Başkentin, 1933 yılı Yenişehir’indeki 320 konutundan 10’u, 28 kamu yapısından ise 18’i halen ayakta
Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) işbirliğiyle gerçekleştirilen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923 - 1933” sergisi CerModern’de açıldı. Sergi 12 Ocak Pazar gününe kadar ziyarete açık olacak
NAZ AKMAN - Vehbi Koç Vakfı’nın kuruluşunun 50.yılı kapsamında Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) tarafından Ali ve Müge Cengizkan küratörlüğünde düzenlenen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923 - 1933” sergisi Ankaralılarla buluştu. Ankara meraklılarına açılan sergi, 12 Ocak Pazar gününe kadar CerModern’de ziyarete açık olacak. Basın toplantısında konuşan VEKAM Direktörü Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu ile küratörler Ali ve Müge Cengizkan çifti “Bir Şehir Kurmak” sergisi hakkında bilgi verdiler. Ankara Enstitüsü Vakfı’nın da desteklediği sergiye, ayrıca CerModern, Koleksiyon Mobilya, Jotun ve Radyo ODTÜ katkıda bulundular.
“Ankara Şehir Müzesi” kurulabilir mi?
Ankara çalışmalarına ilgi duyan herkesi bir şehrin kuruluşuna tanıklık etmeye ve “Yeni Ankara’yı” görmeye davet eden sergi, bir araştırma
projesi olarak, şehrin modern tarihine katkıda bulunmayı ve bir “Ankara Şehir Müzesi” kurma düşüncesini tetiklemeyi amaçlıyor. Sergide, Ankara’nın başkent olarak kuruluşunun ilk 10 yılındaki yapılaşma, modernleşme ve Yenişehir’in kurulum tarihine ilişkin fotoğraflar ve videolar yer alıyor. Sergi aynı zamanda 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, savaş yorgunu bir ülkede “yeni” bir “şehrin” nasıl kurulduğu, Cumhuriyetin 10. yılına kadar ortaya konan irade ve olguları birlikte ele alınıyor.
Sergi kapsamında, 1923-1933 dönemini anlatan yaklaşık 350 fotoğraf, döneme ilişkin “Kesitler” aktaran sekiz ana tema altında bir araya getirildi. Mimarlık ve kent modellemelerinden üretilen videolar ile birlikte 1939 yılı hava fotoğraflarından dönemin Ankara’sı canlandırıldı. Araştırma sonucu ortaya konan Yenişehir’i oluşturan konut tipleri de maketler aracılığıyla sergide temsil edildi.
Sergide, “Yeni toplumun gereksindiği ‘yeni konut’ nedir, nasıl elde edilmiştir? Teba kültüründen yurttaş haklarına geçilirken ‘yeni insanların’ şehrin sakinleri olarak yarattıkları barınma kültürünün özellikleri nelerdir? Siyasetçiler, mal sahipleri, plancılar, mimarlar, müteahhitler, entelektüeller barınma kültürünü, bizatihi kendi barınma gereksinimleri üzerinden nasıl belirlemişlerdir? ‘Yeni toplum’ ufukta belirirken, planlı çevrenin toplumsal dinamikler içinde erimesi ve tarih yazımında boşluklar oluşması doğal mıdır?” sorularına yanıt aranıyor. Sergide, döneme ilişkin bildik Ankara görselleri yerine, birinci el, özgün ve yeni üretilen görseller kullanılıyor. Sergileme ilkesi olarak da eski / yeni karşılaştırmaları başta olmak üzere, nostalji üreten karşılaştırmalardan özellikle kaçınılarak, nostaljinin yarattığı yabancılaşma, yabancılaşmanın yarattığı romantik kaçıştan uzak durulmaya çalışılıyor.
Yenişehir’den Kızılay’a nasıl gelindi?
Sergilenen görsellerde, Yenişehir’in 1923’te, içinden patikalarla geçilen boş bir arsa olduğu, bu boş arazinin 1925 yılında kamulaştırılarak belediye ve vakıf idaresi eliyle nasıl geliştirildiği ve 1933 Kızılay’ına nasıl ulaşıldığı gözler önüne seriliyor. Bugün Kızılay olarak bilinen, Sıhhiye Köprüsü’nden Meclis Kavşağı’na, Kolej’den Demirtepe’ye kadar uzanan Yenişehir, serginin odağında yer alıyor. Bölge, özellikle 1933 yılına kadar inşa edilen 350’ye yakın kamu ve hizmet yapısı ile konutlar, arşiv belgeleri ve fotoğraflara dayandırılan kapsamlı üç boyutlu kent modellemeleriyle gösteriliyor. Modellemeyle ortaya konan mimari ve yapısal özelliklerin yanı sıra, Yenişehir sakinlerinin yarattığı beşeri haritalama da bir Ankara bilgisi olarak ilk kez sergi kapsamında paylaşılıyor. Bugünün Ankara’sında ise 1933 yılı Yenişehir’indeki 320 konuttan 10’u, 28 kamu yapısından 18’i halen ayakta.
Sergi mekanındaki “Film Odalarında” dönemi konu edinen belgeseller ve dönem filmleri 1920’ler Ankarası’nı da gözümüzde canlandırıyor. “Enstantaneler”, aralarında Mustafa Necati, Halide Edip Adıvar, Arif Hikmet Koyunoğlu, Carl Christoph Lörcher, Erzurumlu Nafiz Kotan, Grace Ellison gibi isimlerin bulunduğu 40’a yakın siyasetçi, yazar ve entelektüel, mimar, plancı ve müteahhittin, Başkentin ilk 10 yılındaki barınma deneyim ve yazılarını bir araya getiriyor. “Nadire Kabineleri” de dönemin kişileri ve mekanlarıyla ilintili efemera ve basılı koleksiyon malzemesini sunuyor. Sergiyi okumalar ve yeni belgelerle derinleştiren “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923 – 1933” adlı kitap da, sergi açılışıyla birlikte, Koç Üniversitesi VEKAM Yayını olarak okurlarıyla buluşacak.