Haber Merkezi - Gazeteci Sedat Bozkurt, dünyada 3 bin yıldır süren demokrasi mücadelesine burada 150 yıldır tanık olduğumuzu yazdı.
Bozkurt, kisadalga.net'teki yazısında, "Dünyada bugün demokrasiyi tam olarak uygulayan ülke yoktur. Bu aslında demokrasinin varlığına da aykırıdır. Dünyada yaşanan her gelişme demokrasiyi ve kapsadığı alanı tekrar gözden geçirmemize neden olmaktadır. Bu nedenle her ülkenin içinde muhtelif hedeflere yönelik bir demokrasi mücadelesi vardır ve halen sürmektedir" ifadelerini kullandı.
Bugün dünyada verilen en önemli mücadenin demokrasiyi koruma mücadesi olduğunu vurgulayan Bozkurt, ABD’den Kanada’ya, İsveç’ten Avustralya’ya kadar bu mücadelenin sürdüğünü belirtti.
Türkiye'nin seçim hikayesi: Osmanlı miladımız kabul edildi
Öte yandan, Osmanlı döneminin demokrasi ve seçim anlamında miladımız olarak kabul edildiğini kaydeden Bozkurt, Türkiye'nin seçim hikayesini şu sözlerle aktardı:
"Osmanlı’da ilk oy, 1840 yılında vergi toplamak için oluşturulan Muhasıllık Meclisleri için kullanıldı. Seçimler de ilk kez 1876 Anayasasının kabulü ile Meclis-i Mebusan’ın oluşturulması için 1877 yılında yapılmıştır.
Ardından yaşanan gelişmeler nedeniyle 1878’de feshedilen Meclis-i Mebusan’ın yenilenmesi için seçimler tam 32 yıl sonra 1908’de yapılmıştır, hem de İttihat ve Terakki’nin karşısında yer alan Ahrar Fırkası’nın katılımı ile. Yani aradan 32 yıl geçse de sandık milletin önüne getirilmiştir.
Cumhuriyet döneminde de tek parti için bile olsa o sandık seçmenin önüne getirildi. 1923-1927-1931-1935-1939-1943 yıllarında seçimler yapıldı. 1946 yılında, 2. Dünya Savaşının tozlu ortamında çok partili hayata geçiş denemesinde aşama kaydedildi ve CHP ile Demokrat Parti yarıştı. Seçim öncesinde değiştirilen seçim yasası, açık oy-gizli tasnif gibi nedenlerle, seçmen iradesinin ne kadarının sandığa yansıdığı da oy oranları da bilinmemektedir. Çok partili hayatın ikinci seçimi 1950 yılında, gizli oy-açık tasnif şeklinde yapıldı. Bu, TBMM’nin 9. Dönem seçimiydi ve yüzde 55 oy alan DP, 416 milletvekiline, yani TBMM üye sayısının yüzde 85’ine sahip oldu. Demokratik seçimle iktidar değişti. Demokrasi denemesinde zirvedir burası."
AKP'nin gerileme dönemi: Erdoğan'ın oyu hiçbir zaman yüzde 52'nin üzerine çıkamadı
Bozkurt, 7 Haziran 2015 seçimlerinin AKP’nin gerileme döneminin ilk denemesi olduğunun altını çizerek, "Erdoğan bunu 1 Kasım 2015 seçimleri ile değiştirdi. Ama bu değişimden elde ettiği gücü muhafaza edemedi. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde tavır koyarak evinde kalan AKP seçmeni 16 Nisan 2017 referandumunda da benzer tavrı ortaya koydu" dedi.
16 Nisan 2017 referandumuna giderken AKP’nin yüzde 50, MHP’nin ise yüzde 10 oyu olduğunu anımsatan Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Referandum tartışmalı bir biçimde ancak yüzde 50 ile kabul edildi. Buradaki yüzde 10 firenin mutlak çoğunluğu AKP seçmenidir ve cumhurbaşkanlığı sistemini onaylamamaktadır. Daha sonraki seçimlerde Erdoğan’ın oyu hiçbir zaman yüzde 52’nin üzerine çıkamamıştır. Bu, demokrasinin kat ettiği mesafe açısından önemlidir. Partisinin oyu istikrarla düşmeye başlamıştır. Son olarak 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın oyu 49,5’e düşmüştür, ilk turda kazanamamıştır. Artık istikrarlı bir biçimde gerilemeye başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle öykülenilen Orta Asya ülkeleri gibi sürekli oyu artan ya da aynı kalan bir lider olmamıştır, olamamıştır. 160 yıllık demokrasi deneyimi buna izin vermemiştir."
Gazeteci Bozkurt'un kisadalga.net'teki yazısını okumak için tıklayınız.