AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum etkinliğinde konuşurken İsrail ile ticaretin kesilmesi yönünde slogan attıkları için tutuklanan dokuz kişinin tutuklama kararına itiraz edildi. Dilekçede, "Hiçbir somut gerçek ve ilgili gerekçe ortaya konmaksızın tüm şüpheliler hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Tutuklama kararı ve adli kontrol kararı hukuka aykırı olup güç sahibi konumunda olan hakimin panik haliyle bu gücünü keyfi kullanımından ibarettir" ifadeleri yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen Cuma TRT World Forum etkinliğinde konuşurken, "Gemiler Gazze'ye bomba taşıyor" diye sloganlar atarak 'İsrail'e ticaretin tamamen kesilmesi yönünde' protesto gösterisi yapan dokuz kişi "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan gözaltına alınmıştı.

Protestocular üç günlük bir gözaltı sürecinin ardından 2 Aralık'ta, Toplantı, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Bununla birlikte, "Soykırımcılarla iş birliği yapanları TRT Forumuna davet ediyorlar" söylemleri ile "Free Free Palestine" şeklinde slogan atmanın kuvvetli suç şüphesi olduğu tutuklamaya sevk yazısında yer almıştı.

Protestocuların avukatları bugün İstanbul 10'uncu Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, söz konusu tutuklama kararına itiraz etti. 

"Adli kontrol tedbiri uygulanmasına dair karar yasaya açıkça aykırıdır"

İtiraz dilekçelerinden birinde şu ifadeler yer aldı:

"Cumhurbaşkanına hakaret suçuna vücut verecek bir içerik barındırmayan bu sözleri suç kabul eden savcılık makamının yaptığı manipülasyon ile suç yaratma çabasından ibarettir. Hakimlikçe de bu sözlerin içeriği değerlendirilerek aslında bu suçun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmiş ve bu suç yönünden talebin reddine karar verilmiştir ancak hal böyleyken adli kontrol tedbiri uygulanmasına dair karar yasaya açıkça aykırıdır.

Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşleri silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamış suçu yönünden ise savcılığın sevk yazı içeriği birebir kopyalanarak hiçbir somut gerçek ve ilgili gerekçe ortaya konmaksızın tüm şüpheliler hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Tutuklama kararı hukuka aykırı olup güç sahibi konumunda olan hakimin panik haliyle bu gücünü keyfi kullanımından ibarettir.

Kaçma şüphesini gösterir somut olgular yoktur, gösterilmemiştir şüpheli veya sanığın davranışları ile delilleri yok etme gizleme veya değiştirme ya da tanık mağdur veya başkaları üzerine baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe hali yoktur. Suç katalog suçlardan da değildir.

Öncelikle hakimliğinizce kararın gözden geçirilerek itirazlarımız doğrultusunda düzeltilmesini aksi durumda itirazlarımızı incelemekle görevli mahkemeye gönderilmesini neticeden müdafi bulunduğumuz şüpheliler hakkında verilen tutuklamaya ilişkin kararın kaldırılmasına ve şüphelilerin derhal salı verilmesine karar verilmesini talep ederim."

İtirazın ardından adliye önünde açıklama yapan avukatlar, şunları kaydetti:

Almanya’daki saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı dörde çıktı Almanya’daki saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı dörde çıktı

"29.11.2024 tarihinde, Sayın Cumhurbaşkanının da katıldığı TRT WORLD kanalının bir programında, 9 Filistin dostu genç, aynı programa İsrail'in Filistin Halkına uyguladığı soykırıma İsrail’e yakıt sevkiyatı ile destek olan SOCAR isimli şirketin CEO’sunun da konuşmacı olarak katılmasına itiraz ederek tepkilerini dile getirmişlerdir. Tamamen barışçıl ve silahsız bir biçimde en temel demokratik hakları olan düşünce ve kanaatlerini bildirme hakkını kullanan bu gençler, önce 3 gün boyunca emniyette gözaltında tutulmuş, akabinde adliyeye sevk edilmiş ve burada 3 gün önce tutuklanmıştır.

"9 gencin tutuklanması açık bir hak gasbıdır"

Tutuklama gerekçesi yapılan 'Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama' suçunun yasal şartları oluşmamıştır. Kaldı ki, bu suçun alt sınırı 6 ay olarak düzenlenmiştir. Böyle bir durumda tutuklama kararı verilmesinin hukuki izahı mümkün değildir. Tutuklanan 9 gencin ortak noktası, İsrail soykırıma yönelik eylemlerine devam ederken, Filistin topraklarında katliam sürerken, hamasi cümleler ile göstermelik tepkiler yerine SOCAR şirketinin İsrail’e taşıdığı yakıta engel olunmasını talep etmeleri olmuştur. Gençlerin talebi, haklı ve meşru bir talep olduğu kadar siyaset kurumuna yanlışı düzletme fırsatı sunmaktadır. Buna karşı bu talebin suç olarak kabul edilmesi ve bunu dile getiren 9 gencin tutuklanması açık bir hak gasbıdır. 9 gencin özgürlükleri, sırf düşüncelerini açıkladıkları için gasp edilmiştir. Bu durum derhal sona erdirilmelidir. Bugün bu amaçla bu haksız ve hukuksuz tutuklama kararına karşı itirazlarımızı sunmak üzere buradayız. Umuyoruz ki, tutuklama kararı geri alınacak ve Filistin dostu 9 genç özgürlüğüne kavuşacak."

Editör: Esin Özdemir