İSTANBUL (AA) - Filistin'e Özgürlük Platformunca, Filistin'e yönelik saldırılarını sürdüren İsrail'i yargılamak üzere simgesel "Vicdan Mahkemesi" kuruldu.
Taksim'deki bir otelde gerçekleştirilen program, İsrail hakkında hazırlanan iddianamenin "Vicdan Heyeti"ne okunmasıyla başladı.
Vicdan Heyeti'nde; Fatma Akdokur, Erdal Doğan, Filiz Kerestecioğlu, Mehmet Ali Devecioğlu, Melek Ulugay Taylan ve Selim Deringil yer aldı.
Heyet adına konuşan ilahiyatçı-yazar Fatma Akdokur, Filistin için kısa ve uzun vadeli çalışmalar yapmak gerektiğini belirterek, bu sürecin 7 Ekim'de başlamadığını, yüzyıllık bir maziye sahip olduğunu söyledi.
Her geçen gün Filistin halkını ortadan kaldırmaya yönelik eylemler yaşandığına dikkati çeken Akdokur, şunları kaydetti:
"Filistin halkının o coğrafyadaki izinin silinmeye çalışıldığı gerçeğiyle karşı karşıyaydık. Ortaya çıkan şiddeti, vahşeti, yaşamı, varlığı ve doğayı tehdit eden böyle bir sistematik uygulamayı sükunetle karşılamak mümkün değildi. Bu vicdanın sesi olmak için eylemler yaptık. Arkadaşlarımız broşürler ve afişlerle kamuoyunun bu konudaki hassasiyetini canlı tutmaya çalıştı. Filistin halkının özgürlüğü için bir şeyler yapmak gerektiğini düşünerek, Vicdan Mahkemesi ile bunun ilk adımını atmaya karar verdik."
Konuşmaların ardından heyet, İsrail'in saldırılarına ilişkin 15 masa tarafından hazırlanan suç dosyalarını dinledi.
Ardından "Vicdan Heyeti"nde yer alan yönetmen Melek Ulugay Taylan, kararı okudu.
"Vicdan Mahkemesi"nde iddiaların, uluslararası tanıklıkların, belgelerin ve kanıtların arka arkaya sunulduğunu ifade eden Taylan, "Şuna eminiz ki vicdanlarımızda İsrail Devleti, Netanyahu Hükümeti suçludur. İddianamede yer aldığı gibi, 7 Ekim-14 Mart verilerine göre 14 bin 861’i çocuk, 40 bin 42 kişi öldürülmüştür. 10 binden fazla insanın hala kayıp olduğu, enkaz altında kalarak öldüğü tahmin ediliyor. 60 bini aşkın Filistinli de ağır bedensel ve ruhsal hasara uğrayarak yaralanmıştır." diye konuştu.
Taylan, İsrail'in Gazze'yi harabeye çevirdiğini vurgulayarak, "İsrail, 355 binden fazla Filistinlinin evinin yanı sıra tarım arazilerini, fırınları, okulları, üniversiteleri, iş yerlerini, ibadethaneleri, mezarlıkları, kültürel ve arkeolojik alanları, belediye ve mahkeme binalarını, su ve sıhhi tesisler ile elektrik şebekeleri de dahil olmak üzere hayati önem taşıyan altyapıyı tahrip etmiş ya da yıkmış, Filistin sağlık sistemine yönelik amansız bir saldırı sürdürmüştür." ifadelerini kullandı.
Bugün tanık oldukları tüm belgeler ve konuşmaların, İsrail Devleti'nin soykırım ve savaş suçu işlediğini ortaya koyduğunu dile getiren Taylan, "Bu veriler bizim açımızdan 12 Ocak 1951’de yürürlüğe giren Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin 2. maddesine göre çok açık bir soykırım girişimidir." dedi.