Haber Merkezi - Gazeteciler Cemiyeti'nin Sığacık’ta düzenlediği “araştırmacı gazetecilik” kampı devam ediyor. 10 genç gazetecinin katıldığı kampın ikinci gün oturumlarında deneyimli Gazeteci İbrahim Gündüz, “parlamento ve dış politika alanında araştırmacı gazetecilik” konusundaki görüş ve deneyimlerini paylaştı.
Gazeteciliğin “olmazsa olmazı” diye adlandırılan, cesaret-sorgulayıcılık-araştırmacılık özelliklerinin araştırmacı gazetecilik için de aynen geçerli olduğunu vurgulayan Gündüz, mesleğin kritik önemini vurguladı:
“O kadar ki, bu alanlarda yaptığınız bir haber bir anda ülkeyi savaşa sürükleyebilir… Ya da iki lider arasındaki görüşmeleri ele alalım, bu baş başa görüşmelerde acaba hangi sözler veriliyor? O sözler ülkenin geleceğini ipotek altına alan sözler değil mi? Bu konular araştırmacı gazeteciliğin en önemli konuları arasında sayılabilir. Şu anda Türkiye’nin yaşadığı sığınmacı sorununu ele alalım, Bodrum’dan İzmir’e gelirken bile iki üç kez durdurulup kimlik kontrolüne tabi tutuluyorsunuz, o halde milyonlarca insan Afganistan’dan, Suriye’den, İran’dan kopup nasıl buraya gelebildi? Kapalı kapılar ardında bu konuda kimlere ne sözler verilmişti? İşte size bir araştırma haber konusu.”
Gündüz, parlamento haberciliğine değinirken, gazetecinin kaynaklarıyla ilişkilerinde “ayar kaçıran” bir diyaloğa girmemesi gerektiğine dikkat çekti ve kitaplarına da konu olan bir haberinden söz etti. Önceki meclis başkanlarından birinin kendi konusu olmamasına karşın, bir altın madeni işletmecisi lehine temaslar ve görüşmeler yaptığını anlatan Gündüz, bu olayı defalarca kaynaklarından sorguladığını, iktidar partisi milletvekillerinden birine doğrulatarak, son noktada meclis başkanına soru yönelttiğini ancak yanıt alamadığını dile getirdi.
Gazetecilerin soruları
Oturumun ardından kampa katılan genç gazetecilerle soru-cevap aşamasına geçildi. Bir gazeteci, İbrahim Gündüz’ün “ayar kaçıran diyaloglara girilmemesi” sözü üzerine şu yorumu dile getirdi:
"Deneyimli gazetecilerin de kimi zaman bu ilkelere uyumadığını görüyoruz. Örneğin cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turda Kılıçdaroğlu tarafından kaybedildiği anlaşıldığında biz de CHP genel merkezindeydik. Deneyimli gazetecilerden biri, tüm milletvekillerine anne gibi sarılarak, hatta gözyaşı dökerek üzüntüsünü dile getirdi. Bu bize pek doğru gelmedi…"
Soru cevap oturumu sırasında genç gazeteciler, yaşanan siyasi ortamın “özgür haberciliğe engel olduğu” yakınmasını dile getirdiler, bunun üzerine söz alan Nursun Erel şöyle dedi:
"Zaman zaman Goebbels’in deyimiyle -büyük yalanlar- söyleyen siyasilerle ne yazık ki bugün bile karşılaşıyoruz. Çalıştığınız kurumlar, o konularda haber yapmanızı da isteyecektir, gerçekçi bulmadığınız bilgilere dayanan haberlere -imza atmamak- seçeneği de var bence… Anımsanacak olursa, İkinci Körfez Krizi sırasında Saddam rejiminin kimyasal silah kullanacağı Amerikalı sözcüler ve medya tarafından pompalandı durdu, ancak bunun doğru olmadığı sonra anlaşıldı, ve herkes -yanıldık- diyerek bu söylemi bitirdi, ama iş işten geçmiş, Irak yerle bir edilmiş oldu."
"Önemli olan orijinal fikir"
Sürpriz konuk ise Gazeteci Emre Kızılkaya idi. Dünyadan ve Türkiye’den örneklerle araştırmacı gazeteciliğe değinen Kızılkaya, kendisinin “bence” sözünden hep kaçındığını anlatırken, Yaşar Kemal’in 50’li 60’lı yıllardaki röportajlarını dile getirdi… Araştırmacı gazetecilikte en önemli unsurun “orijinal fikir” olduğuna dikkat çeken Kızılkaya, “yoksa o fikrin kağıt üzerinde mi, dijital olarak mı ifade edildiği çok önemli değil” dedi. Açıklamalarını önce video kaydı üzerinden yapan Kızılkaya, ardından Zoom üzerinden toplantıya bağlanarak, genç gazetecilerin sorularını canlı yanıtladı.
Veri gazeteciliği
Gazeteciler Cemiyeti'nin AB ile işbirliği çerçevesinde, “Batı Balkan Ülkeleri ve Türkiye” desteği ile sürdürdüğü eğitimin üçüncü konuşmacısı ise Akademisyen Hülya Eraslan idi ve “veri gazeteciliği” üzerinde durdu. Günümüzün dijital olanaklarının veri kaynakları açısından çok geniş olduğuna dikkat çeken Eraslan, “Bence genç gazetecilerin veri edinme ve yorumlama üzerindeki becerilerini geliştirmesi çok önemli, ancak veriye ulaşmak, onu edinmek yeterli değil tabii ki, o verileri habere dönüştürmede yorum ve anlatım becerisine sahip olmak da mutlak bir gereklilik” diye konuştu.
En önemli araştırmacı gazetecilik örneklerinden biriTürkiye’deki araştırmacı haberciliğin geçmişine de değinen Eraslan, yıllar önce gazeteciler Örsan Öymen ve Altan Öymen tarafından ortaya çıkarılan “hayali mobilya ihracatı”nın önemli ilk örneklerden biri olduğunu söyledi.