Şükrü Karaman
Yerel seçimin hemen ardından atanamayan öğretmenler, emekli, çay üreticileri ve çiftçilerin sorunlarına yönelik mitingler düzenleyen CHP, bu kez emekçi, memur, emekli, çırak ve stajyerlerin, kademeli emeklilik bekleyenlerin talebini Kocaeli-Gebze’den hükümete duyurdu.
Genel başkan Özgür Özel, milli gelirden aldığı pay sürekli gerileyen, yüksek vergi diliminden ötürü ücreti ve maaşı yılın ortasından itibaren kuşa dönen memur ile işçinin, ilk işe başlama süreleri emeklilikte dikkate alınmayan çırak ve stajyerlerin sesi oldu.
Özel, “Geçinemiyoruz” adı altında düzenlenen ve on binlerce kişinin katıldığı mitingde ilk kez “erken seçim” talebini dillendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iki kez gerçekleştirdiği “normalleşme” görüşmeleri ve “erken seçim” isteğini dile getirmediği gerekçesiyle bazı partililer tarafından ağır eleştirilen Özgür Özel’in Gebze’de “Geçim olmazsa seçim var” mesajı bu çevrelere yanıt idi.
Hükümetin sürekli düşeceğini duyurduğu, lakin bir türlü ateşi dinmeyen yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nüfusun yüzde 80’nini derin ekonomik krizin içine sokuyor. Hal böyle iken asgari ücrete ara zam yapılmasına şiddetle karşı çıkan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile ekonomi yönetimi umut aşılamaya devam ediyor.
Türk-İş’in haziran verilerine göre açlık sınırı 18 bin 978 TL oldu. Net 17 bin 2 TL tutarındaki asgari ücreti 1976 TL solladı. Mehmet Şimşek mevcut asgari ücretin az olmadığını hala söyleyebiliyor.
Ara zammı, emekliye refah payını “enflasyonu tetikler” diye ağızlarına almayanlar yüksek enflasyonun temmuzdan itibaren gerileyeceğini açıklıyor. Önce mayıs dediler. Ardından haziranı işaret ettiler. Şimdi de temmuz ve ağustostan itibaren düşeceğini açıklıyorlar. Çok yakında bu tarih de ileriye ötelenir.
Mehmet Şimşek, EYT’nin maliyetinin 724 milyar TL olduğunu açıklamış. Bir anlamda asgari ücret ve emekliye Hazine’nin sırtına binen bu para dolayısı ile zam veremediklerini bildirmiş. Oysa sıra emekli ve emekçiye gelene kadar kısıntı yapılacak öyle kişi ve kurumlar var ki. Garibanların aldığı para ne ki bir ölçüde soluklandıracak zammı onlardan esirgiyorsunuz? Halk yoksulluktan, gelir adaletsizliğinden, komik aylıklardan bezmiş yılgın ne yapacağını bilmezken ekonomi yönetimi hala milyonların talebini karşılamamaya sanki yemin etmiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’li yöneticiler “2028 yılına dek seçim yok” diye açıklama yapsalar bile bu tablo karşısında önümüzdeki yılın sonbaharından itibaren seçim havasına girer Türkiye. Zira her yerde, her platformda “erken seçim” sesleri yeri göğü inletir.
CHP genel başkanı Özgür Özel, yetersiz gelirden kıvranan, giderek yoksullaşan halkın, sivil toplum örgütlerinin yakın gelecekte seçim çağrısında bulunacağını, kendilerinin bu çağrıların öncüsü olacağını açıklamıştı. Gebze mitinginde “geçim olmazsa seçim var” diye topluluğa hitap etmesi bu açıdan dikkat çekici.
Önümüzdeki yılın sonuna değin erken seçim ortamına girecektir ülke. Zira halk yoksullaştı. Mevcut ekonomik politika nüfusun yüzde 20’sinin varlığını katlıyor, geriye kalan yoksullaşıyor ve hayat pahalılığı altında eziliyor. Yüksek enflasyon gerilemiyor, “mali disiplin var” diye emekçi ve emekliye beklediği zam verilmiyor. Bu tablo karşısında erken seçim olmaz mı? Ne kadar direnir siyasi irade erken seçime?