Güncel

Futboldaki 'saadet zinciri' olayında yeni gelişme: Denizbank açıklama yaptı

Fatih Terim ve bazı futbolcularının isminin karıştığı yolsuzluk davasında adı geçen banka Denizbank sessizliğini bozdu. Banka, eski Büyükdere Şube Müdürü Seçil Erzan'ın dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklandığı davaya ilişkin açıklamada bulundu. Denizbank, Erzan'ın işlemlerinde banka resmi evraklarını da kullanılmadığını savunurken, sistemin bir "Saadet zinciri" olduğu, olaya ismi karışanları da bilinçli olarak bu sisteme girdiğini iddia etti.

Abone Ol

Haber Merkezi - Futboldaki 'saadet zinciri' olayı, spor camiasında yankılanmaya devam ediyor. Fatih Terim ve bazı futbolcularının isminin karıştığı yolsuzluk davasında adı geçen banka Denizbank, eski çalışanları Seçil Erzan'ın adının karıştığı yolsuzluk dosyasına yönelik ayrıntılı açıklamada bulundu. Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin dolandırıldığı gerekçesiyle açılan dava hakkında bilgi verilen açıklamada, olaydan 7 Nisan 2023 tarihinde haberdar olduğu belirtildi.

Bankanın verdiği bilgiye göre, dolandırıldığını iddia eden isimlerle hemen toplantı yapıldı. Açıklama konu, maddeler halinde anlatıldı:

"- 8 Nisan Cumartesi sabahı spor dünyasından olan isimler Bankamızı ziyaret etmiş, kendileriyle Bankamız Hukuk, Operasyon, Teftiş Kurulu, İnsan Kaynakları birimlerinin yöneticileri, ilgili Bölge Müdürü ve Genel Müdürümüzün de katıldığı toplantı gerçekleştirilmiştir.

- Toplantıda, spor dünyasından olan kişiler kendi eski hocalarının adıyla anılan bir fon olduğunu belirtip Seçil Erzan tarafından kandırıldıklarını ve önemli tutardaki paraları kendisine verdiklerini söylemişler, bir kağıda el yazısı ile yazılı alacaklı listesinin görüntüsünü vermişlerdir. Bankamız mağdur olduğunu beyan eden kişilerin isimlerini toplu olarak ilk kez böyle öğrenmiştir."

Denizbank'ın açıklamasında, Seçil Erzan ile temasa geçilmek istendiği ancak kendisine ulaşılamadığı bilgisi de yer aldı. Bu girişimlerden sonra banka yetkilileri Erzan ile temas kurdu. Ardından Erzan'ın evine gidilerek bazı notlar alındı ancak bu notlardan parasal trafiğe ilişkin bilgi edinilemedi. Banka, Erzan'ın zorla alıkonulduğu ve tehdit edildiğine ilişkin iddiaları yalanlarken, şu bilgiler yer aldı:

"- Seçil Erzan’ın Bankamıza giriş ve çıkışı arasındaki tüm hareketler, lobi ve toplantı odasındaki giriş çıkışlar kamera kayıtlarıyla tespit edilmiş olup rapor eşliğinde Cumhuriyet Savcılığına sunulmuştur. Hal böyle iken, kanunen yerine getirmek zorunda olduğumuz prosedürlerin uygulanmasının Bankamızın “personelini alıkoymak” şeklinde anlatılması kabul edilemez bir iddiadır.

- Daha açık bir ifadeyle belirtmek isteriz ki; Seçil Erzan’ın “ortada zimmet suçu yoktur, konunun bankayla ilgisi yoktur yönünde ifade vermesi ve bu kapsamda delillerin bertaraf edilmesi maksadıyla baskı altına alınması hatta hürriyetinden yoksun bırakılması” yönündeki tüm iddialar tamamen mesnetsizdir. Kaldı ki iddia sahiplerinin belge dedikleri kağıtlar, şikayetçiler ve vekilleri tarafından mahkeme dosyalarına sunulmuştur.

- DenizBank’ta saadet zincirine dair herhangi bir kayıt bulunmadığından doğal olarak herhangi bir delilin karartılması da söz konusu olamaz. DenizBank, Cumhuriyet Savcılığı ve BDDK tarafından kendisinden istenen diğer tüm bilgi ve belgeleri derhal ilgili makamlara sunmuştur. Bu çerçevede hassas bölgeler olarak kabul edilen banka şubelerinde alınan kamera kayıtları genel teamül olarak iki-üç ay saklanmakta iken, bazı müşteki avukatlarının delil karartmakla itham ettiği Bankamız, Levent Büyükdere Caddesi Şubemizin 27 kamera tarafından tespit edilen yaklaşık 10 aylık şube kayıtlarını da, daha soruşturmanın en başında adli mercilere teslim etmiştir."

Bankanın açıklamasında, banka müdürlerinin nakit para alma yetkisi bulunmadığı da savunuldu ve bu durumun inceleme konusu yapıldığı aktarıldı. Açıklamada:

"-BDDK tarafından görevlendirilmiş Murakıplarca içlerinde DenizBank’ın da olduğu 23 bankanın kayıtları incelenmiştir. Söz konusu inceleme sonucunda hazırlanmış olan 16.06.2023 tarihli 88387 sayılı raporun 41. sayfasında “Seçil Erzan tarafından teslim alındığı iddia edilen paraların Banka kayıtlarına ve/veya Banka mamelekine herhangi bir şekilde girmediği, işlemlerde aldatma unsurunun var olabileceği (olmayan bir fonu varmış gibi gösterme) Seçil Erzan’ın hizmet sözleşmesinde müşterilerden fiziki ve nakdi para kabul etme gibi bir görevinin bulunmadığı hususları tespit edilmiştir."

- DenizBank’ta gişe personeli dışında hiç kimsenin nakit para kabul etme yetkisi bulunmamaktadır. Türkiye’deki bütün bankalardaki bankacılık işlemleri, ilgili bankaların sistemlerinde gerçekleştirilmekte ve şubelerden yapılan her türlü nakit para kabul etme işlemleri de yine sadece bu işle görevlendirilmiş personel vasıtasıyla gişelerden yapılabilmektedir. Şikayetçilerin hemen hepsinin DenizBank ve diğer bankaların müşterileri olduğu da gözetildiğinde, kuralın bu kişilerce bilinmediğini söyleyebilmek hayatın olağan akışına aykırıdır." ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, bankanın yolsuzluk iddiasıyla ilgisi olup olmadığı konusunun BDDK tarafından da incelendiği de belirtiliyor. Açıklamaya göre BBDK, bu konuda bilgi ve belge bulamadı. Knu hakkındaki açıklama şu şekilde devam etti: 

"- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı makamı tarafından yürütülen 2023/82925 Sayılı soruşturma kapsamına dahil olduğu görülen 19.04.2023 tarihli suç duyurusunda Banka Yöneticileri Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve Seçil Erzan şüpheli olarak gösterilmektedir. Seçil Erzan’a atfedilen fiiller konusunda Rapor’da ayrıntılı bilgiler mevcuttur. Şüpheli ifadelerinin bir kısmında Seçil Erzan’ın Banka Yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından yönetilen bir fonda yüksek getiri beklentisiyle nemalandırma taahhüdüyle para topladığı iddia olunsa da adı geçen Banka Yöneticileri tarafından yönetilen ve müştekilerden edinilen paranın kayden veya nakden aktarıldığı böyle bir fonun mevcudiyetine ilişkin emareye (sirküler, sözleşme, ilan, dekont açıklaması, para hareketi ve sair belge) rastlanmamıştır.” denilmek suretiyle bazı şikayetçi avukatlarının iddia ettiği gibi DenizBank Yönetim Kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin konu ile ilgi ve bilgilerinin olmadığı açıkça belirtilmiş, BDDK Raporu çerçevesinde zimmet suçu yönünden yazılı başvuruda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmiştir."

Bankanın verdiği bilgiyi göre yolsuzluk olayı kapsamında 29 kişi bankaya başvurdu. Banka açıklamasında Erzan'ın dolandırıldığını iddia eden kişiler verdiği evrakların da resmi olmadığı şu ifadelerle anlatıldı:

" Seçil Erzan tarafından üretilen bütün kağıtlar, “banka sistemi dışında” kendisi tarafından üretildiğinden sistemde bu kağıtlara ilişkin herhangi bir log kaydı (bilgisayar iz kaydı) bulunmamaktadır. Bu kağıtlar; ajanda sayfası, not kağıdı, çizgili defter kağıdı ve A4 kağıt gibi ve çoğunlukla elle yazılmış ve gayriciddi bir şekilde oluşturulmuştur. Bunların belge olduğunu iddia etmek de mümkün değildir. Bankacılık sistemine girmeyen para ve belgelerin takibi yapılamaz. İlave bilgi olarak; müşterilerimizin gişelerimizden yaptıkları tüm işlemler hem sistemde kayıtlı, hem de dekontları da izlenebilir durumdadır."

Denizbank, Seçil Erzan'a para verip dolandırıldıklarını iddia edenlerin, aslında "saadet zincirini" bildiklerini de iddia ederek savundu. Açıklama, şu ifadeler yer aldı:

"- İddia sahipleri şahsi birikimlerini bankacılık sistemi dışında ve çoğunlukla şube lokali haricindeki yerlerde elden Seçil Erzan’a veya kuryelerine teslim etmiş, hatta bazıları varlıklarını DenizBank’tan çekerek vermeyi tercih etmişlerdir.

- Bu durum, bildirimde bulunan şahısların paralarının Bankamız dışında saadet zinciri veya piramit sistemi benzeri bir oluşumda değerlendirildiğini bildiklerini göstermektedir. Seçil Erzan’ın, çeşitli şahıslardan sağlayarak oluşturduğu ve saadet zinciri şeklinde bir sistem kurduğu ve kişilere fahiş getiri vadettiği değerlendirilmektedir. Şahısların beyanlarında belirttiği getiri beklentileri de olağan bankacılık yatırım ürünlerinin getirileri ile mukayese edildiğinde finansal hayatın gerçeklerine uymayan ölçekte yüksektir.

- Belirtilen hususlar ışığında, iddia sahiplerinin Seçil Erzan’a verdiklerini söyledikleri tutarların bankacılık sisteminde değerlendirilmediğini bildikleri, birçoğunun birbirleriyle bağlantılı oldukları, büyük ölçüde birbirlerini ikna yoluyla saadet zincirine dahil oldukları, dolayısıyla ortak hareket etme iradesini gösterdikleri değerlendirilmektedir."