NAZ AKMAN/ANKARA- 2017 yılından bu yana Erasmus+ projelerinde aktif rol alan Fatma Nur Gülfem Boz, 2022 yılında Antalya’da kurduğu Geleneksel Yeşil Çevre Derneği, İngilizce ismi ise “Old School Green Association” olan dernekte lise ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla yürütülen çevre ve doğa projeleriyle yeşil ekosisteme katkı sunuyor.
Küresel ısınmanın etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği günümüz dünyasında artan nüfusla beraber doğal kaynakların daha hızlı tüketilmesi, kentleşmenin artması ve buna paralel şekilde ormansızlaşmanın da giderek artış göstermesi yanı sıra gelişen yangın, sel gibi doğal afetlerle beraber dünya ekosisteminde önemli oranda kayıplar yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde dünyanın yeni “Limit Aşım Günü”nün 2 Ağustos olarak belirlenmesi üzerine doğal kaynakların ne kadar hızlı tüketildiği ortaya konmuş, öyle ki gezegenin gelecek yılın kaynaklarını tüketmeye başlamasıyla bir borçlanmaya girdiği ve geleceğimizden eksilen kaynaklarla durumun vahametinin boyutu gözler önüne serilmişti. Öte yandan milyonlarca insanın iklim kaynaklı afetler karşısında risk teşkil eden bölgelerde yaşadığı, türeyen salgınlar, bulaşıcı hastalıklar, iklim göçleri, gıdaya erişimde güçlükler iklim kriziyle mücadelede aciliyetin önemini ortaya koyuyor. Dünyanın iklim krizi karşısında bir dönüm noktasına yaklaştığı günümüzde, iklim eylemlerine katılımın da ne kadar hayati önem taşıdığı hiç şüphesiz dikkate alınması gerekilen hususların başında geliyor.
Ekolojik yıkım kültürüne karşı doğayı kucaklayan, kaynakları sürdürülebilir kılan yaklaşımlarıyla genç iklim aktivistleri, tüm ekosistemin sürdürülebilirliği için geleceğin aktörleri arasında yer almaya hazırlar. 2022 yılında kurulan ve bir yıl içinde başta iklim değişikliği olmak üzere ekolojik krizle mücadele için doğayla uyumlu sürdürülebilir bir gelecek için projeler geliştiren Geleneksel Yeşil Çevre Derneği üyeleri, geliştirilen projelerde aktif katılımcı olarak rol üstlenerek, geleceğini kendileri belirliyor. 26 asil üye 100’e yakın gönüllü katılımcısıyla Antalya’da okul ve dernekler iş birliğinde çalışmalar yürüten Geleneksel Yeşil Çevre, çiftçi, ziraatçı, avukat, turizmci ve aşçılardan oluşan üyeleriyle yaşam alanlarından tüketim alanlarına kadar ekosistemi sürdürülebilir kılacak yeni projeleri hayata geçirmek için çalışıyor.
Geleneksel Yeşil Çevre Derneği Başkanı Fatma Nur Gülfem Boz, öncelikli hedeflerinin çevre bilincini geliştirme, katılımcı aktif, duyarlı nesillerin gelişimini sağlama, tarımsal sürdürülebilir yöntemleri destekleme, bağımlılıktan uzak doğal kaynaklarla geleneksel yaşamı güçlendirme ve kültürel mirasın korunması olduğunu belirterek, “2017 yılından bu yana aktif şekilde içinde bulunduğum Erasmus+ projelerinden edindiğim birikimi paylaşmak için geçtiğimiz yıl derneği kurdum. Gönüllülük geçmişimde edindiğim tecrübelerle sivil topluma projelere yani alana oldukça hakimdim. Dernekle sürdürülebilir, bağımlılıktan uzak eski doğal yaşama çağrışım yapmaya çalıştık, adını bu nedenle Geleneksel Yeşil Çevre koyduk. Hedefimiz gençlerin (belki ileride çocukların) daha bilinçli, katılımcı olmalarını sağlamak. Biz gençlerin teknoloji bağımlılığından uzaklaşıp çevrelerine karşı, evrene karşı daha aktif ve duyarlı olmalarını istiyoruz. Projelerimizi bu hedef ekseninde hazırlıyoruz” dedi.
Sürdürülebilir tiyatro ve mutfak mümkün mü?
Bir yıl içinde Türkiye yanı sıra Yunanistan, Fransa, Romanya, Kıbrıs gibi ülkelerde projeler hayata geçirdiklerini ifade eden Boz, proje başlıklarının iklim değişikliği, permakültür, sağlıklı yaşam, bağımlılık, medya okur yazarlığı, iletişim becerilerinin geliştirilmesi, sürdürülebilir üretimden oluştuğunu anlattı.
Boz projelere ilişkin, “Çoğunlukla yurt dışı etkinlikleri gerçekleştiriyoruz. Projelerin teorik ayağını yurt dışında uygulamalı aşamalarını ise Türkiye’de yapıyoruz. Permakültür, iklim değişikliği, iletişim becerilerinin geliştirilmesi, medya okur yazarlığı, sağlıklı yaşam, bağımlılık gibi projeler yaptık. Özellikle lise ve ilk okullarda sürdürülebilir üretim workshopları yapıyoruz. Gençler kendi sabunlarını, diş macunlarını yapmaya çalışıyor. Birlikte geri dönüşümden nasıl sanat yapabileceğimizi planlıyoruz. Buna ilişkin etkinlikler yapıyoruz. Son dönemlerde özellikle sürdürülebilirlik kavramı üzerinde duruyoruz. Sürdürülebilir tiyatro veya sürdürülebilir mutfaklar kurmak için hem gönüllülerimiz hem de diğer STK’lar ile temaslar kuruyoruz. Dekorundan sahnesine kadar her aşamasında sürdürülebilir malzemelerin düşüncelerin yer aldığı bir tiyatro ve yine aşçılarımızla beraber mutfağı olan meslek liseleriyle iş birliği yaparak mutfakta sürdürülebilirliği nasıl sağlayacağımızı tartışıp bu yaşam alanlarını hayata geçirmek için projeler üzerine çalışıyoruz. Öte yandan günümüz teknoloji çağında özellikle bağımlılıklar üzerine yoğun çalışmalar yapıyoruz, bu anlamda Yeşilay desteğiyle projelerimizi yapmaya çabalıyoruz. Bu yıl içinde Yunanistan’da permakültür, Romanya’da iklim değişikliği, Fransa’da bağımlılık, Güney Kıbrıs’ta sağlıklı yaşam, yine Fransa’da etkili iletişim ve Türkiye’de bağımlılık konularında projeler yaptık” bilgilerini verdi.
Çeşitli Avrupa Birliği projelerine başvurduklarını da ekleyen Boz, kozmopolit yapısıyla önemli bir kültüre ev sahipliği yapan Antalya’daki bu zenginliği tanıtmak, korumak ve geliştirmek için de kültürel miras alanında projeleri hayata geçirmek istediklerini söyledi. Kültürel hoşgörü, saygı, etkileşim, paylaşım ve gelişim için kültürlerin birbirleriyle kaynaşlaştırılması gerektiğini belirten Boz, “AB gibi finansman sağlayabilecek yapılara yönelik yaptığımız başvurularımızda sürdürülebilir projeleri ve kültürel mirasın korunmasına yönelik projeleri önceliklendiriyoruz. Hem teorik hem de pratik anlamda projeleri hayata geçirmek istiyoruz. Antalya’da çok farklı kültürlerle iç içe yaşıyoruz. Burada yaptığımız etkinliklerde genellikle kültür gecelerine yoğun bir ilgi ve talep olduğunu gözlemliyoruz. Antalya’da yaşayan yabancı derneklerle iletişime geçip yemek, giyim, danslar, kültürlerin tanıtımına yönelik iş birliği yapmaya çalışıyoruz. bizler yaşayan bu kültürü destekliyoruz bunu yaymak için de projeler üretiyoruz” diye konuştu.
Gençler, ekolojik yıkım kültürüne karşı!
Geçtiğimiz yıl Antalya’da kurulan Geleneksel Yeşil Çevre Derneği, gençlerin aktif katılımıyla yurt içi ve yurt dışında yürütülen projelerle sürdürülebilir yarınlar için sanattan gastronomiye, tarımdan sağlıklı yaşama kadar pek çok alanda sürdürülebilir bir ekosistemin inşa edilmesi için kolları sıvıyor. 100’den fazla gönüllüsüyle organik bir şekilde büyüyen Geleneksel Yeşil Çevre, her bir katılımcısını köklerine, doğal yaşamına çağırıyor.
Bunlar da ilginizi çekebilir