ANKARA (AA) - ÖMER OLCAY - Tiyatro sanatçısı Mehmet Tahir İkiler, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde yaralanıp şehit olanların yardım çığlıklarını unutamadığını dile getirdi.
İkiler, darbe girişiminin 8. yılına yaklaşılırken, AA muhabirine o gece yaşadıklarını anlattı.
15 Temmuz gecesi Başbakan Binali Yıldırım'ın darbe girişimine ilişkin açıklamalarını televizyonda izledikten sonra sokağa çıkanlar arasında bulunduğunu ifade eden İkiler, o anlarda zihninde, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında yaşadıklarının canlandığını belirtti.
Darbe girişiminin ilk saatlerinde Ankara'da sokakların sessiz olması nedeniyle sosyal medyadan vatandaşları sokağa çıkmaya çağırdığını, otomobiliyle ilerlerken Anadolu Meydanı'ndan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi istikametine giden tanklarla karşılaştığını aktaran İkiler, aracının önünün tanklarca kesildiğini, eşiyle darbecileri kışlaya dönmeleri için ikna etmek istediklerini ancak zor kullanılarak geri bindirildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Jandarma Genel Komutanlığı önündeki kavşağın bulunduğu noktaya geldiklerinde eşi ve diğer vatanseverlerle askeri araçların Külliye'ye girmesine engel olmak için yürümeye başladığını dile getiren İkiler, tankların mevzilenmesinin ardından yaşlı birinin "Kelimeişehadet getirin" çağrısına anlam veremediğini, ardından namlusunu Cumhurbaşkanlığı'na doğru çeviren tanklara elleriyle "dur" işareti yapan vatanseverlerin üzerine darbecilerin ateş açışına tanık olduğunu kaydetti.
- Hayatının en acı 1,5 dakikası
15 Temmuz gecesini anlatırken duygu dolu anlar yaşayan Mehmet Tahir İkiler, darbeci bir albayın telsizle "Müdahale edin" talimatının ardından helikopterlerin vatandaşların üzerine yaylım ateşi açmasıyla etrafın kızıla dönmesinin, hayatının en acı 1,5 dakikası olduğunu söyledi.
İkiler, bir vatanseverin vurulduğunu söylemesinin ardından yere yığılarak şehit olduğunu, alanda yerde yatan 9-10 kişinin "Yardım edin!" diye bağırdığını aktardı.
Bu sırada zırhlı araçların içinden çıkan darbeci askerlerin silahlarla havaya ateş ederek alanın boşaltılması için tehditlerde bulunduğunu belirten İkiler, o anda yerde bir kişinin cansız bedeniyle karşılaştığını ifade etti. Bu kişinin isminin Cuma Dağ olduğunu öğrendiğini dile getiren İkiler, şöyle devam etti:
"Bir genç kız elinde telefonla yaşananları videoya çekiyor ve çığlık atıp bağırıyordu. Ona 'Ne olur bunu çek' dedim. Kız, Cuma'yı çekerken bir anda elindeki telefonu yere attı ve çektiği kişinin kocası olduğunu sonradan fark etti. İsmini sonradan öğrendiğim Cuma'nın eşi Rukiye kardeşime, kendi kocasını 'Görüntüye çek' dediğimi o sırada acı bir şekilde anladım."
- "Doktorun da yardıma ihtiyacı vardı"
İkiler, helikopterlerin ateş açmasıyla bazı vatandaşların hareket eden tankların altında kaldığını, birkaç kişiyi tankların altından ağır yaralı kurtardıklarını ancak ambulansların alana alınması için darbeci askerleri ikna edemediğini kaydetti.
Yerde yatarken paçasından tutan bir yaralının doktor olduğunu ve yardım istediğini söyleyen İkiler, her tarafı kanlı bu kişiye de yardım ettiğini belirtti.
İkiler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Etrafta sonradan şehit olan kardeşlerimizin seslerini ve yardım çığlıklarını bugün bile unutamıyorum. Ben de bağırıyorum 'Ne olur, Allah aşkına bir ambulans...' Göz göre göre insanlar gidiyor. Sonra ne olduysa, Allah'ın hikmeti, beyaz bir araba geldi. İlk başta ambulans olduğunu düşündüm. Kapıyı bir açtık ki içerisi berbattı. Ben sonradan öğrendim ki halı yıkama aracıymış. Şoför kardeşimiz 'Abi, (yaralıları) hadi getirin götürelim' dedi. Hayatım boyunca böyle bir acıyı hissetmedim. Yaralı insanın üstüne bir başka yaralıyı koyuyorsunuz. Üst üste yerleştirdik. Yaralılar 'Doktor yok mu?' diye bağırınca, o yaralı doktor kardeşim aklıma geldi. Doktoru da araca koydum. Doktorun da yardıma ihtiyacı vardı."
- "Rabbim beni şahitlik makamına seçti"
Halı yıkama aracına bindirilen yaralıları hastaneye göndereceği sırada mevzilenen tankların arkasından bir "yardım" çığlığı daha duyduğunu dile getiren İkiler, "Oraya gittiğimde Mesut diye bir kardeşimiz vardı ama hali bitikti. Kollarından tuttum ama hainler, ellerinde silahlarla bana bakarak 'Uzaklaş' diyordu. Mesut kardeşimizi yaralı olarak yerde 9-10 metre sürükleyerek hainlerin yanından geçerken yüzlerine bakarak, 'İnsansınız, tutup yardım edin. O senin kardeşin. Bizim ne suçumuz var? Biz devletimize sahip çıktık.' dedim. Mesut'u tek başıma sürükleyerek getirdim, araca bindirdim ve gönderdim." ifadelerini kullandı.
Ayrılmak istememesine rağmen darbecilerce alandan uzaklaştırıldığını söyleyen İkiler, şunları kaydetti:
"Sabaha kadar bir mücadele ve neticesinde de bugün karşınızdayım. Hayatım boyunca unutamayacağım. Rabbim bir daha bu acıyı yaşatmasın. Şehit olamadım. Ufak tefek sıyrıklarım vardı ama gazi de olamadım. Ancak şahit oldum. Rabbim beni 'şahitlik makamı'na seçti. Elimden geldiği kadar da şahit olduğum durumu anlatmaya çalışıyorum. Ben bugün sizlere bunları anlattığım zaman mesleğim icabı 'Hikaye anlatıyorsun' diyorlar. Hikaye değildi, ülkemiz hikayenin tam ortasındaydı ve sınırdan döndük. Şehitler, gaziler verdik ama 'Vatan sağ olsun' diyerek gururla, vakur bir tebessümle hayata şükrederek bakıyorum. Rabbim geride bıraktığımız şehitlerimize rahmet eylesin."