Haber: Esin Özdemir

Ekonomik kriz ve gıda fiyatlarındaki artış, bireylerin beslenme sürecini de etkiledi. Gıda krizi en fazla, toplumun işsiz, güvencesiz ya da yeterli gelire sahip olmayan yoksul kesimlerini etkilerken, bu grup içinde en dezavantajlı kesimlerin, kadınlar ve çocuklar olduğu belirlendi. Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayımladığı “2023 Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” raporuna göre, geçtiğimiz yıl dünya nüfusunun yüzde 29,6’sı iklim değişikliği, çatışmalar ve salgın hastalıklar yüzünden gıda erişiminden mahrum kaldı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, Türkiye'de yaşayan çocukların beslenme sorunlarını ve çözüm önerilerini 24 Saat’e anlattı.

“Okul çağındaki çocukların en az dörtte biri okula aç gidiyor”

Türkiye de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede hala birçok çocuğun beslenme yetersizliği ve açlıkla mücadele ettiğine dikkat çeken Toprak, yetersiz ve dengesiz beslenmenin temelinde ekonomik sebeplerin yer aldığını belirtti. Toprak, gelir dağılımındaki eşitsizliğe işaret ederek, şunları söyledi:

“Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, gıdaların niteliksizliği, ırkçılık, siyasi iktidarın yetersizliği, birçok aile için sağlıklı beslenmeyi ve gıdaya erişimi zorlaştırıyor. İçerisine sürüklendiğimiz gıda krizinden en çok ve kalıcı şekilde çocuklar etkileniyor. 2021 yılı istatistiklerine göre, Türkiye’de 18 yaş altı yaklaşık 23 milyon çocuk bulunuyor ve ülke nüfusunun yüzde 27’si çocuk. Bu çocukların dörtte üçü ise okul çağında. Son yıllardaki gözlemler, okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiğini gösteriyor. Bu durum çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin yükselmesine ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden oluyor.”

Sorgun Belediyesi zabıta ekipleri fırınları denetledi Sorgun Belediyesi zabıta ekipleri fırınları denetledi

Çocuklar, temel besin öğelerinden mahrum      

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), “Türkiye Çocuk Araştırması 2022” raporuna ilişkin de hatırlatmalarda bulunan Toprak, şu ifadeleri kullandı:

“Rapor, çocuklarımızın gereksinimleri olan gıdaya ulaşamadıklarını gösteriyor. Bu raporda çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri için vazgeçilemeyecek besinler olan gıdaları tüketemediği belirtiliyor. Örneğin her sekiz çocuktan birinin et, tavuk veya balığı; on çocuktan birinin fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri; iki çocuktan birinin peynir ve yoğurdu her gün tüketebildiği görülüyor. Çocukların çok azının tüketebildiği bu gıdalar, onların büyümesi ve gelişmesi için önem taşıyor. Bu besin öğelerinin eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına da yol açarak, çocukların okul başarısını düşürüyor.”

                                                                                     TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak  

“Beslenme, birincil mesele olarak görülmeli”

Yetersiz beslenmenin çocukları fiziksel ve zihinsel gelişim açısından olumsuz etkilediğini vurgulayan Toprak, yapılan çalışmaların, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığını, algılamalarının azaldığını, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları çektiklerini, okuldaki devamsızlık sürelerinin uzadığını ortaya koyduğunu söyledi.

Beslenmenin önceliklendirilmesi gereken bir mesele olduğunu ekleyen Toprak, şöyle dedi: 

“Çocuklar başta olmak üzere, yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir kamusal destek-dayanışma programı acilen uygulamaya konulmalı. Bu bir siyasal tercih değil, zorunluluk, birincil öncelikli mesele olarak görülmeli. Başta siyasi iktidar olmak üzere toplumun her kesimi, beslenme yetersizliği ile mücadelede sorumluluk almalı. Gıda krizinin derinleştiği bu dönemde muhalefet partilerinin bu önemli meselenin takipçisi olması ve çözüm talep etmesi elzem.” 

Çocuklara iyi bir hayat sağlamak siyasal iktidar için kamusal bir görev”

Toplumun yoksul kesimlerinin ve çocukların beslenme hakkını güvence altına alacak politikalar geliştirilmediği takdirde 'gizli açlık' olarak bilinen sağlık sorununun çığ gibi büyüyeceğini kaydeden Toprak, şöyle konuştu:

“Bir gıda krizi içinde olduğumuz, toplumun geniş kesimlerinin sağlıklı beslenme açısından ciddi sorunlar yaşadığı ve sorunun mevcut şartlar bu şekilde devam ederse daha da derinleşeceği gayet açık. Çocuklara iyi bir hayat sağlamak siyasal iktidar için kamusal bir görevdir; ancak her yurttaş için de ahlaki bir sorumluluktur. Çocuklara okullarda ücretsiz bir öğün sağlamak, onların fiziksel ve zihinsel sağlıkları açısından büyük yararlar sağlayacaktır. Açlık, gizli açlık, yoksulluk, güvencesizlik çocukların eğitim görmesine asla engel olmamalı. Bütün olumsuzluklara rağmen eğitim kurumlarına giden çocuklar da okulda aç kalmamalı.”

“Gizli açlık çocuk gelişiminde ciddi sorunlara yol açar”

Gizli açlık kavramını da açıklayan Toprak, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Gizli açlık, enerji açısından yoğun ancak besin öğeleri açısından fakir bir diyetin tüketilmesinin bir sonucu olarak enerji alımında bir eksiklik olmaksızın ortaya çıkabilen mikro besin öğesi (özellikle de vitamin ve minerallerin) eksikliklerinin varlığıdır. Gizli açlık et, yumurta, balık, baklagiller ve sebzeler gibi besin değeri yüksek gıdaları yeterli miktarda ve çeşitlilikte tüketmemekle bağlantılı bir sorundur. Eksikliği en çok gözlenen mikro besin öğeleri demir, çinko, iyot, folat, B12 ve A vitaminidir. Gizli açlık sorunu özellikle az gelişmiş ülkelerde yaygındır, çünkü beslenme dengeli bir diyet sağlamak için gereken besin çeşitliliği (meyve, sebze, balık ve et) yerine ucuz ve enerjisi yoğun gıdalar ile sağlanmaktadır. Çocuklarda büyüme ve gelişmede ciddi sorunlara yol açar.”

Editör: Esin Özdemir