10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazeteciler ve akademisyenler Medya Dayanışma Grubu’nun hazırladığı “İfade ve Medya Özgürlüğü”, “Dijitalleşme ve Fikri Haklar” ve “Çalışma Yaşamı” başlıklarında toplanan “Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”na atıfta bulunarak gazetecilik mesleğinin özgür, sansürsüz, toplumun her kesimini kapsayan, eşitlikçi ve şeffaf yapılması çağrısında bulundu. Geniş katılımlı, basın meslek ilkelerine dair görüş, eleştiri, öneri ve her tür katkıya açık olarak hazırlanan “Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu” aynı zamanda örgütlü bir mücadele çağrısını da içeriyor.
Yapılan çağrı kapsamında Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Gürcanlı, “Dezenformasyon ile mücadelenin en etkili yolu devletin şeffaflığıdır” vurgusunda bulunarak “Devletin medya karşısında şeffaflığı” bölümünü seslendirdi. Deklarasyonda gazetecilerin ve meslek örgütlerinin talebi açık: “Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere tüm kamu kuruluşlarının bilgilendirme toplantılarında akreditasyon uygulamaları kaldırılmalı, gazetecilerin kamu adına özgürce soru sormaları güvence altına alınmalıdır” sözlerini kullandı.
Gazeteci Sedat Bozkurt, “Gazeteci faaliyetleri terörle mücadele kapsamında yargılanamaz” ise Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu’na atıfta bulunarak Terörle mücadele davalarında haber ürünleri suç kanıtı kabul edilerek gazeteciler ve gazetecilik faaliyetleri yargılanamayacağını ifade etti.
Medya sahipleri ve devlete şeffaflık çağrısı
Gazeteci Semra Topçu, dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla önemi azalan telif haklarının altını çizerek gazetecilik mesleğinin değişen çağ içinde dijital telif yasalarının önemine dikkat çekti: “Dijital telif gelirlerinden patronlar, şirketler ve kurumların yanı sıra serbest ve dijital mecralarda yayın yapanlar da dahil olmak üzere tüm gazeteciler yararlanmalı.”
Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi ve 24 Saat Gazetesi yazarı Özlem Akarsu Çelik, medya kuruluşlarının mali ilişkilerinin şeffaf olması gerektiğini anımsatarak, halkın haber alma özgürlüğünün etkili ve tarafsız şekilde sağlanmasında “medya kuruluşlarının tüm mali ilişkileri şeffaf olmasının” önemine dikkat çekti: Medya kuruluşu sahipliğine ilişkin yasal kriterler, açık ve net şekilde belirlenmelidir. Medya kuruluşlarının sahiplik yapısı künyelerinde açıkça yer almalı, bu bilgilerin erişimi ve doğruluğu kamu tarafından denetlenmeli. Medya sahipleri, kamu ihalelerine girememelidir.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, ““Terörle Mücadele Kanunu’nun, gazeteciliği terör faaliyetlerinin uzantısı olarak değerlendiren 6. ve 7. maddeleri yeniden düzenlenmeli” sözlerini kullandı.
Sansürsüz ve şeffaf gazetecilik talebi
Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, yürürlükte olan Basın Kanunu’nu hatırlatarak gazetecilerin haber yapma ve halkı bilgilendirme özgürlüğünün sağlanması adına, “Güvenlik güçlerinin gazetecileri engellemesi, çalışma özgürlüğünü sınırlaması ve şiddet uygulamasına karşı yaptırım uygulanmalı” vurgusunu yaptı.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu’nda yer alan “Radyo Televizyon Üst Kurulu” ve “Medyanın özdenetimi” bölümlerine atıfta bulunarak, gazetecilerin “RTÜK, yargı işlevi gören ve cezalandıran bir kurul olmak yerine koordinasyonu esas alan bir uzmanlık kurulu haline getirilmeli” talebini hatırlattı.
Gazeteci ve 9. Köy Haber Merkezi Editörü Erhan Karadağ, yayın yasakları, erişim engelleri, içeriğin yayından kaldırılması medya özgürlüğüne ve halkın bilgi edinme hakkına aykırıdır; kabul edilemeyeceğinin altını çizerek, basın özgürlüğü adına “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’na yargısal görev veren “katalog suçlarda res’en erişim engelleme yetkisi” yasadan çıkarılmalı” çağrısında bulundu.
"Gazetecilerin çalışma koşulları iyileştirilmeli"
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Dr. Çağrı Kaderoğlu Bulut Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu’nda yer alan “Erişim engellemeleri ve yayın yasakları” bölümünü hatırlatarak gazetecilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesinin önemine dikkat çekti: “Gazetecilerin çalışma koşulları güvence altına alınmalı, yıpranma hakları genişletilerek yeniden düzenlenmeli, gazetecinin mesleki sebeplerle haklı fesih hakkı uygulanır hale getirilmeli ve istifa halinde de kıdem tazminatı alınabilmelidir.”
Gazeteciler Cemiyeti Basın Meclisi üyesi Yıldız Yazıcıoğlu, kadın gazetecilerin mesleklerini erkek meslektaşlarıyla eşit şartlarda yapabilmesinin mesleğin niteliği açısından önemine işaret ederek, ““Kadın gazetecilerin hamilelik ve doğum nedeniyle işten çıkarılmaları engellenmeli” ifadesini kullandı. Yazıcıoğlu, Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu’nda yer alan “Çalışma koşulları”na atıfta bulunarak, “Yargı kuruluşları gazetecilerin mesleki haklarına dair kanun maddelerinin uygulanmasını ‘basın özgürlüğünün sağlanması ve güçlendirilmesi’ ekseninde değerlendirmelidir” talebini dile getirdi.
Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın İş, Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), KESK Haber Sen, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği’nin (MLSA) paydaşlığıyla bir araya gelen Medya Dayanışma Grubunu hazırladığı “Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”nun tamamını okumak için tıklayınız.