dört yılda Türk halk müziğinin dinlenme oranlarının yüzde 260 arttığını açıkladı. 2018’den 2022’ye kadar en çok dinlenen halk müziği şarkıları ve sanatçılarına bakıldığında, Anadolu’nun her yerinden türküler sıralamanın üst sıralarında yer alıyor. Geçen yılın verilerine göre, türün en büyük temsilcilerinden Neşet Ertaş, en çok dinlenen Türk Halk müziği sanatçıları listesinin birincisi oldu. Neşet Ertaş’ı Selda Bağcan takip ederken, en çok dinlenen üçüncü halk müziği sanatçısı ise Musa Eroğlu oldu. Son dönemlerde sanatçılar deneysel parçaları sayesinde Anadolu ve psych rock yeniden etkileşime girerek yepyeni yorumlar getirildi. Melike Şahin Diva Yorgun şarkısıyla beğenileri toplarken, Gaye Su Akyol yepyeni deneysel müzikal renkleri şarkılarına kattı. Jehan Barbur, Deniz Tekin, Baba Zula, Son yıllarda müzik endüstrisinde Anadolu müziğinden pop’a kayış gözle görülür bir şekilde artıyor. Son yıllarda müzik dünyasının bu dönüşümünü gazeteci-yazar Gizem Ertürk 24 Saat'e değerlendirdi. “İnsanlar geçmişin kumsallarında dolaşıyor” Son yıllarda Türkiye’de insanların halk müziğine daha çok yönelmelerinin nedenini Ertürk şöyle açıklıyor: “Bunun en büyük sebebinin günümüz üretimlerinin -özellikle de pop ve rap- büyük bir çoğunluğunun kendi türünün dinleyicisine haksızlık edecek kadar kötü işler ortaya koyması olarak yorumluyorum. İnsanlar kendilerine hoş gelen yeni bir şeyler bulamadıkça geçmişin kumsallarında dolaşıyorlar.” Anadolu’dan alternatif yönelimlere Son dönemlerde sanatçılar Anadolu’nun ezgilerine yönelerek etnik unsurları parçalarına taşıyorlar. Özellikle de bu etnik unsurları ve yerel öğeleri psych rock, arabesk, pop ve rap müzikte görmek çok daha mümkün. Piyasa kalıplarının dışına çıkarak kendi alternatiflerini yaratan sanatçılar yeni arayışlar ile toplumsal hafızanın yeniden canlandırılmasına olanak sağlıyorlar. Deniz Tekin, Jehan Barbur, Collectif Medz Bazar ve Baba Zula gibi isimler son zamanlarda deneysel parçaları ve alternatife yönelmeleri ile öne çıkıyor. “Yerel olmadan evrensel olunmaz” Son yıllarda sanatçıların halk ezgilerine ve etnik öğelere yönelmesini “yerel olmadan evrensel olunmaz” şeklinde yorumlayan Ertürk, “Melike Şahin daha etnik sularda başladığı müzik yolculuğuna son yıllarda arabeskin gücünü de arkasına alarak kendi özgün sesini yarattı. Gaye Su Akyol ise rock’n roll ve hatta deneyselden beslenen müziğinin yönünü son yıllardan iyiden iyiye saykodelik bakışa çevirdi. Daha doğrusu hepsinin karmasından yeni bir tür doğurdu” dedi. Her iki müzisyenin de özellikle de Gaye’nin yurt dışına açılma ve müziğini daha geniş kitlelere duyurma isteği olduğuna da değinen Ertürk, “Bunun sırrının -geçmişte Barış Manço, Cem Karaca gibi örneklerinden gördüğümüz üzere- kendi köklerinden beslenmek olduğunu çok iyi biliyor. Günümüzde bunun bir başka canlı örneği ise Hollanda menşeli Altın Gün… Bunun anlamı yerel olmadan evrensel olunmaz” ifadelerini kullandı. Duyguları ve müzikal üslubuyla ‘FATİH Anadolu müziğinden pop müziğine doğru olan yönelim Türkiye’de müziğin de içinde olduğu dönüşümü gösteriyor. Mabel Matiz’in “En çıplak hâlim. En gür kahkaham, en âşık gözyaşım. En geniş aile fotoğrafım” sözleriyle paylaştığı FATİH albümü geçtiğimiz günlerde çıktı. Albümde 25 şarkı yer alırken 90’lar popuna dönüşü, halk ezgilerinden dokunuşlara, new wave esintilerine kadar müzikal her tür albümde yerini alıyor. Her şarkıyı kendi hikayesiyle paylaşan Matiz, duygularını müzikal üslubuyla da dinleyicilerle buluşturuyor. “Günümüz müzikleri feci halde özensiz” Mabel Matiz’in ‘FATİH’ albümü hakkında, “Aslında burada özlemi duyulan pop 90’lar” değerlendirmesinde bulunan Ertürk, “Çok şaşırtıcı bir şekilde günümüzde kendini yeniden doğurdu. Tabii bunun sebepleri arasında günümüz müziklerinin feci halde özensiz ve tatsız olmasının da büyük etkisi var. Bunun tek nedeni müzisyenler değil elbette. Dijital müzik dinleme platformlarının üretenlerin algoritmaya dahil olabilmesi için sürekli yeni parça yayınlama konusunda baskılaması da yadsınamaz” dedi. Eskiden bir albüm için 3-4 yıl beklendiğini aktaran Ertürk, “Şimdi 3 haftada bir yeni şarkı yayınlanıyor. Böyle bir ortamda kimse kaliteli bir sonuç beklemesin. Bu müzisyene de haksızlık olur” açıklamasında bulundu. 90’lar Türkçe popuna saygı Ertürk, Mabel Matiz’in her daim kendisini yenileyen, geliştiren çok yaratıcı bir müzisyen olduğunu söyleyerek, bu çağda 25 şarkılık böylesine kaliteli bir albüme imza atmanın takdire şayan olduğunu belirtti. Ertürk, albümü sindirebilmek için demlenmeye ihtiyacı olduğunu ifade ederek, “Mabel’de 90’lar Türkçe popuna saygıda bulunurken kendi sesini bulanlardan. Dinlerken ilkokulda annem kahvaltı hazırlarken radyoda çalan Sezenlere, çocukluğuma gittim” dedi. “Mabel, çok daha cesur ilerliyor” Ertürk, Mabel Matiz ve George Micheal arasında benzerlik gördüğünü söyleyerek şunları söyledi: “Fatih yalnızca memleket popuna değil dünya popunun efsanesi George Michael’in da 87 tarihli Faith albümüne de bir saygı duruşu bana kalırsa.. İki sanatçı da kariyerlerinde kimliklerine dair toplumsal baskı gördükleri için garip bir şekilde birbirlerine bağlı olduklarını hissediyorum. Fakat Mabel, George’un aksine içine atmak yerine çok daha cesur ilerliyor. Çölde bir vaha gibi.”