Editör: Ahmet Ertüm
Gaziantep’te “bebek ölümleri” kanayan yara…
Cihat Öztürk / Gaziantep
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine de yansıyan, bebek ölümleri için Gaziantep’te tehlike çanları çalıyor. Bebek ölümlerindeki artış, Gaziantep’in kanayan yarası haline geliyor. Gaziantep Mezarlıklar Müdürlüğü verilerine göre, temmuz ayında 0-1 yaş bebek ölümü sayısı, 102. TÜİK’in 2022 bebek ölüm hızı verilerine göre ise Gaziantep bebek ölümlerinde Siirt’ten sonra 16.2 ile ikinci sırada.
Yoğun Suriyeli göçü alan Gaziantep’te, dikkat çeken başka bir detay ise mülteci bebek ölümü. 23 Mayıs-23 Haziran Gaziantep Mezarlıklar Müdürlüğü verilerine göre, hayatını kaybeden 107 bebeğin 42’si Suriyeli.
Bebek ölümleri konusunda araştırma yapan, önceki dönem Gaziantep-Kilis Tabipler Odası Başkanı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Delegesi Ayşegül Ateş Tarla ile Gaziantep’teki bebek ölümlerinin nedenlerini ve alınması gereken önlemleri konuştuk.
Dr. Tarla, Türkiye’de genel olarak bebek ölümlerinin mercek altına alınması, araştırılması ve sağlık politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek “Gaziantep’te bebek ölüm hızı, bin canlı doğumda on altı. Bu çok yüksek bir rakam. TÜİK verilerine de baktığımızda 2019 ile 2022’yi kıyasladığımızda bir azalışın olmadığını genelde ise bir artışın söz konusu olduğunu görüyoruz” dedi.
[caption id="attachment_432233" align="alignright" width="368"] Türk Tabipleri Birliği (TTB) Delegesi Ayşegül Ateş Tarla[/caption]
“Dil önemli bir bariyer”
Erken yaşta gebeliklerin, bebek ölümlerinde en önemli faktör olduğunu vurgulayan Dr. Tarla, ileri yaş gebelik, bilgi, bilinç ve eğitim seviyesi düştükçe bebek ölümlerinin artığına işaret ederek şunları söyledi:
“Doğum sayısı arttıkça risk de artıyor. 24 aydan az olan doğumlarda, bebek ölümleri artabiliyor. Aile planlaması yöntemlerine ulaşamamak bir diğer önemli faktör. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmalarında karşılanamamış aile planlama yöntemi var. Bu oran, yüzde 11 iken son yıllarda 5 katına çıkmış. Kişiler aile planlaması yöntemini kullanamazsa, istenmeyen gebelikler, 24 aydan az doğumlar meydana gelir. Doğum aralıkları sıklaşır. Bebek ölümleri artar. Erken yaşta gebelikler önlenmeli. Bunun için sert yaptırımlar uygulanmalı. Erken yaşta gebeliklerde hem annenin hem de bebeğin hayatı risk altında. Her bir yaşam kıymetli, çocuk daha ilk bir ayda ölüyor. Yaşam hakkı yok olmuş oluyor. Bu aile için büyük bir travma ve kayıp.
Bebek ölümleri, sadece bebeğin bakımı veya hastane ortamı olarak düşünülmemeli. En temelde, annenin gebelik süreci, gebeliği boyunca aldığı kontroller, doğum öncesi ve sonrasında bakıma ulaşma şekli. Bunlarla ilgili sorun yaşayıp yaşamadığı gerçekten çok önemli. Yapılan bütün araştırmalar gösteriyor ki, dil önemli bir bariyer, nitelikli sağlık hizmeti için olmazsa olmaz. Gebelik sürecinde yanlış anlaşılmalara neden olmadan daha iyi sağlık hizmeti alabilmek için gerekli. Bu durum aynı zamanda sağlık hizmet sunucusu dediğimiz hemşire ve ebe arkadaşlarla daha iyi diyalog kurabilmesini sağlıyor. Bu noktada da çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu bahsettiğim riskler, önemli riskler. Bebek ölüm hızını beş katına kadar çıkarıyor veya düşürüyor.”
Mülteci bebekler daha fazla ölüyor!
Mülteci ve göçmenlerin sağlığa erişimde en dezavantajlı gruplar olduğunun altını çizen Dr. Tarla, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
“Gaziantep’te bebek ölümleri, mülteciler arasında da çok fazla. Bunların çoğu kayıt altına bile alınmıyor. Sağlığa erişimde yeterince faydalanamamaları önemli bir risk. Dil yine burada önemli bir faktör. Çünkü doğum öncesi ve doğum sonrası bakım dediğimiz, bilinçli iyi bakılma halinden mahrum kalması, sağlık kontrollerine düzenli gidebilmesi için iyi bir iletişim kanalının olması gerekiyor. Soruları varsa bu sorulara doğru cevap bulacağı bir adresinin olması önemli. Bu durum, mültecilerin en fazla sorun yaşadığı alanların başında geliyor.
Suriyeli mültecilere yönelik Hacettepe Nüfus Enstitüsü’nün 2018 yılında yaptığı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları var. Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilere yönelik bir saha analizini içeriyor. Suriyeli bin canlı doğum hızında ölüm oranını, 22 olarak tespit etmişler. 5 yaş altı ölüm hızı ise bin canlıda 27. Çok yüksek bir rakam. Çünkü Türkiye’de her bin canlı doğumda ölüm oranı 9,2. Suriyelilerde çok yüksek.
Bu araştırma, Suriyeli çocuklar içerisindeki ölümlerin yüzde 80’den fazlasının doğum anında yüzde 44’ün ölümünün ise doğumdan sonra ilk aylarda meydana geldiğini söylüyor. Suriyeli bebek ölümleri üzerine 2021 yılında da bir uyarı vermiştik ama bir dönüş alamadık. 2 yıl geçmesine rağmen bir yol kat edemedik. O dönemde Tabip Odası Başkanıyken demecim olmuştu. Sonrasında İl Sağlık Müdürlüğü bu konuda bir çalıştay yaptı ama bu çalıştaya TTB’yi bir paydaş olarak davet etmedi. Davet edilseydik, biz de orada sözümü söylerdik. Eleştirel bakmak, yapılan işleri yok saymak değil, başka bir gözle de olaya bakmak, bunu değerlendirmek, analiz etmek, biz duruma böyle bakıyoruz.”
Yorumlar