Spor

Gol kraliçemiz: Birgül Sadıkoğlu

Futbola 10 yaşında başlayıp 13 yıldır aktif futbol oynayan Sadıkoğlu, “Kadınlar futbol oynar mı?” algısıyla mücadele etti. Sporun, insanları birleştirici bir özelliğe sahip olduğunu vurgulayan Sadıkoğlu, kadın futbolunun da erkek futbolu kadar değer görmesi ve profesyonelleşmesini bekliyor. Sadıkoğlu, büyük kulüplerin erkek futboluna verdiği desteği kadın futboluna da vermesini istiyor.

Abone Ol

Merve Betül Yılmaz                         

İlk yıllarında erkekler arasında oynanırken, sonrasında ise cinsiyet ayrımcılığının azaltılmasına yönelik çalışmalarla birlikte, kadın sporculara da yer verildi futbolda. Kadın futbolunun başlangıcı, 1970'e dayanıyor. Günümüzde birçok ülkede profesyonel olarak oynanıyor. Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (Fédération Internationale de Football Association -FIFA) üyesi 177 kadın millî futbol takımı bulunuyor. Ülkemizde de Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF), “Futbol, erkek oyunu değildir” amacıyla yürüttüğü çalışmalarla yetenekli kadın sporcularımız da bu branşa dahil oldu. Türkiye Kadın Millî Futbol Takımı, 1995’te kuruldu. 

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (Union of European Football Associations- UEFA) kadın liglerinden en çok lisanslı kadın futbolcusu bulunan ülkeler sırasıyla İsveç, Almanya ve Hollanda olurken, Türkiye’deki lisanslı kadın futbolcu sayısı 1468. 

Genel anlamda futbol da diğer spor branşları gibi hem fiziksel hem de ruhsal olarak insanların zinde kalmalarına yardımcı oluyor. Gerek sağlık açısından yararları gerekse de kadın sporcuların da erkekler gibi futbolda başarılı olabildiğini gösteren, futbol branşındaki başarılarıyla ün sağlamış bir kişi olan Birgül Sadıkoğlu ile bir söyleşi yaptık. Türkiye takımında Forvet mevkinde forma giyen Sadıkoğlu, hem insani değerler açısından hem de “futbol” branşında kendini geliştirmiş yetkin bir isim. Bugün kadın futbolcu denildiğinde ilk akla gelen Sadıkoğlu, gerek milli takımımızdaki gerekse de diğer takımlardaki başarılarıyla futbol tarihine adını emin adımlarla yazdırıyor. 

Futbola 10 yaşında başlayıp 13 yıldır aktif futbol oynayan Sadıkoğlu, “Sporda cinsiyet olmaz” anlayışıyla hem tecrübelerini anlattı hem de gelecek nesillere öğütler verdi.  

“Spor, insanları birleştirici bir özelliğe sahip”

-Merhabalar sevgili Birgül Hanım öncelikle sizi biraz tanımak isteriz, kendinizden biraz söz edebilir misiniz?

-Ben Birgül Sadıkoğlu. 23 yaşındayım. Eskişehir doğumluyum. Futbola 10 yaşında beden eğitimi öğretmenim sayesinde başladım. 13 yıldır aktif futbol oynuyorum. Gerek yurt içi gerek yurt dışında birçok kulüpte forma terlettim.

-Bulunduğunuz konuma gelene kadar yaşamış olduğunuz zorluklar ve fedakârlıkları anlatmanız mümkün mü?

-Birçok zorlukla mücadele ettim. Bu süreçte en zor olanı ise “Kadınlar futbol oynar mı” algısıydı. Ama ailem, yani ailemin bana olan desteği sayesinde birçok zorluğu yendim. Gerek psikolojik gerek mental anlamda zorluklar oldu. Ama bence en önemlisi sizi destekleyen bir ailenin olması ve doğru insanlarla çalışma fırsatı bulmak. Bilhassa bu iki unsur benim her türlü zorluğu yenmemi sağladı.

-Ülkemizdeki spor dalları hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz ve genel anlamda spor özel anlamda ise futbol sizin için ne anlama gelmekte?

-Ülkemizdeki her branş özelikle de cumhuriyetimiz 100. yılında yükselme dönemine girmiş bulunmaktadır. Voleybolun özellikle getirdiği şampiyonluklar sayesinde ülkemizi başarı anlamında en iyi şekilde temsil ettiğini görebiliyor ve gurur duyuyoruz. Umarım diğer branşlarımızda da dünyada ses getirecek dereceler elde eder ülkemizi en iyi şekilde her branşta iyi olduğumuzu gösterebiliriz. Her bireyin spor yapması gerektiğini düşünüyorum, çünkü spor insanları birleştirici bir özelliğe sahiptir. Futbol benim açıkçası hayatım denilebilir.  

-Bize spor anlamındaki başlıca hedef ve planlarınızdan söz edebilir misiniz?

-Spora başladığım ve bunu profesyonel yapmaya karar verdiğim anda kendime koyduğum tek hedef, öncelikle yurt dışında beni geliştirebilecek ve ülkemizi yurt dışında en iyi şekilde temsil edip kupalar kazanmak oldu.

 -Bu sporu yapmak isteyenlere neler önerebilirsiniz?  Gelecek nesillere bu sporu tavsiye eder misiniz? 

-Daha önce de belirtiğim gibi her birey bence spor yapmalı. Sporun gücünün her anlamda insana faydası vardır. Sporun, kültürel ve fiziksel olarak insanları geliştiren ve ortak paydalarda birleştiren bir yapısı vardır. Gelecek nesillere de futbolu tavsiye ederim. Önerebileceğim en önemli şey kendilerine inanmaları, çalışmaları ve asla pes etmemeleridir.

 “Umarım, kadın futbolu da erkek futbolu kadar değer görür ve profesyonelleşir”

-Futbolun cinsiyete yönelik dezavantajları ve avantajları nelerdir? 

-Önceki yıllarda kadın futbolu, emekleyerek ilerliyordu, şu an ise değer görme açısından koşmaya geçti denilebilir. Tam anlamıyla erkek futbolu kadar gerek yayınlar gerek oynanılan stadyumlar gerekse de işin maddiyat kısmı göz önüne alındığında arada uçurum var. Umarım gelecekte bu fark en aza indirilip, kadın futbolu da erkek futbolu kadar değer görür ve profesyonelleşir. Yurt dışında kadın ve erkek futbolu arasındaki fark makasının geniş olmaması sevindirici, oradaki kadın sporcular erkekler gibi profesyonel olarak bu işi yapıyorlar. Umarım ülkemizde de aynı seviyelere geliriz.

- Kadın futbolu spor branşını tercih etmenizdeki etmenler nedir, sizi neler etkiledi? 

-Herkes gibi ben de sokakta başladım futbola. Ama en büyük etken ailem, özellikle de annem. Benim annem futbolcuymuş, o zamanki durumlardan dolayı bırakmak zorunda kalmış. Şu anda annemin hayal edipte yapamadığını ben yapmak istiyor ve ona bu gururu yaşatmak istiyorum…

-Branşınızla ilgili yaşadığınız talihsiz bir olayı ve bununla ilgili önerilerinizi alabilir miyiz?

-Yurt dışındaki ilk transferimi, Ukrayna FC Zhılstroy 1 takımına gerçekleştirmiştim. Oradaki ilk resmi maçıma ilk yurt dışı deneyimimden ötürü geç kaldım. Isınmaya çıkmamıza 15 dk kala soyunma odasına girdiğimde takım arkadaşlarım beni gülerek ve de alkışlayarak karşıladı. Bu olay beni oldukça utandırmıştı. Bu tecrübemden yola çıkarak insanlara maçlardaki motivasyonun düşmemesi açısından daha kibar ve daha cesaretlendirici olmaları gerektiğini hatırlatmak isterim.

-Ülkemizde ve dünyamızda futbolda kadın sporcuların yeri ve öneminin arttırılması için neler yapılmalı? Branşınıza yönelik, destek anlamında daha neler yapılmalı, kendinizin daha fazla nasıl desteklenmesini isterdiniz?

-Ülkemizdeki kadın futbolunun, öncelikle erkekler gibi profesyonel olması lazım. Maçlarımızın yayınlanması imkânı olması kadın futbolunun, ülkemizde tanıtmak anlamında çok önemli olacağını düşünüyorum; çünkü henüz bazı kesimlerde “Kadınlar da futbol oynuyor mu?” sorusunun sorulması üzücü. Ülkemizdeki büyük kulüpler geçtiğimiz senelerde, UEFA zorunlu tutuğu için kadın futbol branşı açtılar. Büyük kulüplerimiz erkek futboluna verdiği desteği kadın futbol branşına da vermeli ve diğer Anadolu takımlarımız da liglerimize dahil olmalılar.

-Gerek olimpiyatlarda gerekse de müsabakalarda herhangi sakatlık, yaralanma gibi acil durumlarda sağlık hizmetlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz, gelişim için daha neler yapılabilir? 

-Sağlık hizmeti gerek kulüplerimizde gerek milli takımlarda yeterli olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde spor yaralanmalarına karşı doktorlarımızın yeterli olduğunu düşünüyorum.

-Olimpiyatlara ya da maçlara az bir süre kala sizce nasıl çalışılmalı? Siz bu anlamda 24 saatinizi nasıl geçiriyorsunuz? (Antrenmanlar, yeme içme, zamanın verimli kullanılması ve dikkat ettiğiniz bilumum şeyler)

-Maça son 24 saat kaldığı zaman değil o hafta başı itibaren her anlamda uykularıma ve beslenmeme dikkat ediyorum.

 “Cumhuriyetin aydınlık yüzü biz kadınlarız”

-Antrenmanlarda ve olimpiyatlarda nasıl beslenilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

-Antrenman aralarında vitamin takviyeleri alınabilir. Beslenmeye gelecek olursak; karbonhidrat, protein ve vitamin takviyesi ile depolar doldurulup müsabakaya hazır hale getirilmelidir.

-Cumhuriyetimizin 100. yılında çok çalışmanın önemini bir de sizden dinlemek isteriz?

-Cumhuriyetin yüzüncü yılında Kadın A Millî Takım olarak C liginden B ligine 6 da 6 yaparak ve kalemizde hiç gol görmeyerek tamamladığımız için bununun tek anahtar kelimesinin “Çok çalışmak” olduğunu biliyoruz. Çünkü cumhuriyetin aydınlık yüzü biz kadınlarız. Hırsımız, azmimiz ve çalışmalarımız ile ülkemizin geleceğine umutla bakılmasını sağlamaya çalışacağız…

-Genel anlamda kadın sporcuların spordaki yeri ve önemi nelerdir ve sizce kadınlar sporda ötekileştiriliyor olabilir mi? (Sizin de bu anlamda yaşamış olduğunuz bir tecrübeniz var ise onu da ekleyiniz)  

-Önceki yıllarda kadın futbolu ötekileştiriliyor denilebilir ama şu anda popülerlik olarak yükselişte olduğu için ve ülkemizde hemen hemen artık bilinirlik özelliği kazandığı için bunu söylemek haksızlık olur. Daha önceki yıllarda biraz önce de söylediğim gibi “Kadınlar futbol oynamaz” kâbusunu şu anda pek görmek mümkün değil gibi. Sporun cinsiyeti olmamalı her birey istediği sporu yapabilmelidir.

-Sporcuların genel anlamda kendilerini motivasyon anlamında yükseltmeleri için neler önerirsiniz?

-Her sporcunun bence ‘spor psikoloğu’ olmalı, çünkü psikolojinin sporda öneminin çok olduğunu düşünmekteyim. Her sporcu bunu sağlayamıyor olabilir, herkesin böyle bir imkânı olmayabilir… Bu ve bunun gibi durumlarda da sporcuların inandığı ve güvendiği insanlarla sağlıklı iletişimle zorlu süreçleri atlatabileceğini düşünüyorum.  

-Sporculukta kişisel bazdaki kavramlarınız nelerdir? 

-Benim sporda kişisel bazdaki kavramlarım; sabır, inanç ve pes etmemek diyebilirim.