ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK- Trabzonspor Kadın Futbol Takımı altyapısında forma giyen lise öğrencisi Selin Yılmaz, geçirdiği trafik kazasının ardından fark edilen beyin damar yumağından Etlik Şehir Hastanesi'nde yapılan mikrocerrahi operasyonla kurtuldu.
Trabzon'da yaşayan ve ilkokul 4. sınıftan beri futbol oynayan 17 yaşındaki Yılmaz'a, geçen yıl haziran ayında yolun karşısına geçerken araba çarptı.
Hastaneye kaldırılan genç futbolcunun tetkiklerinde çok fazla sayıda ve anormal yapıdaki damarın yumak şeklinde bir araya toplanması sonucu oluşan, kısaca "AVM" olarak adlandırılan beyin damar yumağı bulunduğu saptandı.
Doğuştan gelen ve ölümcül sonuçlara yol açabilecek rahatsızlığı sebebiyle Trabzon'dan Ankara Etlik Şehir Hastanesi'ne sevk edilen Yılmaz, burada yapılan mikrocerrahi operasyonla sağlığına kavuştu.
Tekrar yeşil sahaların tozunu attırmaya hazırlanan Yılmaz, tedavi sürecinde ara verdiği futbola dönmek için gün sayıyor.
- "Tam bir sporcu bünyesine sahip"
Genç futbolcuya yapılan operasyona ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Erhan Türkoğlu, Selin'le yaklaşık 6 ay önce yollarının kesiştiğini anlattı.
Selin'in trafik kazası geçirmese belki de bu hastalığın beyin kanaması meydana gelene kadar tespit edilemeyeceğine dikkati çeken Türkoğlu, şu bilgileri paylaştı:
"Kaza sonrası yapılan tetkiklerde beyninin kritik bölgesinde damar yumağı saptandı. Bunun üzerine hastanemize yönlendirilen Selin'in beyin damar yumağını mikrocerrahi yöntemlerle çıkartarak tekrar sağlığına kavuşturduk. Selin, çok güçlü, tam bir sporcu bünyesine sahip. Ameliyattan sonra vücudunun bir tarafında kuvvet kaybı gelişti ama fizik tedavilerle bu süreci de atlattı. Şu anda gayet iyi, hatta okul futbol takımına geri döndü. Kontrolleri belli aralıklarla devam edecek."
- "Epilepsi krizine yol açtığında saptanıyor"
Beyin damar yumağının genellikle anne karnında başlayan, genetik bir hastalık olduğunu anlatan Türkoğlu, şunları kaydetti:
"Beyin damar yumağını genelde maalesef ancak kanadığında veya hastada epilepsi krizine yol açtığında saptayabiliyoruz. Nadir de olsa Selin'de olduğu gibi geçirilmiş bir kaza sonrası ya da bazı rahatsızlıklar nedeniyle yapılan tetkiklerde tesadüfen tespit ediliyor. Bu durumda hastalığın tedavisi kanama olan, kriz geçiren kişilere göre daha kolay oluyor."
Türkoğlu, genellikle sinsi ilerleyen hastalığın bazen yoğun baş ağrısı, kusma gibi belirtilere de sebep olabildiğini söyledi.
Beyin damar yumağının 20-50 yaş aralığında sık görüldüğünü ancak kız çocuklarında 20 yaştan önce de ortaya çıkabildiğini belirten Türkoğlu, "Hastalık sebebiyle beyin kanaması yaşayanların büyük bölümü 50 yaştan genç. Bu nedenle bir şekilde erken teşhis ve erken tedavi çok önemli." ifadesini kullandı.
- "Tam tedavi genellikle mikrocerrahi ile sağlanıyor"
Prof. Dr. Türkoğlu, beyin damar yumaklarının güncel üç tedavisinin bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Beyin damar yumağının esasında tam tedavisini sağlayan yöntem, mikrocerrahi yani ameliyatla çıkarılmasıdır. İkincisi kapalı yöntemle, kasık damarından girerek beyindeki damar yumağının besleyicisini bulup, embolizan ajanlarla AVM kapatılır. Üçüncüsü de 'Gamma Knife' teknolojisiyle herhangi bir girişim yapmadan kafatasına dışardan yoğun ışın vererek AVM'nin tedavisinin yapılmasıdır. Bu yöntemlerden hangisinin hastaya uygulanacağına multidisipliner bir ekibin karar vermesi gerekiyor. Her tedavi her hasta için uygun değildir."
- "Futbol şehrinde doğdum, büyüdüm ve bu spora sevdalandım"
Sağlığına kavuşup yeniden futbola dönmenin mutluluğunu yaşayan Selin de arife günü oruç tuttuğu esnada, dalgın bir şekilde karşıdan karşıya geçerken kendisine araba çarptığını anlattı.
Hastalığının ciddi kanama yaşanmadan saptanıp tedavi edilmesinin büyük bir şans olduğunu vurgulayan Selin, duygularını şu sözlerle aktardı:
"Kendimi şu an çok iyi ve dinç hissediyorum, düzenli kontrollere geliyorum. Lise son sınıf öğrencisiyim, bir yandan da üniversite sınavına hazırlanıyorum. Hayalim başarılı bir futbolcu olabilmek. Ben futbol şehrinde doğdum, büyüdüm ve bu spora sevdalandım. 4'üncü sınıftan beri futbol oynuyorum, güzel başarılar da elde ettim. Trabzonspor'a aşığım. Kazadan önce de kulübün altyapısında oynuyordum, tedavim sebebiyle ara verdim ama şu anda süreç toparlanıyor.
Ailemde herkes sporcu, babam kaleci, kardeşlerim oyuncu ve kaleci, annem hentbolcu. Onların spor sevgisi bana da geçti. Buradaki hocalarıma, ekibine çok teşekkür ederim, onlar sayesinde sağlığıma kavuştum ve yeniden futbola geri dönebildim."