Naz Akman
Ankara Barosu Gelincik Merkezi’nin Gelincik Projesi kapsamında kadına karşı şiddete ilişkin farkındalık oluşturmak amacıyla bu yıl ilk kez düzenlediği kısa film yarışması sonuçları açıklandı. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele konulu kısa film yarışması kapsamında aralarında Şebnem Sönmez, Deniz Çakır, Burçe Bahadır, Aysun Akyüz gibi yazar, yönetmen ve oyuncuların yer aldığı jüri üyelerinin değerlendirmesi sonucu Kazım Anıl Aygün’ün yönettiği “Kanı” isimli kısa film birinciliğe layık görüldü. İkinciliğe Zeynep Sude Baran’ın yönetmenliğini üstlendiği “Anlatmam Gerek”, üçüncülüğe ise Emre Başer’in “Görüşme” filmi seçildi. Plaket takdimi töreninin ardından Gelincik Merkezi Başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca ve Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Tepegöz tarafından açıklanan kadına yönelik şiddet raporuna göre 2016-2022 yılları arasında 2 bin 671 adet kadına şiddet vakası tespit edildi.
2 bin 413 kadın fiziksel şiddete maruz kaldı
Gelincik Merkezi’ne yapılan başvurular üzerinden hazırlanan raporda merkeze başvuran vaka sayısı bu sayının on katı olduğu ancak veri setinde merkez tarafından atama yapılan, dosya açılan, şikayet ve talepleri devam eden ve vakalarını delillendiren talepçilere ilişkin verilerin ele alındığı belirtildi. Veri setindeki 2 bin 671 dosyadan 1. 820’sinde kadınların ekonomik şiddete uğradığı, 2 bin 413 kadının fiziksel şiddete maruz kaldığı, 999 kadının ise cinsel şiddete uğradığını beyan ettiği kaydedildi. 2 bin 459 kadının da psikolojik şiddete uğradığı ortaya konuldu. TÜİK verilerine göre de 2016-2022 yılları arasında fiziksel şiddete uğrama oranı yüzde 36, ekonomik şiddete uğrama oranı yüzde 30, psikolojik şiddete uğrama oranı yüzde 44, cinsel şiddete uğrama oranı ise yüzde 12 olarak tespit edilmişti. Her iki veride de şiddet sıralaması psikolojik, fiziksel, ekonomik ve cinsel olmak üzere aynı kaydedildi.
Kadınlar en çok sevdikleri tarafından öldürülüyor
2016-2022 yılları arasında Gelincik Merkezi’ne başvuran kişi sayısının pandemi dönemi hariç her yıl arttığı, şiddete uğrayan kadınların yüzde 86’sının birlikte yaşadığı erkeklerden şiddet gördüğü, şiddet uygulayanların yüzde 14’ünün yakın akraba olduğu da belirtildi. Ayrıca şiddet gören kadınların yüzde 53’ünün yaşadıkları evlerden Gelincik Merkezi’ne başvurduğu yüzde 47’sinin ise sığınma evinden yapıldığı tesit edildi. Bu başvuruların yüzde 65’i Ankara’dan yüzde 35’i ise başka illerden yapıldı. Gelincik Merkezi’ne başvuran en küçük şiddet mağduru yaşının dokuz, en yaşlının ise 77 olduğu bildirildi. Şiddet gören kadınların yüzde 85’i evli, yüzde 15’i bekar, yüzde 27’si imam nikahlı. Şiddete uğrayan kadınların yüzde 61’i ev hanımı, yüzde 23’ü çalışan, diğer yüzde 16’lık kesimin ise iş/çalışma hayatına katılımla ilgili bilgisini paylaşmadığı aktarıldı. Gelincik Merkezi’ne başvuran kadınlar için mahkemelerden alınan koruma kararı oranın da yüzde 71 olduğu belirtildi. Merkeze başvuran kadınlar için mahkemelerden alınan tazminat kararlarının oranının da yüzde 57, nafaka karar oranının ise yüzde 64 olduğu kaydedildi.
10 yılda 2 bin 534 kadın öldürüldü
Gelincik Merkezi Başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca, merkezin ulaştığı veriler haricinde ayrıca kadıncinayetleri.org adresinden ulaşılabilen haritalama çalışmasına göre de Türkiye’de 2010-2020 yılları arasında 2 bin 534 kadının öldürüldüğünü, bu kadınların yüzde 40,4’ünün 26-40 yaş aralığında yüzde 20,9’unun 41-55 yaş, yüzde 19,4’ünün 19-25 yaş aralığında olduğunu aktardı. Buna göre 1.656 vakada failin eş-eski eş, erkek arkadaş-eski erkek arkadaş veya dini nikahlı eş olduğu, medyaya yansıyan ‘bahaneler’ arasında ise en üst sıralarda kadının ayrılma boşanma isteği, aldatılma şüphesi ve kıskançlık, reddedilme, sözde namus-töre saiki ile işlenen cinayetlerin geldiği belirtildi. Her beş kadın cinayetinden biri boşanma ve ayrılık aşamasında gerçekleşiyor ve öldürülen her beş kadından biri şiddet-taciz mağduru. Platforma göre 10 yılda işlenen her beş kadın cinayetinden biri boşanma ayrılık aşamasında gerçekleşiyor, 517 kadın cinayetinde yani her 10 kadın cinayetinden ikisinde cinayet öncesi şiddet, tehdit veya taciz var. Buna bağlı her 10 kadından biri öldürülmeden önce güvenlik amaçlı korunma başvurusunda bulunuyor.
Ayrıca Türkiye’de 2009 yılında 1.800 evli kadınla yapılan bir başka araştırmaya göre kadınlar şiddete karşı daha bilinçli, eşlerine göre daha fazla para kazanan kadınların şiddet tehlikesi artıyor, şiddete uğrayan kadınlar şiddet deneyimlerini başkalarıyla paylaşmıyor ve ülkenin doğusu ile batısı arasında şiddete uğrama oranları bakımından çok büyük bir fark bulunmuyor.
Ne yapılmalı?
Atmaca son olarak, kadınlara yönelik şiddetin azalması için yapılması gerekenleri “Kadınlara ekonomik destek, iş hayatına katılımın artması, kadınların eğitilmesi, toplumsal cinsiyet eğitimlerinin toplum geneline yaygınlaştırılması, kalıplaşmış geleneksel düşüncenin yerini bilimsel, akla ve fenne uygun düşünceye bırakması, kültürel dönüşümler, yasal düzenlemeler, yasal düzenlemelerin etkili uygulanması, failin cezalandırılması-ıslahı, erkeklerin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi, kadına yönelik şiddetin suç olduğunun toplumda tereddütte yer bırakmayacak şekilde öğretilmesi” şeklinde sıraladı..