İki buçuk milyon insanın yaşadığı Gazze’de iki milyon insan evlerinden, yerlerinden, yurtlarından oldu, sığınacak çatı arıyor. İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki saldırılarında 70 bine yakın konut tamamen yıkıldı, 300 bine yakın konut zarar gördü. Hastana, okul, ibadethane gözetmeksizin devam eden vahşi saldırılarda, 150 sağlık kuruluşu bombaların hedefi oldu, 53 sağlık merkezi ile 30 hastane hizmet dışı kaldı. Bomba ve kurşunların hedefi olan120’nin üzerinde ambulans kullanılamıyor. Sağlık hizmetinin çökmesi nedeniyle 10 bin kanser hastası ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Gazze'de, acil tedaviye muhtaç 6 binden fazla sivilin sadece 650’si tedavi için Gazze'den tahliye edilebildi. Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenme, temiz suya erişim sorunları ve yerinden edilme sonucu yarım milyona yakın bulaşıcı hastalık vakası tespit edildi.
İsrail ordusunun Gazze'ye düzenlediği saldırılarda, 65 bin tondan fazla patlayıcıyla 130 cami, 3 kilise, 94 okul ve üniversite tamamen yıkıldı. İsrail güçlerinin acımasız saldırılarında Gazze Şeridi'nde görev yapan 326 sağlık çalışanı, 45 sivil savunma görevlisi ve 107 gazeteci öldürdü. Bu acımasız bilançonun bir sorumlusu olmayacak mı? Yapanın yanına kar mı kalacak?
***
1 MİLYONDAN FAZLA ÇOCUK TEHDİT ALTINDA
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze'deki çatışmalarda, gıdaya erişim sorunları nedeniyle açlık ve hastalıkların baş göstermesi sonucu 1 milyondan fazla çocuğu tehdit altında olduğunu açıkladı.
UNICEF verilerine göre, 2 yaşın altındaki çocukların yüzde 90'ının çok ciddi gıda kıtlığıyla karşı karşıya bulunduğu kaydedilirken, çocuk ishallerindeki artışın her geçen gün daha da tırmanarak, yüz binlerce çocuğun yaşamını tehdit ediyor. UNICEF İcra Direktörünün, "Gazze'de binlerce çocuğun geleceği tehlikede. Dünya hiçbir şey yapmadan bunu izleyemez. Çocuklara yönelik şiddet ve çektikleri acı sona ermeli" sözleri bölgedeki tehdidi tüm çıplaklığıyla anlatıyor.
UNICEF Direktörünün bu çığlığını duyan hiçbir uygar devlet yok mu? Nerede bu insan hakları havarileri?
***
BM YARDIMLARI
ABD’nin güdümünde eli kolu bağlı olan Birleşmiş Milletler’ in İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de, yolların zarar görmesine, konvoylarının hedef alınmasına rağmen, yardım personellerinin canları pahasına Gazze’ye yardım götürdüklerini, “öldürülürken yardım yapmaya çalışıyorlar" sözleriyle ifade ediyor.
Gazze’de üç aydan buyana can pazarı yaşanırken, sözde uygar Batıyı geçtik, bir buçuk milyarlık Müslüman alemi ne yapıyor? Petrodolarlarıyla gününü gün eden körfez ülkeleri, ünlü futbolculara milyon dolarları saçacaklarına oradaki çaresiz çocuklara el uzatamazlar mı?
***
SAVAŞ KARŞITLARINA MÜDAHALE
İsrail’de yaşayanlar aslında hepsi Netanyahu yönetiminin Gazze’deki şiddetine destek vermiyor. Hatta öyle ki, ellerinde "Gazze'yi bombalamayı durdurun", "Gazze'de çocuklar var", "Gazze'deki soykırımı durdurun" yazılı pankartla Netanyahu politikalarını eleştiren savaş karşıtı Yahudiler, polis müdahalesiyle karşılaştı. Savaş karşıtlarının yanı sıra, Netanyahu hükümetini eleştirip, yanlış politikalar nedeniyle Filistin direniş örgütü “Hamas'ın güçlenmesine" imkan sağladığını iddia edenler de var. Kudüs ve Tel Aviv’deki gösterilerde "Bizi aptallar yönetiyor" ve "Gazze'deki İsrailli Esirler 92 gündür çile çekiyor, Netanyahu’nun umrunda değil" yazılı dövizlerle tepki gösterildi.
Bu tür tepkilerden de anlaşılacağı üzere İsrail’de hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi homojen değil, Gazze katliamlarının sorumlusu Netanyahu, er ya da geç yaptıklarının hesabını ödeyecek.
UNICEF ve Birleşmiş Milletler yetkililerinden gelen yardım çağrılarıyla başladığımız yazımızı, yine onların bir cümlesiyle noktalıyoruz; "90 gündür yaşanan cehennem ve insanlığın temel ilkelerine yönelik saldırılar unutulamaz, bu savaş hiç başlamamalıydı ve artık çoktan sona ermeli."
Gazze’deki katliamın acilen sonla ermesi umuduyla…