ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir Protestan Kilisesi'ne zorla girmeye çalışarak görevlileri tehdit ettikleri iddia edilen 2 zanlı tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, 25 Kasım saat 19.00 sıralarında Aykut K. (31) ile akrabası Halil D. (41) birlikte alkol alıktan sonra Tepebaşı ilçesine bağlı Mustafa Kemal Mahallesi Sümer Sokak'taki Protestan Kilisesi'ne gitti.
Kilisenin penceresini ve kapısını yumruklayan Aykut K. ile Halil D. zorla içeri girmeye çalıştı. Kapıyı açan kilise pastörü (proteston kiliselerinde din görevlisi) Artun Tokatlı ile beraberindekilere saldırarak "Yahudi misiniz, İsrailli misiniz? Polisi ararsanız sizi yakarım" diyerek tehdit eden şüpheliler daha sonra bölgeden ayrıldı.
Tokatlı'nın ihbarı üzerine bölgeye gelen polis ekipleri Aykut K'yi olay yerinde, Halil D'yi ise evinde yakaladı. Sağlık kontrolünden geçirilen Aykut K'nin 2,16, Halil D'nin ise 3,27 promil alkollü olduğu belirlendi.
Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, birden fazla kişiyle tehdit, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme" suçlarından adliyeye sevk edildi.
Aykut K. savcılıktaki ifadesinde, "Olayın meydana geldiği kilise ile benim dükkanım aynı yerdedir. Tehdit içerikli bir söz söylemedim. Kilisenin önünden geçtiğimi hatırlıyorum onun dışında iddia edilen diğer olayları hatırlamıyorum. Gerekirse gidip özür dilerim, pişmanım." dedi.
Halil D. ise "Aykut ile birlikte alkol aldık. Kiliseye gidip gitmediğimi, eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Kilisedeki insanlar ile benim bir husumetim yoktur. Beni polisler evden aldılar, her ne kadar alkollü olsam da kendimi karakterimi biliyorum. İddia edilen sözleri söylemem mümkün değildir. Kamera kayıtlarında da bunlar çıkar. Pişmanım, gidip özür dileyeceğim." diye konuştu.
Savcılık sorgularının ardından sulh ceza hakimliğine çıkarılan şüpheliler, "tehdit ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal" suçlarından tutuklandı.
Olay, kilisenin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, kiliseye gelen 2 şüphelinin pencereye vurduğu daha sonra kilisenin kapısından içeriye girmeye çalıştıkları, kilisede bulunanların şüphelilerin içeriye girmelerine engel oldukları görülüyor.
Yaşananların ardından İl Emniyet Müdürlüğü tarafından kilise önünde polis ekibi görevlendirildi.
Yaklaşık bir ay önce kiliseye gelen başka bir şüpheli de pastör Artun Tokatlı'yı darbetmiş, olayın ardından yakalanan şüpheli, ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde gözetim altına alınmıştı.
Eskişehir Protestan Kilisesi Pastörü Artun Tokatlı, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, alkollü 2 kişinin zorla kiliseye girmek istediğini, kendilerinin bu duruma izin vermediğini söyledi.
Olayın münferit bir hadise olduğuna inanmak istediklerini kaydeden Tokatlı, "Zamanlamanın talihsiz olduğunu düşünüyoruz. Olayların üst üste gelmesi tabi ki can sıkıcı bir durum maalesef. Bu konuda herkes elinden gelen hassasiyeti göstermeye devam ediyor." diye konuştu.
2 şüphelinin kilise kapısını zorladığını ifade eden Tokatlı, "Biz de arkadan açmamak için tutmaya çalışıyorduk. O arada her şey gerçekleşti. Sarhoştular zaten. Alkol aldıktan sonra kafalarında İsrail'le ilgili bir bağlantı mı kurdular, ne yaptılar, bilmiyorum. Biz Türk'üz, Türk kilisesiyiz. Bizim hiçbir ülkeyle, yurt dışından bir kurumla bağlantımız yok. İnsanların Hristiyan olduğumuz için böyle düşünmesi normal. Türk Hristiyan kavramı çok bilinen bir kavram değil ama bu bir gerçek." ifadelerini kullandı.
Şüphelilerin kendilerine tekrar gelip kiliseyi yakacaklarını söylediğini dile getiren Tokatlı, "Muhtemelen alkolün etkisiyle olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar tahmin ediyoruz ki bizi farklı algılıyor. İnsan bilmediğinden korkarmış. Ben olayların hiçbirini kişisel olarak algılamıyorum. Zaten şahısları da bağışladım. Yüreğimde onlara karşı hiçbir nefret duygusu yok. Ancak kanunun getirdiği yaptırımlar var. Burası ibadethane olduğu için gerekli saygının gösterilmesi gerekiyor. Aksi durumda yaptırımları oluyor." dedi.
- "Polisler 24 saat nöbetteler"
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğünün olayla ilgili hassas davrandıklarını ve polis görevlendirdiklerini aktaran Tokatlı, şöyle devam etti:
"Emniyet ve savcılık zaten bu konuda çok hassas davranıyor, özellikle olaylar üst üste geliştiği için tabi ki daha da bir hassasiyet kazandı. Muhtemelen hani savaşın varlığına dair, bu İsrail-Filistin savaşının bu kadar gündemde olmasından kaynaklı. Tabi ki ben bir din adamıyım. Ben hiçbir savaşı onaylamıyorum. Hiçbir savaş da insanların ölmesi, çocukların ölmesini onaylamıyoruz. Tabi ki her zaman bunu kınıyoruz. Ama tabi olayların, bizimle bağdaştırılması üzücü veya insanların bu yöne çekmeye çalışması üzücü bir kavram. Ama emniyet görevlileri olsun, savcılık olsun, bu konuya karşı oldukça hassas davranıyorlar. Polisler de 24 saat nöbetteler."