Naz Akman / Ankara
2008-2012 küresel ekonomik kriz dönemlerinde Batı ülkelerinde gelişmeye başlayan mikro ev modeli (Tiny House), küçük, daha az masraflı ve çevreye daha az zarar vermek isteyenlerin tercih ettiği aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak da ilgi gören mimari modellerden biri olarak günümüzde de yoğun bir talep görüyor. Yapımı, vergisi, bakımı ve tamiri pahalı olan büyük müstakil evlere karşın uygunluğu ve işlevselliği dolayısıyla dünya genelinde her geçen gün talebi artan tiny house modeli ülkemizde de son yıllarda derinleşen ekonomik kriz ve artan konut fiyatları nedeniyle talep edilmeye başlayan alternatif ev modellerinden biri oldu. Peki mikro evler Türkiye’de neden tercih edilmeye başladı?
Mikro evler Türkiye’de neden tercih edilmeye başladı?
Geçtiğimiz yılın konut fiyatlarına ilişkin bilançoyu paylaşan Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası (ATEM) Başkanı Hakan Akçam’ın aktardığına göre pandemi, dünyanın her yerinde yaşanan ekonomik kriz ve 6 Şubat 2023’te yaşanan deprem Türkiye’de konut fiyatlarının ulaşılamaz seviyelere çıkmasına neden oldu.
Akçam, “Bahsettiğim seviye bizim dahil tahmin edemeyeceğimiz bir seviye idi. Uzun bir süre konut fiyatlarında ve ev kiralarında yükseliş yaşansa da bizler bir noktada bunun duracağını, bir süre aynı seviyede seyredeceğini ve sonrasında da düşüş yaşanacağını belirtmiştik. Hatta 2023’ü bitirirken 2024’e ilişkin öngörülerde bulunmuş, 2024 yılında da konut fiyatlarında düşüş yaşanacağını ifade etmiştik. Nitekim TÜİK’in açıkladığı verilerle Şubat ayında konut satışlarının yükseldiğini gördük. Konut satışının artmasını sağlayan en büyük etken ise konut fiyatlarının yaklaşık yüzde 20 düşmesi idi” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada 150 şehir arasında konut fiyatlarının en çok arttığı üç şehir Türkiye'de
Özellikle Ankara’da depremden sonra artan ilgi nedeniyle ev fiyatları ve kiralar yükselişe geçti. 2024 yılının ocak ayında Ankara’da 6 bin 709 konut satışı gerçekleşirken Şubat ayında bu sayı 8 bin 300 olarak açıklanmıştı. Konut fiyatlarında yaşanan düşüş Ankara’da ev satışının artmasını sağladı. 2022’de konut satışları toplamda 1 milyon 485 bin 622 olarak gerçekleşti. Ankara toplam konut satışının içinde yüzde 8,5 pay ile 126 bin 166 konut satışına imza atmıştı. 2023 yılında ise konut satışı 1 milyon 225 bin 926 olarak gerçekleşirken toplam konut satışının içerisinde Ankara 114 bin 432 konut satışı ile yüzde 9,3 paya sahip oldu.
Son birkaç yıldır Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Ankara’da da konut satışında azalma meydana geldi. Türkiye genelinde konut fiyatlarında 1 yıllık artışın ise yüzde 109 civarında gerçekleştiği, Ankara’da ise konut fiyatlarının yüzde 126 oranında gerçekleştiği belirtiliyor. Uluslararası Emlak Danışmanlığı Knight Frank’ın global anlamda yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre ise dünyada 150 şehir arasında konut fiyatlarının en çok arttığı üç şehir Türkiye'den oldu. Ankara ise bu oranın içinde yüzde 135,3’lik artışla Türkiye birincisi oldu.
2023 yılı ilk çeyrek döneminde toplam 283 bin adet konut satışı yapıldı. 2022 yılının aynı döneminde ise satışlar 320 bin adet olarak gerçekleşmişti. Bu da bir önceki yıla göre satışlarda yüzde 11,5’lik bir düşüşü işaret etmekteydi. 2023 yılının ilk 2 ayında toplamda 177 bin 739 konut satışı gerçekleşirken, 2024 yılının ilk 2 ayında ise 174 bin 210 konut satışı oldu. Yani 2024 yılının ilk 2 ayı ile 2023 yılının ilk 2 ayını karşılaştırıldığında 2024 yılında geçtiğimiz yıla oranla yaklaşık yüzde 2 oranında düşüş yaşandığı gözlemleniyor.
Sürdürülebilir yaşam biçimini benimseyenlerin tercihi
Akçam’ın rakamlarla ortaya koyduğu konut bilançosunda vatandaşın alım gücünün ne kadar düştüğü de gözler önüne seriliyor. Türkiye’de zorlaşan ev sahibi olma sorunsalı vatandaşı farklı alternatif yollarından biri olan bu mikro evlere itmeye başladı. Daha önce pek çok şehirde özellikle kırsalda tarım arazilerinde görmeye alışılan hobi bahçeleri içindeki düzensiz prefabrik yapılara oranla günümüzde sahil şeridinde tek tip modellerle kullanılan bu mikro evler mobil veya sabit olarak kullanım imkanı sağladığı için özellikle doğanın içinde olmak isteyen, minimalist, tüketimden uzak, sürdürülebilir yaşam biçimini benimseyenlerin tercih ettiği bir akıma dönüştü.
Çanakkale, İzmir, Balıkesir, Muğla gibi pek çok şehirde projelendirilen mikro ev köyleri, son yıllarda pandemiyle beraber iş yaşamında yer edinen uzaktan çalışma modeliyle çalışan kişilerin en çok tercih ettiği mimari yapılardan oldu. Güneş paneli sistemi, lityum pil enerji depolama, kompost tuvalet, gri suyun sulama için yeniden kullanılması gibi özellikleri nedeniyle sürdürülebilirliğe katkı sağlayan doğaya saygılı bu yapıların yasal altyapısı ve yaygınlığına ilişkin Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası (ATEM) Başkanı Hakan Akçam’ın değerlendirmesine başvurduk.
Akçam, “Ankara’da yaygın bir model değil”
Mikro evlerin Başkent Ankara’da henüz yaygın olmadığını ifade eden Akçam, “Tiny house Ankara’da yaygın bir model değil, Başkentte genelde hobi bahçeleri tarzında bir yapılaşma revaçta. Ancak vatandaş gayrimenkulde konut tarafına ulaşamamasından kaynaklı hafta sonları kullanmak üzere böyle yerlere kaçış yapılabiliyor. Apartman hayatından bahçeli yere geçmek için tercih edilen model. Bu modeli Ankara’da resmi olarak adlandırmak henüz mümkün değil. Ancak biz ilgili 25 ilçe belediye başkanına yazı yazarak en azından hobi bahçesi diye tanımlanan yerlerle ilgili düzenleme yapılması gerektiğine dair talepte bulunduk. Tiny house taşınabilir olduğu için izne gerek duyulmayan bir yapı. Ege, Akdeniz gibi bölgelerde daha yaygın, Ankara’nın civar ilçelerinde tiny house yapıları olsa da henüz yaygın hale gelmiş değil” diye konuştu.
“Tek tip modelleme şart”
Ankara’da Ayaş, Gölbaşı, Keçiören, Yenimahalle-Yakacık ve Mamak’ta binlerce hobi bahçesi bulunduğunu düzensiz olması nedeniyle kent estetiğini bozduğunu ifade eden Akçam, söz konusu yapıların tek tip modellemeyle standartta oturtulması için Meclis’te Tarım Komisyonu’na başvuruda bulunduklarını belirtti. Akçam, “Hobi bahçeleri imarsız yapı olduğu için gecekondu gözüyle bakılıyor. Bu tarz yerlerin tek tip yapılması altyapının ve sosyal donatıların olması lazım, ama bu ilçelerdeki hobi bahçelerinin yüzde 60’ında bu tip gereklilikler yok. Tiny house yapılarında görece belirli bir standart var, altyapı sorunu yok. Bu tip standartların oluşturulması şart. Öteki türlü çarpık bir yapılaşmaya neden oluyor. Bunların düzenlenmesi için daha önce girişimlerde bulunduk. Meclise tarım komisyonuna başvuruda bulunduk, Tarım ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlıklarına talepte bulunduk. Bu yapılar tek tip modelleşmeyle hayata geçirilmeli, tarım arazilerini heder etmemek lazım. Bakanlık çalışma içinde bakalım sonucu hep birlikte göreceğiz” sözlerine yer verdi.
Hisseli imarsız arsalar güvenli mi?
Söz konusu mikro evlerin çoğunlukla imara açık olmayan tarım arazilerine konulabileceğini, bu tarz arazilerin ise kanuna göre kooperatif bünyesinde satışa sunulabileceğini söyleyen Akçam yasal mevzuatla ilgili ise “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa göre imarsız olan yerlerin hisse hisse bölünmesi ve satışı uygulaması yasak. Bu nedenle kurulan bir kooperatif bünyesinde bu araziler parsel parsel hisseli bir şekilde satılabiliyor. Bu sistemde vatandaş mağduriyet yaşayabilir mi? Evet az da olsa yaşama ihtimali var. Çünkü hissedar olduğunuzda size tapu verilmiyor, sadece Ticaret Bakanlığı’nda Kooperatif Genel Müdürlüğü’nde adınız görünüyor. Bu elbette çok güvensiz bir sistem değil sonuçta Ticaret Bakanlığı denetiminde ancak tapu kadar da güveni yok. Vatandaş bu nedenle kooperatiflere soğuk bakıyor ama her kooperatif kötü olacak değil. Yüksek rakamlar karşısında müstakil ev veya villa alamayınca bu tarz yerlerde kooperatiflere üye olarak mal sahibi olunabilir. Herhangi bir sorun yaşanmaması için ivediyle önlem alınmalıdır” bilgilerini verdi.
“Gayrimenkul ekonomiyi direkt besleyen bir sektör”
Ekonomi politikalarındaki iyileşmeye bağlı olarak gayrimenkul alanında hareketlenmelerin yaşanacağını ifade eden Akçam son olarak, “Gayrimenkul ekonomiyi direkt besleyen bir sektör olduğu için ekonominin düzelmesi bizim sektörümüzün de önünü açacak. Emlak danışanları olarak ön görümüz bu yılın ilk 6 ayı bu seyirde devam edeceği, ikinci altı ayda ise bir toparlama dönemine gidileceği ön görüsüdür. 2025’in ilk 6 ayında daha önemli bir toparlanma görülebilir. Ekonomi düzelince bizim sektör de ayağa kalkacak diye ümit ediyoruz. Ekonomideki bozukluktan dolayı yaşanan durağanlık satıcı tarafının moralini bozuyor, alıcının da sakin olduğu bir ortam mevcut. Yüzde 20 oranında balon diye tabir ettiğimiz sünni artış aşağı doğru inmiş durumda. Öte yandan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Türkiye’de satışı yapılacak tüm gayrimenkullerde eksper değerleme raporu olmadan tapuda ikbale izin verilmemesi yönünde bir çalışma içinde. Gayrimenkul sektöründe yapılacak fiyat belirlemesini vatandaş değil eksper firma şeffaf ve gerçekçi bir şekilde ortaya koyacak. Kira sözleşmeleri de e-devletten yapılacak. Bunlar önemli çalışmalardır” dedi.