Genel

FETÖ'NÜN DARBE GİRİŞİMİNİN 8. YILI - 15 Temmuz gazisi Şefkatlioğlu protez bacağına kavuşarak yeniden ayağa kalkmanın hayalini kuruyor

- İstanbul'da 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün darbe girişiminde eşi şehit, kendisi de gazi olan Vahide Şefkatlioğlu, bacağına uygun protez yapılması için Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2 aydır tedavi görüyor - Gazi Şefkatlioğlu: - "O geceye herkes 'kanlı gece' diyor. Biz o kanlı geceyi şanlı geceye çevirdik. Onurumuzla, gururumuzla, elimizdeki iman gücüyle gerçekten vatanımızı kurtardık" - "18 yaşında bir kızım var. Kızım 9 yaşından beri bana hep anne oldu. Artık ben ona anne olmak istiyorum. Onunla bir şeyler yapmak istiyorum"

Abone Ol

ANKARA (AA) - AYŞE ŞENSOY BOZTEPE - İstanbul'da 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün darbe girişiminde eşi şehit olan, kendisi de bir bacağını kaybeden gazi Vahide Şefkatlioğlu, protez bacağına kavuşarak çocukları ve torunlarıyla geçireceği günlerin hayalini kuruyor.

Üç çocuk annesi 47 yaşındaki Vahide Şefkatlioğlu, 15 Temmuz'da evde bulunduğu sırada kız kardeşinin telefonla arayarak "darbe girişimi" olduğunu söylemesi üzerine eşi ve bir oğluyla sokağa çıktı.

Çok sayıda vatandaşla Atatürk Havalimanı'na yürüdükleri sırada üzerlerinden tank geçmesi sonucu eşi şehit, kendisi de gazi olan Şefkatlioğlu, 1 yıl hastanede tedavi gördü.

Bacağına takılan protezi kullanamayan, 8 yılı hep birilerine muhtaç geçiren Şefkatlioğlu, artık kendi işlerini yapabilmek, çocukları ve torunlarıyla güzel anılar biriktirmek için bacağına uygun yeni bir protez yapılması amacıyla Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2 aydır tedavi görüyor.

- "Benim Türk askerimin bana saldıracağı 40 yıl düşünsem aklıma gelmez"

15 Temmuz günü ve sonrasında yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Şefkatlioğlu, kız kardeşi darbe girişimi olduğunu söylediğinde iç savaş çıktığını düşünerek ağladığını ve hemen dışarı çıkmak istediğini belirtti.

"Normalde o kadar cesaretsiz bir insanımdır ki ama o gün Allah'ın gerçekten büyük lütfu, içimde bir gram bile korku yoktu." diyen Şefkatlioğlu, o zaman 9 yaşında olan en küçük kızı ile ablasına "Siz evde kalın" diyerek, oğlu ve eşiyle dışarı çıktığını söyledi.

Kalabalığa doğru yürümeye başladıklarını belirten Şefkatlioğlu, şöyle devam etti:

"Benim Türk askerimin bana saldıracağı 40 yıl düşünsem aklıma gelmez. 'Emniyete saldırı yapılmış' dediler o alana doğru gitmeye başladık. Çıktığımızda çok fazla kalabalık yoktu. 15, 20 dakika geçince maşallah öyle bir akın oldu ki o gençleri görünce ben bir yandan ağlıyorum bir yandan tekbir getiriyorum. 'Allah'a binlerce şükürler olsun, Allah'ın izniyle bu vatan yıkılmaz bu kadar ülkesini seven gençler varken' diyorum. O günkü o vatan sevgisi, bayrak sevgisi başka bir şeydi. Gençlerin elindeki bayraklar, tekbir sesleri, bu kadar vatanını seven gençlerimizin olması çok gurur verici bir şeydi."

- "Al bayraklı üniformamı giyip de beni ezmesi ne kadar büyük acı"

Şefkatlioğlu, oğlunun bulundukları yerden karşı tarafa geçtiğini, eşi ve kendisinin de kalabalıkla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılamak üzere havaalanına yürümeye başladığını anlattı.

Eşinin kendisine eve gitmesini söylediğini ancak "ölmek var, dönmek yok" diyerek bunu kabul etmediğini aktaran Şefkatlioğlu, otobana doğru yürümeye başladıklarını, bariyerlerden atlayarak otobana geçtiklerini ifade etti.

Yaklaşık 15, 20 dakika yürüdükten sonra arkasına baktığında çok büyük bir kalabalık gördüğünü aktaran Şefkatlioğlu, o an yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Oradan tankın geçmesi imkansızdı. Tankın oradan geçmesi için içindekinin insan değil canavar olması lazım. Bir insan karıncayı ezemezken bu kadar merhamet duygusunu yitirmiş insanların olması, al bayraklı üniformamı giyip de beni ezmesi ne kadar büyük acı, bunun zaten izahı bile yok. Karşınızdaki düşman olsa diyeceksin ki ben düşmana karşı savaşıyorum. Ama bu benim tankım, benim silahım ve bunlarla bizi vuruyorlar, eziyorlar. 15 dakika sonra ateş etmeye başladılar. Ben tankı görmedim. Ateş insanların üstüne saçılmaya başladı. Herkes koşmaya başladı. Herkes bir kenara kaçmaya başlayınca eşim de bana 'biz bariyerlerin üstünden atlayalım' dedi. Ben de eşime 'sen üstten atla ben alttan geçeyim' dedim. Eşim ayağını bariyerlerin üstüne attı. Ben alttan elimi koydum. Tank o anda üstümüzden geçti. O kadar hızlı geliyormuş ki sadece 'Allah' dedim. Şuurumu kaybetmedim. Bir çocuk 'ablayı kurtaralım' diye bağırmaya başladı. Kimisi 'Ambulans gelsin' diyordu. Biri de 'Ambulans gelirse kan kaybından ölebilir çünkü bacakları kopmuş' dedi ve beni bir araca bindirdiler. Acı falan da hissetmedim. Gerçekten Allah hiçbir acı hissettirmedi bana."

- "İmanımızla, vatanımızı kanımızın son damlasına kadar koruduk"

Vahide Şefkatlioğlu, 2,5 ay yoğun bakımda tedavi gördüğünü, 1 yıl da hastanede kaldığını belirterek, uyandığında ilk olarak "Vatan kurtuldu mu?" diye sorduğunu dile getirdi.

Sonrasında sol bacağının kesileceğini öğrendiğini anlatan Şefkatlioğlu, eşinin durumunun da ağır olduğunu söylediklerini ifade etti.

Sağ bacağından ise 8 ameliyat olduğunu belirten Şefkatlioğlu, "Bir yıl boyunca sağ bacağımı kurtarmaya çalıştılar. 6 ay elimi kullanamadım, parçalanmıştı. Dikiş tutmadığı için zımbalıydı. Doktorlar 'Senin ölüm kağıdını yazıyorduk ama mucize gibi kurtuldun' dedi. Eşimin vefatını 1,5 ay sonra öğrendim. Herkese 'Eşim nerede, nasıl, ne oldu?' diye soruyorum, yalvarıyorum, görmek istiyorum. Oğlum, 'Anne, babam şehit oldu' dedi. Ne mutlu ki şehit olmuş. Allah'tan gelen baş göz üstüne. Onun gururu çok büyük bir şey." diye konuştu.

O gün dışarı çıktığı için asla pişman olmadığını vurgulayan Şefkatlioğlu, "Vatan için bir kere değil bin kere yine ölürüz. Bir Vahide gider, bin Vahide gelir. Bir Mehmet gider bin Mehmet gelir. Ama bir vatan geri gelmez. O geceye herkes kanlı gece diyor. Biz o kanlı geceyi şanlı geceye çevirdik. Onurumuzla, gururumuzla, elimizdeki iman gücüyle gerçekten vatanımızı kurtardık. Onlar tanklarla, tüfeklerle geldi, biz imanımızla, vatanımızı kanımızın son damlasına kadar koruduk." ifadelerini kullandı.

- "Bundan sonra kimseye bağımlı olmak istemiyorum"

Şefkatlioğlu, çocuklarının babasız büyümesinin çok zor olduğunu, onlara hem anne hem de baba olmaya çalıştığını belirterek, "Ben bu yola da Allah için çıktığımdan mükafatını Rabbim verecek bana. Onun takdirini kazanmak bence her şeyden daha önemli. Elhamdülillah ki Rabbim bize bu şerefi, onuru verdi. Bu gururu 3 evladım da yaşıyor. Böyle bir babaya sahipler. Zaten mükemmel bir insan, çok iyi bir babaydı. Evlatları için her şeyi yapıyordu." dedi.

15 Temmuz sonrası bacağı kesilerek protez takıldığını ifade eden Şefkatlioğlu, ancak 8 yıldır doğru düzgün yürüyemediğini dile getirdi.

Bu yıl Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeni bir protez için tedavi sürecine girdiğini aktaran Şefkatlioğlu, şöyle konuştu:

"Bacağım aşırı derecede ödem toplamıştı. Eski protezi taktığımda dengemi kaybediyordum, düşüyordum. Geldiğimden beri buradaki herkes gerçekten çok güzel ilgileniyor. Artık kendi ihtiyaçlarımı karşılamak istiyorum. Bundan sonra kimseye bağımlı olmak istemiyorum. Yanımda biri olmadan dışarı çıkamıyorum ve artık tek başıma bir şeyler yapmak istiyorum."

Eşi hayattayken küçük bir restoran açmayı düşündüklerini aktaran Şefkatlioğlu, "Allah da nasip ederse eşim ve kendi adıma böyle bir şey yapmayı düşünüyorum. Bir de 18 yaşında bir kızım var. O kızım 9 yaşından beri bana hep anne oldu. Artık ben ona anne olmak istiyorum. Onunla bir şeyler yapmak istiyorum. Çünkü o da çok yıprandı. Hep bana baktı. Küçüklüğünü yaşayamadan büyüdü, her şeyimi o yapıyordu. Ona anne olmak istiyorum. Onu bir yerlere götürmek, onunla vakit geçirmek istiyorum artık. Onun da bir annesi olduğunu hissettirmek istiyorum." dedi.

Şefkatlioğlu, iki torunu olduğunu, onlarla da vakit geçireceği günleri düşündüğünü söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yargılanan bazı askerlerin serbest kalmasının canını acıttığını vurgulayan Şefkatlioğlu, "Onların serbest kalmasını istemiyorum. Ben burada bir bedel ödediysem onların da bedel ödemesini istiyorum. Vatanımızın tekrar böyle bir şey yaşamasını istemiyoruz." ifadelerini kullandı.