CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ordu'da partisinin il başkanlığını ziyaret etti, ardından Altınordu Belediyesi'ne geçti. Özel'i belediye önünde halk oyunları ekibi karşıladı. Altınordu Belediye Başkanı Ulaş Tepe, Özel'i makamında ağırladı. Özel'e CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun ve Mustafa Adıgüzel, CHP Samsun Milletvekili Murat Çan'dan oluşan heyet eşlik etti.  

Ulaş Tepe, ziyarette çalışmalarına ilişkin bilgi vererek, şunları söyledi:

"Yerel seçimlerde sizin liderliğinizde çok ciddi bir başarı elde ettik. Ordu'muzda da geçtiğimiz dönemde bir tane belediyemiz varken bugün dört tane belediyemiz var ve Ordu'nun yüzde 35'ine yakınını CHPli belediyeler yönetiyor. Sizin de bize her zaman söylediğiniz gibi kent lokantaları noktasında şu anda çalışma içerisindeyiz. 'Emeklihane' projemizi de sizin bize verdiğiniz talimatlar doğrultusunda yapmaya özen gösteriyoruz. Hem de eylül ayından itibaren ilkokulların açılmasıyla beraber Altınordu'muzda toplamda ilk etapta pilot bölge olarak beş bin çocuğumuza süt dağıtacağız ve protein eksikliğini de bu vesileyle de gidermeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda  gençlikhane, kültürhane projeleri üzerinde çalışıyoruz. Bunların hepsinin de Ata'mızın Ordu'ya geldiği gün olan 19 Eylül tarihinde açılışını yapmak istiyoruz. Sizi bir kez daha eylül ayında Ordu'ya bu vesileyle davet etmek istiyoruz. Bir kez daha hoş geldiniz. Sizi burada ağırlamanın onurunu, gururunu yaşıyoruz." 

"Giresun, Sinop, Bartın'ı yeniden kazandık"

Özel de 130 TL olarak açıklanan fındık alım fiyatına tepki gösteren Özel ise şöyle konuştu:

"Karadeniz'de geçen seneye göre yüzümüz çok daha fazla gülüyor çünkü Artvin'i korumanın yanında Giresun, Sinop, Bartın'ı yeniden kazanmış durumdayız. Büyükşehirlerimizde Samsun, Ordu ve Trabzon'da merkez ilçeleri kazanmak suretiyle gelecek dönem için artık bu büyükşehirleri de kazanacağımız çok belli. Bu konuda merkez ilçedeki belediye başkanlarımız ve diğer belediye başkanlarımızın gayretleri çalışmalarıyla büyükşehirleri de alabilecek durumdayız. Rize ve Sakarya'yı da istisna tutmadan bütün Karadeniz'i kırmızıya, ay yıldızlı al bayrağı renklerine boyamak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini Türkiye'de birinci parti yaptığımız gibi Karadeniz'de de bütün illerin belediyelerini kazanan bir parti haline getirmek hepimizin görevi. Ege'de biz 9 ilin 9'unu da aldık. Ege'de dışarıda hiç il kalmadı. Ümidim bundan sonraki yerel seçimlerde Artvin'den Sakarya'ya bütün Karadeniz'i almaktır. Bu arada Kastamonu'yu saymadım. Kastamonu'da biraz içeride olmakla birlikte yine Karadeniz'e kıyısı olan çok kıymetli bir ilimiz. O açıdan bu atılım son derece önemlidir.

TÜRK-İŞ, asgari ücret teklifini açıklayacak TÜRK-İŞ, asgari ücret teklifini açıklayacak

"Eşit hizmet sunacağız"

Şunu ifade etmek gerekir; 4 belediye başkanımızın cebinde birer anahtar var. Ulaş'ın cebindeki anahtar Altınordu Belediyesi'nin kapısının, kasasının ya da Altınordu'nun altın anahtarı değil. Bu anahtarlar CHP iktidarının anahtarı. İyi yönetilirse, dürüst yönetildiğinde, israf yerine hizmet üretildiğinde bu karşılığını alıyor. Çok zorluklarla 2014'te gece yarısı elektrik kesilmeleriyle elimizden kaçan ABB'yi hatırlayın, Mansur Yavaş'ı. 2019'da belediyeyi aldık, 2024 yılında yüzde 60 oy aldık. Bu, CHP'nin yapmış olduğu hizmetlerin halk tarafından nasıl takdir edildiğini gösteriyor. Geçen dönem AKP'den aldığımız İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya'da hiç birini kaybetmeden yeniden kazandık. Üstüne çok yenilerini ekledik. 412 belediyemiz, nüfusun yüzde 65'ine, ekonominin yüzde 80'ine hizmet eden noktadadır. Şimdi artık görevimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının ilk yerel seçimlerinde tekrar iktidar yapmaktır. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz. Belediye başkanlarımız en önemli güvencemiz. Kendileriyle uyumlu bir şekilde çalışan, Meclis'te görevini yapan, bölgenin birbirinden kıymetli çalışkan milletvekilleri var. Özellikle fındık sorununda, çay sorununda, çay fiyatında, fındık fiyatındaki beklentileri uzun süre dile getirdiler. Ve partimizin burada güçlü olması için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Örgütümüz, belediyemiz, milletvekillerimiz inşallah önümüzdeki dönemde çok büyük bir başarıyı elde edeceğimize ben yürekten inanıyorum. Buna halk da inanmış durumda. Malum 47 yıl sonra ilk kez birinci parti olduk. 22 yıl sonra ilk kez AK Parti seçim kaybetti. İkinci parti durumuna düştü ve 22 yıl sonra ilk kez Recep Tayyip Erdoğan artık ülkenin en çok oy alan, en çok beğenilen siyasetçisi olma hüviyetini kaybetti. Bunu sürdüreceğiz. Asla kimseyi itmeyeceğiz. Asla bize oy verdi vermedi ayrımına gelmeden herkese en iyi hizmeti en eşit hizmeti sunacağız."

"Düşük fındık fiyatı Karadeniz'e ihanettir"

Konuşmasında fındık alım fiyatlarına da değinen Özel, şöyle devam etti:

"Tabii bugünün tansiyonu, gündemi fındık. Biz buraya iki amaçla geldik. Biz fındık fiyatını bir an önce açıklayın demeye geldik. İki bu fındığın maliyetini ziraat odaları 165 lira olarak belirledi. Rize'de çay 19 lira maliyet, 17 lira fiyat verildi. Buğday maliyeti 11,5 lira, 9,25 fiyat verildi. 'Sakın fındıkta da 165 liranın altına düşmeyin bunun hakkı 180 liradır' demeye geldik. Bugün bir amacımıza ulaştık görülüyor, apar topar fındık fiyatını açıkladılar. Ama fındık fiyatını 133-134-135 lira olarak açıkladılar. Bu tamamen bir ihanettir. Bu fındık üreticisine fındıkla yaşayan bu kentlere ihanettir. Sakarya'dan Artvin'e kadar Trabzon'a, Ordu'ya, Giresun'a, Bartın'a, Kastamonu'ya Samsun'a tamamen ihanettir ve bu fiyatlarla bu insanlar borçlarını ödeyemezler. Biraz önce tesadüf, ildeki toplantıda şunu söylemiştim; enflasyonla mücadele için şöyle sığ bir bakış açısı var; para çok olursa harcanır, harcanırsa enflasyon olur. Temelde makro ekonomi açısından doğru bir tespit. Ama bunu yaparken sen bu parayı fındık üreticisine maliyetin altında vereyim, işte ilacın borcunu ödesin, kredi borcunu ödesin, mazotun borcunu ödesin, diğer borçlarını ödesin, işçilik parasını ödesin, kendine para kalmasın ki enflasyon düşsün... Bu, insanları açlığa, sefalete, yoksulluğa mahkum ederek enflasyon düşürülmez. Bu, Ordu'daki, Giresun'daki fındık üreticisini, haciz tehlikesiyle karşı karşıya bırakarak olmaz. Nasıl olacak, siz bu fındık üreticisine 130 lira para verip, onları maliyetin altında çalıştırırsanız? Bugün kim maliyetin altında iş yapıyor? Hangi fabrikatöre maliyetin altında, hangi müteahhite maliyetin altında iş yaptırabiliyorsun da beş milyon kişiyi etkileyen 500 bin fındık bahçesindeki emekçiye sen bu maliyetinin altında fiyat veriyorsun? Bu yapılan iş düpedüz Karadeniz'e ihanettir. Karadeniz'i açlığa, sefalete mahkum etmektir.

"Fındık üreticilerini tepki vermeye davet ediyorum"

Biz bugün mitingimizi testi kırılmadan uyaralım demeye gelmiştik. Sabahın erken saatlerinde testiyi kırdılar. Tabii mitingimiz uyarı ve talep mitinginden tepki ve protesto mitingine dönüşecek ister istemez. Çünkü tabii ki bu fiyatın hızla revize edilmesini talep edeceğiz. Ama bu fiyatlarla sadece fındık üreticilerini değil fındığın bir milli ürün olarak, bir ihraç ürünü olarak üretildiği kentlere o kentlerin ekonomisine inanılmaz katkıları olan bir ürün olarak bu kentlerin tamamı etkilenmiştir. Şimdi Trabzon'daki çarşıdaki esnaf da Bartın'daki çarşıdaki esnaf da Ordu'nun, Giresun'un bütün esnafları, bütün halkı bundan çok olumsuz etkilenecek. Bu para üreticilere yut diye verilmiyor, tut diye veriliyor. O parayı alıyor, o kentin tamamıyla paylaşıyor."

Fındık üreticileri için "miting" mesajı

Maalesef bu fiyat bir kentin beline kazmayı vurmaktır, belini bükmektir. Giresun'a Ordu'ya yapılan işin; Trabzon'a, Bartın'a yapılan işin; Artvin'e, Sakarya'ya yapılan işin başka bir izahı yoktur. Ben bütün fındık üreticilerini bu fiyatı kabul etmemeye buna tepki vermeye ve bu tepkilerini en üst düzeyde dile getirmeye davet ediyorum. Yapacağımız mitingde bunun ilk adımını atacağız. Fındık üreticisi hakkını aradıkça, aramaya karar verdikçe onların yanlarında olacağız. Onlarla birlikte olacağız. Onların sesini duyuracağız ama boynunu büküp oturdukça bunların sopası fındık üreticisinin sırtından eksik olmayacak. Bunu görün. Artık dayak yeme vakti geçti. Artık bu haksızlığı yapanlara gücünü gösterme vakti gelmiştir fındıkçının. Bütün çağrım bu yöndedir. Sesinizi yükseltin. Bu fiyat burada kalırsa bu Karadeniz'in iflası demektir. İflasa isyan edip hakkımızı hep birlikte alacağız."

Editör: Ziya Burak Erol