Genel

Fotoğraf tutkusuyla Başkentin eski camilerine ışık tutuyor

- Ankara'da bir okulda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Salih Yancı, Kovid-19 döneminde başladığı eski camilerin fotoğraflarını çekme hobisini 3 yıldır sürdürüyor - Çektiği kareleri sosyal medyada paylaşan Yancı: - "Tarihi eser değil diye buralara önem vermemek olmaz. Paylaştığım camilerin durumuyla ilgilenen, 'Restore edilebilir mi' diye görmek için o camilere giden yetkililer var"

Abone Ol

ANKARA (AA) - OĞUZHAN SARI - Türkçe öğretmeni Salih Yancı, fotoğraflarını çektiği Ankara'nın eski camilerini sosyal medyadan paylaşarak tanınmalarını sağlıyor.

Eski camilere merakı olan Türkçe öğretmeni Yancı, AA muhabirine, tatil için gittiği yerlerde tarihi camileri gezdiğini, Ankara'daki tarihi camilerin de 2021'de, Kovid-19 pandemisi döneminde ilgisini çekmeye başladığını anlattı.

Önce Ankara'nın merkezinde bulunan tarihi camilerin tümünü gezdiğini anlatan Yancı, daha sonra köylerdeki eski camilerin de dikkatini çekmeye başladığını ifade etti.

Ankara'nın köylerinde çok daha güzel camilerin olduğunu dile getiren Yancı, yaklaşık 3 yıldır camileri gezip fotoğrafladığını ve bunları sosyal medyadan paylaştığını kaydetti.

Bugüne kadar 150'ye yakın tarihi, eski süslemeli cami gezdiğini söyleyen Yancı, Ankara'nın çeşitli yerlerinde süslemeli eski camilerin yoğunlukta olduğunu gözlemlediğini ifade etti.

Yancı, Kalecik ilçesindeki köylerde bulunan süslemeli camilere değinerek, "Kuzeye doğru çıktıkça Çankırı köy camileri de bu şekilde. Sanırım ahşap işçiliği bakımından, kuzeydeki ağaç kaynağından faydalanarak bu civarlarda böyle güzel camiler yapmışlar." diye konuştu.

- "Bu sanat, gelenekli bir sanat"

Camilerdeki süsleme geleneğinin ahşap ve duvar süslemeleri şeklinde olduğunu söyleyen Yancı, bazen her ikisinin de bir camide bulunabildiğini kaydetti.

Camilerde özellikle tavan süslemelerine önem verildiğini gözlemlediğini aktaran Yancı, şunları söyledi:

"Bunun da sebebi konaklarda bu güzel tavanların yapılıyor olması. Sonra konak sahipleri, zengin hayır sahipleri camilerde de aynı şeyleri yaptırıyorlar. Benim gözlemlediğim kadarıyla 1900 ile 1975 arasında bu bölgede bu şekilde camiler yapılmış. Bu tarihten sonra pek rastlamadım. Minberlerde gördüğüm tarihlerin en yenisi 1975."

- "Sosyal medyanın bayağı bir faydasını gördük"

Camilerin fotoğraflarını çekip biriktirdikten sonra paylaşma ihtiyacı duyduğunu ifade eden Yancı, "Eski Ankara Camileri" adında sosyal medya hesabı açarak, paylaşımlara başladığını kaydetti.

Sosyal medya hesabı üzerinden bir kamuoyu oluşturduğunu ifade eden Yancı, sanat tarihçileri, mimarlar ve resmi kurumların da ilgisini çektiğini bildirdi.

Yancı, "Paylaştığım camilerin durumuyla ilgilenen, 'Restore edilebilir mi?' diye görmek için o camilere giden yetkililer var. Sosyal medyanın bayağı bir faydasını gördük." dedi.

Gezip gördüğü köy camileri hakkında köy sakinlerinin de fazla bilgisinin olmadığını aktaran Yancı, "Bu camiler, yeni camiler yapılınca kullanımdan düşen camiler. Aradan 30-40 yıl geçince bu camiler unutuluyor. Köylerdeki yeni nesil bu camileri bilmez. O yüzden köylülerden camilerle ilgili detaylı bilgi alamıyoruz maalesef." ifadelerini kullandı.

- "Tarihi eser değil diye buralara önem vermemek olmaz"

Köylerdeki eski camilerin tarihi eser olarak görülmediğini ancak bu camilerdeki süslemelerin sanat değeri taşıdığına dikkat çeken Yancı, şunları kaydetti:

"Tarihi eser değil diye buralara önem vermemek olmaz. Bu duvarların nakışlarını, tavanın süslemelerini yapan ustalar öldü. Onların şahsı manevilerine ve sanatlarına saygı olarak tarihi eser olmasa bile bunlara sahip çıkmamız lazım. Köylerde, duvar ve tavan süslemesi şehirlere göre daha fazla önemsenmiş. Maalesef eski camilerde bunlar var, yeni camilerde yapılamıyor. Eski camiler de kullanımdan düştüğü için restore edilmediği sürece böyle yıkılmaya mahkum."