Geçmiş olsun Türkiye’m

Can PULAK Ahhh Türkiye’m, vahh Türkiye’m, geçmiş olsun Türkiye’m.. Meğer siyasette de cinnet geçiriliyormuş. Kim derdi ki, Meral Akşener masayı devirecek? Kim derdi ki umutlar, kişisel çıkarlar ve siyasi hesaplar yüzünden dağılacak? Oysa Türkiye’nin tek adamdan kurtuluşu ve Parlamenter sisteme dönüşü için ne güzel çalışmalar yapılmış, ne kapsamlı ve zengin programlar hazırlanmıştı. Ama iş aday tespitine gelince ihtirasları, hırsları siyasi hesapları gizleyemediler. (Biz değil… Türkiye) diyemediler. Türkiye umurlarında değilmiş demek. Bir adayın ismi, Türkiye’nin geleceğinden ve kaderinden daha mühimmiş. Kılıçdaroğlu’nun ısrarı da, Meral Akşener’in itirazı da bunu gösteriyor. Aslında 6’lı masa pek güven vermemişti baştan. 9 seçim kaybetmiş bir Kılıçdaroğlu, milli görüş kumaşının üç parçası, Kılıçdaroğlu’nun yardımıyla partisini kuran Meral hanım, bir de boyu büyük ama partisi minnacık Gültekin Uysal… Yaman bir rakibe karşı mücadele edeceklerdi. 20 yıllık yorgun iktidar iyice yıpranmış, hatalarının bedelini sandıkta ödeyecek hale gelmişti. Üstelik geçirdiğimiz tarihin en büyük depremine hazırlıksız yakalanmış, ağır eleştirilere cevap yetiştirmekten işini hayli aksatmıştı. Mayıs’ta bilemediniz Haziran’da seçim yapılacaktı. Her şeyin yolunda gittiği sanılırken, Meral hanım bir çuval inciri yok etti. Neymiş Kılıçdaroğlu oy alamazmış, yerine Mansur Yavaş yada Ekrem İmamoğlu gelmeliymiş. Böyle bir görüş, böyle bir çağrı hiç yakıştı mı Meral hanıma? Siyası nezakete hiç uydu mu? Aynı partinin üç önemli ismini birbirine düşürmek, birini itelerken ötekini kayırmak hem yanlış, hem de ayıp olmadı mı? Kılıçdaroğlu’nun yeterli oyu alamayacağını ben de biliyorum, ben de tahmin ediyorum. Ama Yavaş yada İmamoğlu alabilecek mi acaba? Yavaş’a ülkücü diye HDP oy vermez. Öteki ise (kabına sığmayan ve çok hırslı olduğu için güven vermediğinden)yeterli oyu sağlayamaz. HDP de nereden çıktı demeyin. HDP’siz seçimi kazanmak mümkün değil. Siyasi matematiğe göre, HDP’yi yok sayamayız. Bakmayın Kılıçdaroğlu’nun ürkekliğine, Recep Tayyip’in vatan hainliği suçlamalarına. İhtiyaçları olduğu an HDP ile ortaklık bile kurarlar. Türkiye’de siyaset böyledir işte. 6’lı masa bir umuttu. Elbette Türkiye’nin bunca ağır sorunlarının altından kalkabilecek bir görüntü vermiyordu. Ama malzememiz bu. İyi, yeni, donanımlı ve tecrübeli birinin çıkmasına izin vermiyorlar ki.. Türkiye’de adam mı yok? Varım diyenin gırtlağına yapışıyorlar, nefes bile aldırmıyorlar onlara. CHP az adam harcamadı. Prof. Süheyl Batum, yüksek hakim Emine Tarhan, Umut Oran ilk akla gelenlerden. Nerede şimdi bunlar, adreslerini bile hatırlayan yok.. Yılmaz Büyükerşen yakışmaz mıydı Cumhurbaşkanlığına, İlhan Kesici tecrübesi ve üstün planlama zekasıyla aday olamaz mıydı? Hayır lider değil de genel başkan olanlar, etraflarında kuvvetli adamlar istemezler. Zayıf adam olsun ki, gücünü ona kabul ettirebilsin. Eldeki kuvvetli adamlar yerine, ilçe belediye başkanlarının akla gelmesi bundandır. Günlerdir morali çok bozuk olan AKP Genel Başkanı, Akşener’in sayesinde rahat bir nefes aldı. Gerçi (bu 6’li masadan ne köy olur ne kasaba)diyordu aylardır. Yine yanılmadı, masanın gerçekten bir işe yaramadığını, yaramayacağını hepimiz gördük böylece. Peki şimdi ne olacak? Masa 5’li olarak kalacak, Kılıçdaroğlu Recep Tayyip’in karşısına tek aday olarak çıkacak. Meral hanıma gelince, topladığı puanları kaybedecek, kendisine oy vereceklerin sayısı iyice azalacak, partiden istifalar artacak. Durum bunu gösteriyor. Ne şanslı adam bu AKP Başkanı. Deprem onu götürmüştü, Meral geri getirdi. Teşekkürler Meral abla. Türkiye attığın bu kazığı hiç unutmayacak.