Gençler yoğun stres altında
Utku ŞENSOY Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözlerinin Ege’nin karşı kıyılarındaki yansımaları sürerken, gözler hafta boyunca Atlantik...
Utku ŞENSOY
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözlerinin Ege’nin karşı kıyılarındaki yansımaları sürerken, gözler hafta boyunca Atlantik’in karşı kıyısında olacak. Ta Nea gazetesi, Birleşmiş Milletler’in New York’ta yapılan 77’nci Genel Kurulu’nda dikkatlerin Erdoğan’ın konuşmasına odaklanacağını yazdı. Dış siyasette tablo olabildiğince Türkiye odaklı ve hareketliyken, içerde enflasyon, döviz, faturalar, okulların açılışı gibi sorunlarla bir o kadar sıkıcı ve tatsız. Yurttaşın ağırlıklı gündemi, derdi geçim sıkıntısı.
Çocukluğumuzda veliler Eylül ayını tatlı bir telaş içinde, koşuşturmaca ve heyecanla karşılardı. Alım gücünün daha kuvvetli olduğu, lüks tüketim ve marka hastalığının olmadığı tek tük özel okulların bulunduğu, devlet okullarında liyakat sahibi öğretmenlerin iyi eğitim verdiği o yıllarda her şey günümüzdeki gibi karmaşık değildi. Artık yüz bin liraya dayanan okul kayıt ücretiyle, kırtasiye, servis, kılık-kıyafet ve yemek ücretleri derken Eylül ayı kabus ayı oldu. Yeni eğitim dönemi sorunlar yumağıyla başladı. Öğrenciler kaygılı, veliler karamsar, artan fiyatlar karşısında çaresiz kalan kırtasiyeci, esnaf sıkıntılı.
Üniversitelerden söz edecek olursak, orada gençlerimizin hali daha da içler acısı… Barınma-beslenme dertleri eğitim-gelecek kaygılarının da önüne geçiyor.
Ülkemizin geleceği, bunca stres-sıkıntı-baskı altındaki genç nesillere nasıl bir eğitim verilecek, beyin göçünü önleyip onlara hak ettikleri istihdam-insanca ücret imkanı sağlayabilecek miyiz, bu kadar yoğun sığınmacıyla değişen demografinin ardından ilerde sorumluluk alıp sağlıklı bir biçimde ülkeyi yönetip, vatana-değerlerimize sahip çıkabilecekler mi?
***
[caption id="attachment_252211" align="alignnone" width="700"] Erdoğan, Semerkant'ta Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'ne katılan liderlerle[/caption]
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ
İç siyasette ekonomik sıkıntılar nedeniyle gündeme ilişkin kontrolde kantarın topuzu son dönemde muhalefet lehine ağır basarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası arenadaki adımları, dünya gündemini belirlemeye devam ediyor. Türkiye’nin diyalog partneri olarak katıldığı Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısının ardından Erdoğan’ın, " bundan sonraki süreç bu işin en ileri kademesine doğru atılacak bir adımdır. Hedef o" şeklindeki sözleri uluslararası camiada, “Türkiye örgütün dokuzuncu üyesi mi oluyor?” ya da “eksen kayması mı?” benzeri yorumlarla karşılandı. Hele Erdoğan’ın, zirveye katılan liderlerle birlikte olduğu, köşemize de taşıdığımız bu fotoğrafı hayli ses getirdi.
ABD karşısında bir oluşum olarak dikkat çeken, resmi dilleri Çince ve Rusça olan, 1996 yılında kurucu üyeler, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın katılımıyla başlayan “Şanghay Beşlisi” 2001’de Özbekistan, ardından Hindistan ve Pakistan'ın katılımıyla 8 üyeli güçlü bir blok olarak dikkat çekiyor.
***
ERMENİSTAN YİNE KARIŞTI!
Azerbaycan ve Ermenistan arasında sınır hattında bir buçuk aydır süren çatışmalar şiddetlenip, kayıplar artınca, hayatını kaybedenlerin yakınları Başbakan Nikol Paşinyan’ın istifasını istedi. Ermenistan'ın provokasyonu sonucu Azerbaycan'la cephe hattında yaşanan çatışmaların sorumlusu Paşinyan ise, Azerbaycan'la barış karşılığında “toprak vermeye” hazır olduklarını söyledi! Paşinyan, “vatan haini ilan edileceğimiz bir belge imzalamayı planlıyoruz” derken, ABD Kongre üyeleri ortak açıklamalarında, "Ermenistan hükümetinin ve Ermenistan halkının yanındayız" mesajını verdi. Bu ne yaman çelişkidir, Rusya ve ABD el ele Erivan’ın yanında!
Bu arada ABD Temsilciler Meclisi’nin ele avuca sığmaz haşarı çocuğu Başkan Nancy Pelosi, Tayvan ziyaretiyle gerçekleştirdiği provokasyonunun ardından bu kez de Erivan’dan salvolar göndermeye başları. Pelosi, Çin'in büyük tepkisini çeken ve bölgede krize yol açan Tayvan ziyaretinden sonra bu kez, Ermenistan'daki konuşmasında, Azerbaycan ve Türkiye’yi hedef aldı. Azerbaycan’a yönelik “yasadışı saldırılar” ithamında bulunan Pelosi, “Otokrasi ile küresel mücadelede Ermenistan'ın yanındayız" gibi ipe sapa gelmez sözler sarf etti.
Washington’un burnunu sokup suyu bulandırdığı bölgeler zincirine Güney Kafkaslar da eklendiğine göre, yeni kirli hamlelere karşı Bakü ve Ankara’nın birlik içinde çok daha dikkatli adımlar atması gerekir.
***
YENİLGİYİ KABUL ETME KÜLTÜRÜ
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış, ne hikmetse Orta Asya’nın mert Türk insanı, Anadolu’da gelişinde Arap halklarından, Bizans’tan pusu, arkadan vurma, omurgasızlık, yalakalık, ayak oyunları gibi kalleşliğin, onursuzluğun her türünü öğrendi. Özü-sözü bir Türk insanı, pişkinliği de huy edinmeye başladı. İsveç’in Başbakanı Magdalena Andersson’un istifası, bu uzun girizgahı aklımıza getirdi. İsveç parlamento seçimlerinde sağ blok ile aşırı sağın az farkla da olsa zaferini kabul eden Sosyal Demokrat Başbakan Andersson, yenilgiyi kabul edip istifa ettiğini duyurdu!
Elin kadını, çok az farkla da olsa sandıktan çıkmadığını kabul edip, kuzu, kuzu koltuğu bırakıp gitmiş! Hiç olacak şey mi? Bunun yeniden tekrar, tekrar oy sayımı, itirazı filan olmaz mı? Ne o öyle ceketi alıp çekip gitmek! Siyaset böyle mi yapılır?
Şaka yollu nazire bir yana, böylesine omurgalı bir duruşu uzun yıllardır bu topraklarda ne kadar da özlemişiz değil mi?